"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3172 E., 2023/1904 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... (...) 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/216 E., 2023/478 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilli tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre; iddia edilen ücret ve çalışma süresi ile talep edilen alacaklar dikkate alındığında reddedilen ve temyize konu edilen miktar, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.370,00 TL’nin altında kalmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.03.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
Somut uyuşmazlıkta açılan dava İlk Derece Mahkemesince dava şartı yokluğu (yargı yolunun caiz olmaması) gerekçe gösterilerek esası incelenmeden usulden reddedilmiş, davacının istinaf talebi sonrasında da Bölge Adliye Mahkemesi tarafından başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin ret kararı usule ilişkin olduğu için bu aşamada reddedilen bir miktardan söz etmek mümkün değildir. Hâl böyle olunca kararın miktar bakımından kesinliğinden söz etmek de mümkün değildir. Açıklanan nedenle yargı yolunun caiz olmadığı yönündeki saptamanın doğruluğunun irdelenmesi, bir başka ifadeyle bu aşamada uyuşmazlığa bakma görevinin adli yargıya mı yoksa idari yargıya mı ait olduğuyla sınırlı inceleme yapılması gerektiği şeklindeki kanaatim nedeniyle, sayın çoğunluğun kararın miktar bakımından temyiz edilemez kararlardan olduğu şeklindeki görüşüne katılmıyorum.