"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/113 E., 2023/774 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ekipbaşı olarak yurtdışı hizmet akdi ile davalı Şirketlerin Rusya Moskova'da bulunan Perm, Habarovsk, Kazan, St.Petersburg, Nijni Novgorad şantiyelerinde 10.05.2002-26.07.2013 tarihleri arasında 2.000,00 USD ücret ile çalıştığını, davacıya aylık ücretinin 200,00 USD'sinin şantiyede avans olarak elden, geri kalan ücretinin de banka hesabına yatırıldığını, davacının her gün 07.00-21.00 saatleri arasında pazar günü, dinî ve millî ... günleri ayrımı olmaksızın çalıştığını, yalnızca bir gün Kurban Bayramında, bir gün ... Bayramında ve bir günde yılbaşında izin kullandığını, bunun haricinde yasal hiçbir iznini kullanmadığını, iş sözleşmesinin davalı işverenler tarafından nedensiz, bildirimsiz ve işçilik alacakları ödenmeden 26.07.2013 tarihinde feshedildiğini, davalı Şirketler arasında organik bağ olduğunu ve bu nedenle her iki Şirketin de sorumluluğuna gidilmesi gerektiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili, davacının İŞKUR iş sözleşmesi ile davalı Şirkette belirli süreli olarak istihdam edildiğini, davacı tarafın talep ettiği konuların Rusya Federasyonu hukukuna göre değerlendirilmesi gerektiğini, mahkemenin aksi kanaatte olması hâlinde davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının proje kapsamında belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını ve iş sözleşmesinin projenin sona ermesi nedeniyle kendiliğinden sona erdiğini, davacının hak kazanıp da kendisine ödenmeyen hiçbir ücret alacağının bulunmadığını, bu hususun davacının imzaladığı ücret bordrolarında ... olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ...Ş vekili, davalı Şirketin 22.09.2008 tarihinde kurulduğunu ve davacının çalıştığını iddia ettiği dönemde Şirketin mevcut olmadığını, 22.09.2008-26.07.2013 tarihleri arasındaki dönemde holding için hiçbir çalışmasının olmadığını, bu sebeple Şirkette kaydının bulunmadığını, yurt dışında çalıştığı iddia edilen davacının Türkiye'deki şirketleri ile bağının olup olmadığının anlaşılması için İŞKUR iş sözleşmesinin incelenmesi, dava konusu alacak kalemlerinin çalıştığı ülke mevzuatına göre değerlendirilmesi gerektiğini, davacının davalı Şirkette çalışmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.05.2019 tarihli ve 2015/1512 Esas, 2019/495 Karar sayılı kararıyla; yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 23.09.2021 tarihli ve 2019/2786 Esas, 2021/2050 Karar sayılı kararıyla; tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 25.01.2022 tarihli ve 2021/12633 Esas, 2022/1013 Karar sayılı ilâmı ile; taraflar arasında bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan uyuşmazlık hakkında Rusya hukukunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda uyuşmazlığa Rus hukukunun uygulanacağı, Rus mevzuatının 392 nci maddesinde yer alan sürelerin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu, iş sözleşmesinin 16.05.2013 tarihinde sona erdiği, davanın 29.12.2015 tarihinde açıldığı, dava açma süresinin kaçırılması hususunda geçerli bir nedenin mevcut olmadığı, hak düşürücü sürenin resen nazara alınması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, taraflar arasında üç aylık çalışma dönemi dışında hukuk seçimi anlaşması yapıldığına dair sözleşme bulunmadığını, davalı Şirket lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanması gereken Rus hukukuna göre davanın süresinde açılıp açılmadığı, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama gideri noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'nun (5718 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"...
(3) Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değiştirilebilir. Sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir.
..."
3. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi şöyledir:
" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.
(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.
(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."
4. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.
5. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi şu şekildedir:
“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.
Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”
6. Dairemizin 06.12.2023 tarihli ve 2023/14447 Esas, 2023/19092 Karar sayılı ilâmı.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıda yer alan paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun tespiti bakımından yeni esaslar belirlenerek yabancı hukukun uygulanması yönünde içtihat değişikliğine gidilmiştir. Diğer taraftan gerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin gerekse Dairemizin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davaların bir kısmında, benimsenen yeni görüş doğrultusunda yabancı hukukun uygulanması, davacı taraf aleyhine bazı olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu sebeple Dairenin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda ret kararı verilmesi hâlinde, davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varılmıştır.
3. Somut uyuşmazlıkta, dava tarihinin 29.12.2015 olması ve davanın yabancı hukukun uygulanması sonucunda reddedilmiş olması karşısında, Dairenin önceki uygulamasına güvenerek dava açan davacı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi hakkaniyete aykırıdır.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı tarafın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1), (4), (5), ve (6) numaralı bentleri çıkarılarak yerine;
"1.Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
4.Davalı ... Şirketi tarafından bu dava için yapılan 1.600,00 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5.Davalı ... Şirketi tarafından bu dava için yapılan 1.000,00 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6.Davalılar yararına vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına," ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.