Logo

9. Hukuk Dairesi2024/4290 E. 2024/7322 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının hesaplanmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacının fazla mesai alacağını tanık beyanlarına dayandırarak hesaplaması, takdiri indirim uygulaması ve yıllık izin ücretini hesaplarken yasal kesintileri yapması usul ve yasaya uygun bulunarak, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

SAYISI : 2022/404 E., 2023/211 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının üçüncü kez bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 31.10.2011 tarihine kadar davalı Şirkette tüm ticari faaliyetleri yürüten bir eleman olarak çalıştığını, son ücretinin net 900,00 TL olduğunu, müvekkilinin kış ve yaz çalışması uygulamasının farklı olduğunu ve çalışmanın kışın 07.00'de başlayıp akşam 17.30'a kadar, yazın 07.30'da başlayıp 20.30'a kadar sürdüğünü, müvekkiline işin durumuna göre ayda 1, en fazla 2 kez hafta tatili verildiğini, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili çalışmalarının ücretleri ile fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, müvekkilinin hiç yıllık izin kullanmadığını, çalışmasının iki yılının Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bildirilmediğini ve SGK'ya asgari ücret ile çalıştığının bildirildiğini, müvekkiline davalı Şirket sahibi tarafından tüm haklarının ödeneceği söylenmiş ise de herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma, yıllık ücretli izin, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili çalışmaları alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili aleyhine açılan dava dilekçesinde yer alan iddiaların asılsız ve yersiz olduğunu, davacının müvekkili Şirketin çalıştığı işyerine gelmediğini, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, müvekkilinin iyiniyetli olarak davacının işe gelmesini beklediğini, bu süre içerisinde SGK ödemelerini de yaptığını, davacının kötüniyetli hareket ettiğini ve müvekkili Şirketi mağdur ettiğini, hiçbir açıklama yapmadan işi bıraktığını, davacının sigortasız 2 yıl çalıştığı iddialarının yersiz olduğunu, işe giriş bildirgelerinin açık ve net bir şekilde ortaya çıkacağını belirterek haksız olarak açılan davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 20.10.2015 tarihli ve 2013/142 Esas, 2015/1599 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 24.12.2019 tarihli ve 2017/26209 Esas, 2019/24302 Karar sayılı kararı ile; davacının davasını 06.10.2015 tarihinde ıslah ettiği, ıslah dilekçesinin davalıya 26.10.2015 tarihinde tebliğ edildiği, Mahkemece 20.10.2015 tarihli duruşmada dosya hakkında karar verildiği, ıslah dilekçesine karşı beyanda bulunmak için tebliğden itibaren iki hafta süre bulunmasına rağmen ıslah dilekçesinin davalıya karardan sonra tebliğ edildiği, Mahkemece, ıslah dilekçesinin tebliğ sonucu beklenmeden karar verilmesinin hatalı olduğu, davalının ıslah dilekçesine karşı beyanları alınarak sonuca gidilmesi gerekirken hukuki dinlenilme ve savunma ... kısıtlanarak karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına hükmedilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemeni 28.07.2020 tarihli ve 2020/57 Esas, 2020/180 Karar sayılı kararı ile; bozma ilâmına uyularak devam edilen yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 23.02.2021 tarihli ve 2021/933 Esas, 2021/4646 Karar sayılı kararı ile; tanık beyanları gözetildiğinde, davacının ortalama olarak kışın 07.00-17.00 saatleri arasında 1 saatlik ara dinlenme süresi hariç günlük 9 saat çalışarak haftalık 9 saat, yazın 07.30-18.30 saatleri arasında 1,5 saatlik ara dinlenme süresi hariç günlük 9,5 çalışarak haftalık 12 saat fazla çalışma yaptığının kabul edilmesi dosya kapsamına uygun düşeceğinden, davacının yaz döneminde haftalık 12 saat, kış döneminde haftalık 9 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek fazla çalışma ücretinin tekrar hesaplanması ile usuli kazanılmış haklar da gözetilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği; ayrıca yıllık izin ücretinin brütten nete çevrilmesi sırasında hesaplamadan işsizlik ve sigorta primi kesilmesi gerekirken yasal kesintilerin usulüne uygun olarak yapılmamasının hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına hükmedilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 31.05.2022 tarihli ve 2021/83 Esas, 2022/165 Karar sayılı kararı ile; bozma ilâmına uyularak devam edilen yargılama neticesinde bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 26.10.2022 tarihli ve 2022/12791 Esas, 2022/13188 Karar sayılı ilâmı ile; bozmadan sonra bilirkişiden ek rapor alındığı ve bu raporun davalıya e-tebligat yoluyla tebliğ edildiği, tebligatın 23.05.2022 günü hesaba konulduğu ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 9 uncu maddesinin altıncı fıkrasına göre raporun 28.05.2022 tarihinde tebliğ edilmiş sayılacağı, bu durumda Mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 281 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca davalının bilirkişi ek raporuna karşı iki haftalık itiraz süresi dolmadan 31.05.2022 tarihinde karar verilmesinin hukuki dinlenilme ve savunma hakkının ihlali niteliğinde olduğu, ayrıca davalı vekilinin son celseye mazereti sebebiyle katılamayacağını bildiren mazeretini içeren dilekçe sunmasına ve duruşmanın başka bir güne bırakılmasını talep etmesine rağmen bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin yargılamanın sona erdirilmesinin de hatalı olması nedenleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun gerek 2009/9-2 Esas ve 2009/48 Karar sayılı kararı, gerekse 2015/9-1320 Esas ve 2017/539 Karar sayılı kararlarında; fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ücreti alacaklarının yazılı belgelerle kanıtlanamaması hâlinde tanık beyanları ile sonuca gidilmesinin gerektiği, her ne kadar indirim yapılmasını öngören yasal düzenleme olmasa da takdiri delil ile kanıtlanması durumunda genel hayat tecrübelerine göre uygun bir indirim yapılmasının gerektiğinin yer aldığı, işbu davada da davacı işçinin fazla çalışma, genel tatil ücreti alacakları takdiri delil olan tanık beyanları ile hesaplandığından takdiren %30 indirim yapılması gerektiği ve bilirkişi raporunda bu indiriminin uygulandığı, Yargıtay bozma ilâmındaki hususlar göz önüne alınarak davacının yaz döneminde haftalık 12 saat, kış döneminde haftalık 9 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek fazla çalışma ücretinin hesaplandığı, ek raporun usul ve kanuna uygun olduğu anlaşılmakla hükme esas alındığı belirtilerek bilirkişi ek raporu ve ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar karar vermiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davacı vekili tarafından işçilik alacakları kapsamında açılan davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı ancak kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarının belirlenebilir olduğu, diğer yandan devamsızlık yapmak suretiyle iş sözleşmesi haklı nedenle sonlandırılan davacının ihbar ve kıdem tazminatı taleplerinin reddi gerektiği, bununla birlikte, davacının çalıştığı süre boyunca yıllık izinlerini kullandığı, kaldı ki bir işçinin bu kadar uzun bir süre yıllık izin kullanmadan çalışması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan yıllık izin ücreti alacağına hükmedilmesinin hatalı olduğu; ayrıca yıllık ücretli izin alacağından %20 gelir vergisi düşülmeden hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, tanıkların çalışma dönemi belirtilerek tanıkların çalışmadığı dönemlerin hesaplamaya katılmaması gerekirken hesaplama yapıldığı, tanıkların davacı ile çalışmadığı dönemleri dışlanmadan fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hesaplandığı iddialarıyla temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla çalışma alacağının ispatı ve hesaplanması ile yıllık izin alacağının net tutarının hesaplanmasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,

2. 4857 sayılı Kanunu'nun 41, 44 ve 59 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.