"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1566 E., 2023/1960 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 23. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/853 E., 2023/400 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.05.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenin Afganistan ve Irak'daki işyerinde 12.09.2009-15.10.2011 tarihleri arasında ağır vasıta şoförü olarak aylık net 1.400,00 USD ücretle çalıştığını, davacının sabah 07.00'de işe başladığını ve akşam 21.00'e kadar çalıştığını, ancak fazla çalışma ücretlerinin hiç ödenmediğini, tüm hafta tatillerde çalıştığını, dinî bayramların ilk günü dışında ulusal baram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini, davacıdan tazminat ve ücretlerinin ödeneceği taahhüt edilerek ibraname alındığını, ancak tazminata ilişkin kısmi bir ödeme yapıldığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talep ettiği alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili Şirkette 11.09.2009 tarihinde mikser şoförü olarak çalışmaya başladığını, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının ödendiğini, başkaca alacaklarının bulunmadığını, davacı tarafından imzalanan iş sözleşmesinde ücretinin brüt 550,00 USD olarak belirlendiğini, davacı da dâhil olmak üzere müvekkili firmanın birçok çalışanının şantiye çalışma koşulları ve yapılan işin özelliğine göre fazla çalışma gerçekleştirdiğini, fazla çalışma sürelerinin her ay sonunda belirginlik kazandığını, bu hesaplanan miktarların her ay işçilerin sözleşme ile belirlenen aylık ücretlerine eklenerek hesaplarına yatırıldığını, müvekkili Şirketin şantiyelerinde çalışmanın 08.00-17.00 saatleri arasında haftanın 6 günü yapıldığını, bunun dışında dinî bayramlarda ve Nevruz bayramında da şantiyelerde çalışma yapılmadığını, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının zamanaşımı def'i ve yurda giriş çıkış kayıtları hep birlikte değerlendirildiğinde davacının 24.06.2010-25.08.2011 tarihleri arasında çalıştığı, davacının ücretinin net 1.400,00 USD olduğu, davacının iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın davalı tarafça sona erdirildiği, davacı ve davalı tanıklarının beyanlarına göre davacının haftada 18 saat fazla çalışma yaptığı, ayda iki pazar günü çalıştığı, dinî bayramların ilk günü hariç diğer ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde davacının hizmet süresine ilişkin maddi hata yapıldığını, davacının 11.09.2009-02.11.2011 tarihleri arasında çalıştığının sabit olduğunu, tüm alacakların işbu dönem için hesap edilip hüküm kurulduğunu, davacının hizmet süresinin 24.06.2010-25.08.2011 tarihleri arasında olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; İlk Derece Mahkemesi tarafından davacının ücretinin yanlış tespit edildiğini, davacının, müvekkili Şirkette en son dönemde brüt 600,00 USD ücret ile çalıştığını, işverene karşı davası bulunan tanıkların beyanlarının hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, davacının 08.00-17.00 saatleri arasında çalıştığını, 08.00-17.00 saat aralığında günlük 9 saat çalışıldığı, 1 saat ara dinlenme süresi düşüldüğünde haftada 3 saat fazla çalışma yapıldığını, davacının fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacaklarını eksiksiz aldığını, davacının Türkiye'de bulunduğu sürelerin bu alacakların hesaplamalarından dışlanması gerektiğini, dava dilekçesinde istenen alacak miktarına dava tarihinden itibaren ıslahta istenen alacak miktarına da ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğini, dava konusu alacak kalemlerinin dava tarihinden itibaren belirlenebilir nitelikte olduğunu, somut uyuşmazlığa Afganistan hukukunun uygulanması gerektiğini, dava edilen alacakların zamanaşımına uğradığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararında davacının kıdeminin 24.06.2010-25.08.2011 tarihleri arasında olduğunun belirtilmiş olmasının maddi hataya dayandığı, bu hususun mahallinde düzeltilebilecek nitelikte bir hata olduğu, davacının iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılacak şekilde sona erdirildiği, davacı tanığının beyanına itibar edilemeyeceği yönündeki davalı istinafının yerinde olmadığı, yargılama aşamasında dinlenilen tanıkların çalışma saat ve sürelerine ilişkin beyanları doğrultusunda zamanaşımı def'i gözetilerek hesaplama yapılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemecesi kararında açıklanan gerekçe dâhilinde ek rapora karşı davacı vekilinin itirazları dikkate alınarak karar verilmesinde de bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, uygulanacak hukuk, davacının aylık ücret miktarı, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve yıllık ücretli izin alacaklarının ispat ve hesaplanması noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 17, 22, 32, 41, 44, 46, 47, 53, 59 ve 63 üncü maddeleri.
3. Mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun, 4857 sayılı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan 14 üncü maddesi.
4. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 24 ve 27 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 5718 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre hukuk seçimi, taraflarca açıkça yapılabileceği gibi zımni olarak da yapılabilir. Yabancılık unsuru taşıyan bir iş sözleşmesinin varlığı karşısında, Türk hukukuna göre açılmış bir davada davalı tarafça en geç cevap dilekçesi ile yabancı hukukun uygulanması gerektiği yönünde itirazda bulunulmaması yahut en geç ön inceleme duruşmasında tarafların hukuk seçimi konusunda anlaşmamış olmaları durumunda, uyuşmazlığa uygulanacak olan hukukun Türk hukuku olarak zımnen seçilmiş olduğunun kabulu gerekir. Buna göre somut uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
4. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
5. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması hâlinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı hâlde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazı kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
6. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
7. Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ispatında salt davacı ile menfaat birliği içinde olan ya da işverene karşı davası bulunan tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte diğer delil ya da olgularla desteklenen bu tür tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar diğer delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.
8. Somut olayda davacı ve davalı tanık beyanları ve dosya kapsamına göre, davacının haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek fazla çalışma alacağı hesaplanmıştır.
9. Fazla çalışmanın ispatı konusunda, dosya içerisinde işyerindeki çalışma düzenini gösterir işyeri kayıtları bulunmadığından davacının fazla çalışmalarının tanık beyanlarına göre kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak talimat yoluyla dinlenen davacı tanığı, davacıyı tanımadığını ifade ettiği gibi bu beyanında belirttiği işyerindeki çalışma saatleri ile emsal dava dosyalarında yine işçi tarafın tanığı olarak alınan beyanlarında belirttiği çalışma saatleri arasında da çelişki bulunmaktadır.
Tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, dosya kapsamında dinlenen davalı tanıklarının beyanları, emsal dava dosyaları ve yapılan işin niteliği birlikte değerlendirildiğinde; davacının 07.00-17.00 saatleri arasında çalıştığının kabulünün dosya kapsamına daha uygun düşeceği anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca davacının; 07.00-17.00 saatleri arasında ayda iki hafta haftanın 6 günü çalışarak haftada 9 saat, iki hafta ise haftanın 7 günü çalışarak haftada 10,5 saat fazla çalışma yaptığının kabulü ile fazla çalışma alacağının hesaplanması gerekir. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Davalı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.