Logo

9. Hukuk Dairesi2024/4516 E. 2024/9432 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının Rusya'da çalıştığı dönemden kaynaklanan işçilik alacakları davasında zamanaşımı def'inin uygulanıp uygulanmayacağı ve uygulanacak hukukun hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, daha önceki bozma kararında belirttiği hususların aksine, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesindeki sürenin zamanaşımı süresi olduğunu ve dava tarihinde bu sürenin dolduğunu, davalı tarafından da zamanaşımı def'inde bulunulduğunu değerlendirerek yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararını onamış ancak, Yargıtay’ın içtihat değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verildiğinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesini gözeterek kararı düzeltmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/643 E., 2024/7 K.

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.05.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ve ... ile davalı ... Uluslararası İnşaat Yatırım Sanayi ve Ticaret AŞ (... Şirketi) vekili Avukat ... , davalı ... vekili Avukat ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 11.10.2002-15.06.2015 tarihleri arasında davalıya ait Rusya şantiyelerinde sıva ustası olarak 3.000,00 USD ile çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, aylık ücretin 300,00-600,00 USD miktarının avans olarak elden, kalanının ise bankadan ödendiğini, şantiyede her gün sabah 07.00’de işbaşı yapılıp 21.00’e kadar çalışıldığını, pazar günleri dinî ve millî bayramlarında ayrım yapmaksızın çalıştığını, yalnızca Kurban bayramında ve Ramazan bayramında birer gün, yılbaşında bir gün izin kullandığını, bunun haricinde hiçbir yasal iznini kullanmadığını, davalılar arasında organik bağ mevcut olduğunu, her iki Şirketin aynı tüzel kişilik içerisinde faaliyet gösterdiğini, organik bağın varlığına ilişkin emsal yargı kararlarının bulunduğunu belirterek kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... (Eski Ünvan: ...) vekili, davacının müvekkili Şirkette çalıştığına ilişkin kaydına rastlanmadığını, müvekkili Şirketin yurt dışında kurulmuş ve yurt dışında faaliyet gösteren bir Şirket olduğunu, Türkiye’de dava açılamayacağını, davada husumetin müvekkili Şirkete yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının çalıştığı ülkenin sosyal haklarından yararlanabileceğini, dosyaya Mahkemenin yabancı hukuk ve yabancı mahkemenin yetkisi nedeniyle bakmaması gerektiğini, son ücretle ilgili iddianın fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... Şirketi vekili, müvekkili Şirketin 02.04.2008 yılında kurulduğunu, davacının 2002 tarihinden itibaren müvekkil Şirket nezdinde çalışmasının mümkün olmadığını, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, işin yapıldığı yer Mahkemesinin yetkisinin tanınarak Mahkemenin dosyaya yabancı hukuk ve yabancı mahkemenin yetkisi nedeniyle bakmaması gerektiğini, davacının iddia ettiği ücretin fahiş miktarda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19.04.2019 tarihli ve 2017/797 Esas, 2019/257 Karar sayılı kararı ile; iş sözleşmesinin haklı veya geçerli bir nedenle feshedildiğinin davalı işverence ispatlanamadığını, tanık beyanlarına göre davacının ortalama olarak haftanın 2 günü 08.00-21.00 arası diğer günler 08.00-19.00 arası çalıştığını, tanık beyanlarına göre davacının ayda iki hafta tatili çalışması bulunduğunu, dinî bayramların birer günü haricindeki tüm ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 14.10.2021 tarihli ve 2019/2231 Esas, 2021/2664 Karar sayılı kararı ile; 06.05.2012 tarihinden önceki yurt dışına çıkışlarında davalılar nezdinde çalıştığına dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından, Mahkemece davacının çalışma süresinin yurda giriş çıkış kayıtlarına göre belirlenmesinde bir hatanın olmadığı, davacının yaptığı işin niteliği, emsal ücret araştırması sonucu, banka kayıtları, davacı ile imzalanan sözleşme ve dinlenen tanık beyanı birlikte değerlendirildiğinde; davacının tespit edilen aylık ücretinin dosya kapsamına uygun olduğu, iş bitiminin işverene haklı fesih imkânı vermediği gibi davacının yaptığı işin niteliği gereği belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığından bahsedilemeyeceği, bu durumda davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının dinlenen tanık anlatımları ile işyerinde fazla çalışma yaptığını, hafta tatillerinde, ulusal bayram ve genel günlerinde çalıştığını ispat ettiği, davacının fazla çalışma alacaklarının tanık beyanları esas alınarak belirlenmesinde ve hüküm altına alınan fazla çalışma alacaklarına uygulanan indirim oranında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının fazla çalışmasının karşılığı ücretlerinin tam olarak ve zamanında ödendiğinin ve yine davacıya bakiye yıllık izninin kullandırıldığının yahut ücretinin ödendiğinin işveren tarafından yasal delilleriyle kanıtlanamadığı, uyuşmazlığın Türk hukuk mevzuatına göre çözümlenmesinde ve ayrıca davalı Şirketlerin davacının alacaklarından sorumlu tutulmasında isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 25.01.2022 tarihli ve 2021/12710 Esas, 2022/1014 Karar sayılı ilâmı ile; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında taraflar arasında davacının çalışma dönemi yönünden bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan dava konusu alacakların ait olduğu söz konusu çalışma dönemi hakkında Rusya hukukunun uygulanması gerektiği, hâl böyle olunca gerekirse Rusya hukukunda uzman bir bilirkişiden de rapor alınmak suretiyle dava konusu uyuşmazlık bakımından değerlendirme yapılması ve dosya kapsamındaki delil durumu birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin 23.03.2023 tarihli ve 2022/96 Esas, 2023/179 Karar sayılı kararı ile; Rusya Federasyonu İş Kanunu'nda kıdem tazminatı düzenlemesi yer almasa da bu mahiyette değerlendirilebilecek şekilde şirketin tasfiyesi veya personel azaltma durumlarında iş sözleşmesi feshedilen işçiye 2 aylık ortalama ücretini geçmeyecek şekilde iş bulana kadar işten çıkarma tazminatı ödendiği, yine Rusya'da Şirketin tasfiyesi veya toplu işten çıkarma durumlarının iki ay öncesinden işçiye bildirilmesinin zorunlu olduğu, ancak işverenin bu iki aya tekabül eden ücreti işçiye defaten ödeme durumunda iş sözleşmesini derhal feshedebildiği, bu kapsamda işverenlerce söz konusu prosedüre uyulduğu ispatlanamadığından kıdem ve ihbar tazminatına karar verildiği, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nda çalışanlara verilen yıllık ücretli izin süresinin 28 takvim günü olduğu, işverenlerce davacıya ücretli izin verildiğinin ispatlanamadığı, tanık beyanlarından davacının 01 Ocak hariç Rusya tatil günlerinde ve ayda 2 hafta tatili gününde çalıştığı, çalışmasının haftanın 2 gününde 08.00-21.00, diğer günlerde ise 08.00-19.00 saatleri arasında olduğu gerekçesiyle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 12.09.2023 tarihli ve 2023/11033 Esas, 2023/11745 Karar sayılı ilâmı ile; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile davacının iş sözleşmesinin 15.06.2015 tarihinde sona erdiği, davanın ise 29.12.2017 tarihinde açıldığı, dolayısıyla Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesine göre dava tarihi itibarıyla bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için Mahkemeye başvurma süresi olan 3 aylık sürenin dolduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; dava konusu uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, yabancı hukuk uygulansa bile zamanaşımına ilişkin düzenlemelerin davaya uygulanmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, Rusya iş hukukunda zamanaşımı sürelerinin yeniden başlatılmasına ilişkin hâkime takdir yetkisi verildiğini, buna göre sürelerin yeniden başlatılması gerektiğini, kıdem tazminatının kamu düzeninden kaynaklandığını, hesaplamanın Türk hukukuna göre yapılması gerektiğini, davanın reddi hâlinde işbu ret sebebi Yargıtay içtihat değişikliğinden kaynaklandığı için davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i ve davanın süresinde açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 5718 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"...

(3) Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değiştirilebilir. Sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir.

..."

3. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi şöyledir:

" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.

(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.

(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.

(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."

4. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.

5. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi şu şekildedir:

"Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

Çalışan, ücretlerin ve diğer ödemelerin ödenmemesi veya eksik ödenmesine ilişkin bireysel işçi ihtilaflarının çözümü için, işten çıkarılma nedeniyle ödenmesi gereken ücretlerin ve diğer ödemelerin yapılmaması veya eksik ödenmesi de dahil olmak üzere, bu tutarların ödenmesi için belirlenen tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. (03.07.2016 tarihli Kanun ile değişiklik yürürlüğe girmiştir)

İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.

Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”"

6. Dairemizin 06.12.2023 tarihli ve 2023/14447 Esas, 2023/19092 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin aşağıda yer alan paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta her ne kadar bozma ilâmında Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesinde belirtilen sürelerin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu belirtilmiş ise de; Diaremizce yeniden yapılan değerlendirme sonucunda ilgili maddede sözü edilen sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği, dava tarihi itibarıyla söz konusu zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmıştır. Bu doğrultuda İlk Derece Mahkemesince davanın Rusya İş Kanunu'nun ilgili hükmü uyarınca reddine karar verilmesi isabetli ise de; Dairenin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda davanın reddine karar verilmesi hâlinde davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varılmasına rağmen bu sonuca uygun şekilde vekâlet ücreti yönünden hüküm kurulmaması hatalı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (3) ve (5) numaralı bentlerinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine, "3-Davalılar yararına vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına," 5-Davalı ... tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına," ibaresi yazılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.