"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1094 E., 2023/3355 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında Bakırköy 26. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Vakfın 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) kapsamında kamu kuruluşu olduğunu, işe girdiği tarihten itibaren ödenmesi gerektiği hâlde ilave tediye alacağının ödenmediğini ayrıca davalı işyeri ile Türkiye Kooperatif, Ticaret, Eğitim ve Büro İşçileri Sendikası (Koop İş Sendikası) arasında imzalanmış toplu iş sözleşmesi bulunduğunu belirterek ilave tediye ile toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan aile ve çocuk yardımı, ... harçlığı, yemek yardımı, yakacak yardımı ve ikramiye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, müvekkili Vakfın kamu tüzel kişiliği bulunmadığını ve dolayısıyla davacının ilave tediye alacağına yönelik talebinin yasal dayanağı bulunmadığını, öte yandan 16.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Fon Kurulu kararı ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları Personelinin Norm Kadro Standartları, İş Tanımları, Nitelikleri, Özlük Hakları ve Çalışma Şartlarına İlişkin Esaslar'ın belirlendiğini, 06.05.2014 tarihli ve 2014/2 sayılı Fon Kurulu kararı ile değiştirilen maddesine göre ikramiyelerin ilave tediye niteliğinde olacağı ve personele ayrıca ilave tediye alacağının ödenmeyeceğinin düzenlendiğini, davacının müvekkili Vakıftan toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacağı bulunmadığını, çalıştığı tüm süreye ilişkin yasal haklarının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bakırköy 26. İş Mahkemesinin 27.02.2020 tarihli ve 2018/393 Esas, 2020/216 Karar sayılı kararı ile; il ve ilçelerde 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu uyarınca kurulan sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının Devlete bağlı, 6772 sayılı Kanun kapsamında sayılan işyerlerinden olduğu, davalı ile Koop İş Sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi bulunduğu, davacının sendikaya üye olduğu, Fon Kurulu kararına bağlı olarak 2012 yılından itibaren ilave tediye niteliğinde ikramiye ödeniyor ise ilave tediye ödenmeyeceği gerekçesiyle ilave tediye talebinin reddi, diğer taleplerin kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 13.10.2022 tarihli ve 2020/1540 Esas, 2022/1855 Karar sayılı kararıyla; aynı davalıya karşı açılan ve Dairenin 2020/1537 Esas, 2022/506 Karar sayılı dosyası ile görülen davada verilen hükmün Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 31.05.2022 tarihli ve 2022/5459 Esas, 2022/6857 Karar sayılı kararında yazılı gerekçelerle bozulduğu, sözü edilen kararda belirtildiği gibi 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre sona eren toplu iş sözleşmesinin iş sözleşmesine ilişkin hükümleri yenisi yürürlüğe girinceye kadar iş sözleşmesi hükmü olarak devam edeceğinden ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğüne bağlı il ve ilçe sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarına ilişkin olarak Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası ile Türkiye Koop İş Sendikası arasında işletme düzeyinde toplu iş sözleşmesinin 01.07.2018 tarihinde imzalandığı görüldüğünden 01.07.2013-30.06.2015 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi hükümlerinin, art etkisi gözetilerek iş sözleşmesi hükmü niteliğinde 01.07.2018 tarihine kadar devam ettiği kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiği, davalının istinaf başvurusunun bu nedenle yerinde görüldüğü ve dosyada mübrez 18.12.2019 tarihli bilirkişi ek raporu esas alınarak davacının alacaklarının yeniden hesaplandığı, ayrıca arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan son tutanak tarihi ile hesaplamaya esas alınan dava tarihi arasında kalan talep dönemi için arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden bu dönem yönünden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 06.03.2023 tarihli ve 2022/18782 Esas, 2023/3115 Karar sayılı ilâmı ile; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, özel hukuk tüzel kişisi olan Vakfın 6772 sayılı Kanun kapsamında olmaması sebebiyle, davacının 6772 sayılı Kanun'dan doğan ilave tediye alacağına hak kazanması mümkün olmadığından, davalı Kurumun özel hukuk hükümlerine tâbi olmasının ilave tediye alacağı ödemesine engel olmadığı yönündeki gerekçenin doğru olmadığı, davacının üyesi bulunduğu Koop İş Sendikası ile davalı işveren arasında bağıtlanan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanma ... bulunduğu kabul edilerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklı bir kısım alacak hesabı yapılmış ise de davacının 23.01.2014 tarihinde sendika üyesi olduğu, buna göre toplu iş sözleşmelerinin imza ve yürürlük süreleri ayrı ayrı gözetilmek suretiyle yeniden değerlendirme yapılması gerektiği gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Vakfın 6772 sayılı Kanun kapsamında olmaması sebebiyle davacının 6772 sayılı Kanun'dan doğan ilave tediye alacağının bulunmadığı, bunun yanında 6356 sayılı Kanun gereğince toplu iş sözleşmesinden yararlanmak için taraf sendikaya üye olmak ön koşul olup yararlanılabilecek dönem sendika üyelik tarihine göre belirlendiğinden, davacının 23.01.2014 tarihinde sendika üyesi olduğu gözetilerek bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle davacının işçilik alacaklarının yeniden tespit edildiği, bilirkişi raporunun denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ortada geçerli bir toplu iş sözleşmesi bulunmadığını, sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarının kamuya bağlı işyerleri olarak değerlendirilemeyeceğini, müvekkili Vakıf yönünden işletme düzeyinde toplu iş sözleşmesi bağıtlanmasının mümkün olmadığını, sendikanın yetkisiz olduğunu, Vakıf ile davacı arasında 2012 yılında imzalanan bireysel iş sözleşmesine göre personele ödenecek aylık ücret, ikramiye ve diğer sosyal yardımları Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fon Kurulunun belirleyeceği hükmünün bulunduğunu, davacıya da sosyal yardımlaşma vakıflarının tâbi olduğu mevzuat hükümlerine göre işçilik haklarının ödendiğini, müvekkili Vakıfta çalışan işçilerin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları Personelinin Norm Kadro Standartları, İş Tanımları, Nitelikleri, Özlük Hakları ve Çalışma Şartlarına İlişkin Esaslar'a tâbi olduğunu, Vakıfta çalışan personel sayısının 30'un altında olması ve 7144 sayılı Bazı Kanunlardan Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 25.05.2018 tarihinde yürürlüğe girmesi nedenleriyle toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacaklarından bahsedilmesinin mümkün olmadığını, 30.06.2015 tarihinden sonra herhangi bir toplu iş sözleşmesi imzalandığına dair davacı tarafça bir evrak dosyaya sunulmadığından, toplu iş sözleşmesinin 30.06.2015 tarihinden sonra neden yürürlükte kabul edildiğinin kararda gerekçelendirilmediğini, faiz türü ve miktarlarının hatalı belirlendiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi karının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının sendika üyelik tarihine göre toplu iş sözleşmelerinden yararlanabileceği tarihin ve buna göre toplu iş sözleşmelerinden kaynaklı alacakların hesaplanması gereken dönemin belirlenmesi noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
2. 6356 sayılı Kanun'un 36 ve 39 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilince 08.11.2013 tarihli beyan dilekçesi ekinde dosyaya sunulan Koop İş Sendikasının 06.10.2009 tarihli yazısına ekli sendika üye kayıt fişinden, davacının 12.05.2009 tarihinde adı geçen Sendikaya üye olduğu anlaşılmakla; Mahkemece 19.12.2023 tarihli bilirkişi ek raporu doğrultusunda karar verilerek davacının 01.07.2013-30.06.2015 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanacağı yönünde hüküm tesis edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler (2) numaralı paragrafta yer alan ilave gerekçe ile kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.