Logo

9. Hukuk Dairesi2024/4697 E. 2024/8068 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, davalılar arasında organik bağ bulunduğunun tespiti için açtıkları tespit davasında hukuki yararlarının bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, ilk davalardaki alacaklarını tahsil için diğer davalılara karşı eda davası açma imkanları varken tespit davası açmalarında güncel hukuki yararları bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davanın dava şartı yokluğundan reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1939 E., 2023/1656 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon 2. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/154 E., 2022/433 K.

Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Trabzon 2. İş Mahkemesinin 20.08.2020 tarihli ve 2019/602 Esas, 2020/304 Karar sayılı kararı ile Mahkemenin görevsizliğine ve davanın usulden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Van Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.10.2020 tarihli ve 2020/552 Esas, 2020/368 Karar sayılı kararı ile; Mahkemenin görevsizliğine, görevli Mahkemenin Trabzon 2. İş Mahkemesi olduğunun tespitine, iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığı bulunması sebebiyle merci tayini için dosyanın Yargıtaya gönderilmesine karar verilmiştir.

Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 18.01.2021 tarihli 2020/11146 Esas, 2021/46 Karar sayılı kararı ile; Trabzon 2. İş Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkilleri tarafından davalılardan ... İnşaat Turizm Yatırım AŞ ve ... İnşaat Taahüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. aleyhine alacak davası açıldığını ve kesinleştiğini, bu davalıların işletmelerini borçtan kurtulmak amacıyla ... Dayanıklı Tüketim Malları Tekstil ve Petrol Sanayi Ticaret Ltd. Şti. ünvanını taşıyan işletmeye dönüştürerek ticarete devam ettiklerini, işçilerini devrettiklerini, müşteri çevresinin aynı olduğunu, tarafların yakın akraba olduğunu ileri sürerek davalılar arasında organik bağ olduğunun ve ... Dayanıklı Tüketim Malları Tekstil ve Petrol Sanayi Ticaret Ltd. Şti.nin diğer davalıların borçlarından sorumlu olduğunun saptanmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... Dayanıklı Tüketim Malları Tekstil ve Petrol Sanayi Ticaret Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirketlerin ortaklarının aynı olmadığını, diğer davalı Şirketler ile müvekkilinin aynı adreste faaliyet göstermediğini, faaliyet alanlarının farklı olduğunu, tarafların akraba olmasının şirketler arasında organik bağ bulunduğu anlamına gelmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Şirketlere ait bordroların incelenmesinde, davacının iddia ettiği gibi işçilerin devredilmediğini, akrabalık bağının organik bağın tespiti için yeterli olmadığını, müşteri çevresinin devredildiğinin ispatlanamadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili; dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlarla birlikte, İlk Derece Mahkemesince yeterli araştırma yapılmaksızın hüküm kurulduğunu, davalılar ... İnşaat Turizm Yatırım AŞ ve ... İnşaat Taahüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. işlerini büyük ölçüde diğer davalı Şirkete devrettiklerini, tanıkların dikkate alınmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlıkta davacılar tarafından davalılar ... İnşaat Taahüt Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve ... İnşaat Turizm Yatırım Anonim Şirketi aleyhine açılan davaların kesinleştiği, eldeki davanın ise o davada davalı olmayan ... Dayanıklı Tüketim Malları Tekstil ve Petrol Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile diğer davalılar arasında organik bağ bulunduğunun tespiti, ilk davalardaki davalıların davalı ... Dayanıklı Tüketim Malları Tekstil ve Petrol Sanayi Ticaret Limited Şirketine dönüştürüldüğünün saptanması ve işyeri devrinin engellenmesi taleplerine ilişkin olduğu, bu hâlde davacıların ... Dayanıklı Tüketim Malları Tekstil ve Petrol Sanayi Ticaret Limited Şirketinin sorumlu tutulması istemiyle eda davası açma olanağı varken tespit davası açmasında güncel hukuki yararının bulunmadığı, davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddi yerine işin esasına girilerek karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle birlikte dava dilekçesine göre taleplerinin "a)organik bağın saptanması, b)'3' nolu davalının '1', '2' nolu davalıların borçlarından sorumlu olduğunun saptanması" olduğunun anlaşılacağı, "özellikle 'b' olasılığı eda davasına dönük olarak açıldığından görülen davanın tümü aynı zamanda saptama (tespit), eda davası niteliğinde karma dava olarak açıldığı" belirtilerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın tespit davası olarak açılıp açılmadığı, davacıların tespit davası açmalarında hukuki yararların mevcut olup olmadığı ve davalılar arasında organik bağ bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 106 ncı maddesi, 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile 115 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.10.2019 tarihli ve 2017/8-1854 Esas, 2019/1096 Karar sayılı kararında tespit davalarında hukuki yarara ilişkin ilkeler şu şekilde açıklanmıştır:

"...

Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır. Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır (Hanağası, E.: Davada Menfaat, Önsözler-Ramazan Arslan, Ankara 2009, s. VII).

Hukuk Genel Kurulunun 24.06.1992 tarihli ve 1992/1-347 E., 1992/396 K. ve 30.05.2001 tarihli ve 2001/14-443 E., 2001/458 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere buna hukuki korunma (himaye) ihtiyacı da denir (Rechts-schutzbedürfnis). Mahkemelerden hukuki himaye istenmesinde, himayeye değer bir yarar olmalıdır.

Öte yandan, bu hukuksal yararın, 'hukuki ve meşru', 'doğrudan ve kişisel', 'doğmuş ve güncel' olması gerekir (Hanağası, s. 135).

(...) Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada hâlen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan söz edilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez (Pekcanıtez, H./Atalay, O./ Özekes, M.: Medeni Usul Hukuku, Ankara 2011, s. 297).

(...)Tespit davasında; eda davasından ve inşai davadan farklı olarak, davacının böyle bir menfaatinin bulunduğu varsayılmaz. Tespit davasında davacı, kendisi için söz konusu olan tehlikeli veya tereddütlü durumun ortaya çıkaracağı zararın, ancak tespit davası ile giderilebileceğini kanıtlamalıdır. Çünkü tespit davası, hukuki bir durum ya da hak henüz inkâr ya da ihlal edilmeden, yani herhangi bir zarar doğmadan açılabildiğinden, menfaatin doğmuş ve güncel olması gereğinin bir istisnası olarak ortaya çıkmıştır (Arslan, R./ ..., E./ Taşpınar Ayvaz, S.: Medeni Usul Hukuku , Ankara 2017, s.287).

Bu doğrultuda, davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı; bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı; yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden birisi ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur (Arslan / .../ Taşpınar Ayvaz, s. 296-297).

Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.05.2013 tarihli ve 2013/22-561 E., 2013/733 K. ile 01.02.2012 tarihli ve 2011/10-642 E., 2012/38 K. sayılı kararı sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.

..."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.