Logo

9. Hukuk Dairesi2024/4696 E. 2024/5580 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin iş sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle kıdem, ihbar ve diğer işçilik alacaklarının davalı işverenden tahsiline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, önceki bozma kararlarında belirtilen hususlara uyulmaksızın ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bakımından ücretin brüt olarak kabul edilerek yapılan hesaplamanın hatalı olmasına rağmen, davacı tarafından bu hususun temyiz edilmemesi ve kararda diğer bir hukuka aykırılık bulunmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/797 E., 2023/393 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 01.10.2005-21.02.2013 tarihleri arasında depo memuru olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil, yıllık izin ücreti ile asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin devamsızlık nedeni ile haklı nedenle feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, herhangi bir alacağının da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 30.04.2015 tarihli ve 2013/331 Esas, 2015/504 Karar sayılı kararıyla; davacının iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini iddia ettiği, davalının ise iş sözleşmesinin devamsızlık nedeni ile feshedildiğini savunduğu, dosya kapsamına göre iş sözleşmesinin davacı tarafından feshedildiği ve haklı neden bulunduğunun ispat edilmediği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmayacak şekilde iş sözleşmesinin sona erdiği, hafta tatili alacağının bulunmadığı, ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının ise ödendiği, davacının tanık beyanları ile fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil alacaklarını ispat ettiği, yıllık izinlerin davacıya kullandırıldığının yahut karşılığının ödendiğinin işverence ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 06.12.2017 tarihli ve 2015/22839 Esas, 2017/27875 Karar sayılı kararıyla; tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma hesabı yapılırken, davacının haftada altı gün 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığı, bir buçuk saat ara dinlenme süresi düşüldüğünde günlük sekiz saat, haftanın dört günü de 20.00'ye kadar çalıştığı göz önünde bulundurularak haftada on beş saat fazla çalışma yaptığı, dinî bayramların birinci günü çalışmadığı, diğer günlerde çalışma yaptığının değerlendirildiği, fazla çalışmanın hesaplanmasında davacı ve tanık anlatımlarına göre; davacının haftanın 6 günü çalıştığının, haftanın 5 günü 08.30-18.00 saatleri arasında çalışıp bir saat ara dinlenmesi yaptığının, haftanın bir günü de 08.30-20.00'ye kadar çalışıp, bir buçuk saat ara dinlenmesi yaptığının, dinî bayramlarda ise yılda bir ... çalışıp bir ... tatil yaptığının kabulü ile hesaplama yapılması gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 24.10.2019 tarihli ve 2018/87 Esas, 2019/686 Karar sayılı kararıyla; fazla çalışmanın hesaplanmasında davacı ve tanık anlatımlarına göre davacının haftanın 6 günü çalıştığı, haftanın 5 günü 08.30-18.00 saatleri arasında çalışıp bir saat ara dinlenmesi yaptığı, haftanın bir günü de 08.30- 20.00'ye kadar çalışıp, bir buçuk saat ara dinlenmesi yaptığı, dinî bayramlarda ise yılda bir ... çalışıp bir ... tatil yaptığının kabul edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 26.02.2020 tarihli ve 2020/962 Esas, 2020/3575 Karar sayılı kararıyla; davalının tüm davacının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda, davacıya ait imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma tahakkukları bulunması nedeniyle davacının fazla çalışma ücret alacağının bulunmadığının bildirildiği, Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davacının fazla çalışma ücret alacağının reddine karar verildiği, ancak dosya içerisinde bulunan imzalı ve imzasız ücret bordrolarının incelenmesinde, bir kısım bordrolarda fazla çalışma tahakkuklarının bulunduğu, bir kısım bordrolarda ise tahakkuk olmadığı, davacının fazla çalışma ücret alacağının ilk bozma kararında belirtilen şekilde hesaplanması, davacıya ait banka hesap hareketleri getirtilerek imzasız ücret bordrolarında tahakkuk olan dönemlerin banka aracılığıyla ödenip ödenmediğinin tespit edilmesi, tahakkukların banka kayıtlarıyla uyumlu olması hâlinde hesaplanan miktardan ödenen miktarların mahsup edilmesi, imzalı ücret bordrolarında ise tahakkuk bulunan ayların hesaplamadan dışlanarak söz konusu ücret alacakları hakkında bir karar verilmesi gerektiği, bozma öncesi davacının ücretinin net 1.800,00 TL olarak kabul edilmesi ve davacının ücretinin bozma konusu yapılmadığının anlaşılmasına karşın bozma sonrası davacının ücretinin brüt 1.800,00 TL olduğunun kabulü ile hesaplama yapılmasının hatalı olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın dinletmiş olduğu tanık beyanlarıyla fazla çalışma iddiasını ispatladığı, davalı tarafından dosya kapsamına sunulan ücret bordrolarından ödenmeyen fazla çalışma ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacağının olduğu, yıllık izinlerin kullandırıldığı ya da bu ücretlerin ödendiğine dair ispat yükü üzerinde bulunan davalı tarafından dosya kapsamına herhangi bir belge sunulmadığı ve ödenmeyen yıllık izin alacağı bulunduğu, iş sözleşmesinin davacı tarafça haklı nedenle sona erdirildiğinin dosya kapsamında ispat edilemediğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığı, davacı tarafın hafta tatillerinde çalışma yaptığını ispatlayamadığı, dosyaya sunulan ödeme belgelerinden ödenmeyen asgari geçim indirimi ve ücret alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; iş sözleşmesinin feshine dair yapılan değerlendirmenin eksik ve hatalı olduğunu, davacının iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız bir şekilde feshedildiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığını, Mahkemece davacının hafta tatillerinde çalıştığı ve çalıştığı hafta tatili günlerinde yaptığı çalışmaların karşılığını aldığının müvekkilinin ihtirazı kayıt koymaksızın imzaladığı bordrolar ve tanık beyanlarından anlaşıldığına kanaat getirilerek reddedildiğini, müvekkilinin imzalı bordrolarının kesin delil olarak kabul edilebilmesi için içeriğinin de doğru şekilde düzenlenmiş olup olmadığı hususunun Mahkeme tarafından araştırılması gerektiğini, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, asgari geçim indirimi, hafta tatili ve ücret alacağı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek Mahkeme kararının bozulması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; dosyaya sunulan bordrolardan anlaşılacağı üzere fazla çalışma yapıldığı takdirde müvekkili Şirket tarafından fazla çalışma ücretinin bordroya yansıtılarak ödendiğini, müvekkili Şirketin elden ücret ödeme gibi bir uygulaması bulunmadığını, davacının fazla çalışma ödemesi talep etmesine karşın bordroları herhangi bir ihtirazı kayıt koyulmaksızın imzaladığını, fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları yeterli olmasına karşın Mahkemece aksi yönde değerlendirme yapılarak tanık beyanlarının esas alınmasının müvekkili Şirketi mağdur konumuna getirdiğini, davalı tanık ifadeleri dikkate alınmadan yalnızca davacı tarafın dinlettiği tanıkların ifadeleri ... alınarak sonuca ulaşıldığını, davacının fazla çalışmaya ilişkin iddialarını ispatlayamadığını, ulusal ... ve genel tatil günleri bakımından davacının ... olan izin günlerinin kullandırıldığını, çalışma yapılması hâlinde ücretinin ödendiğini belirterek fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil ve yıllık izin ücreti yönünden Mahkeme kararının bozulması istemi ile katılma yoluyla temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, alacakların hesaplanmasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41, 44, 47 ve 63 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 26.02.2020 tarihli bozma kararında; bozma öncesi davacının ücretinin net 1.800,00 TL olarak kabul edilmesine ve bu husus bozma konusu yapılmamasına karşın, bozma sonrası davacının ücretinin brüt 1.800,00 TL olduğunun kabulü ile hesaplama yapılmasının hatalı olduğu belirtilerek karar ikinci kez bozulmuştur. Mahkemece ikinci bozma kararı sonrasında da ulusal ... ve genel tatil ücreti alacağı bakımından ücretin brüt 1.800,00 TL kabul edilerek yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi hatalı ise de bu husus davacı tarafça açık temyiz konusu yapılmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.