Logo

9. Hukuk Dairesi2024/4705 E. 2024/7891 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yurt dışında çalışan bir Türk işçinin iş akdinin feshinden kaynaklanan alacakları için açtığı davada, hangi ülke hukukunun uygulanacağı ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında uygulanacak hukuk konusunda açık bir anlaşma olmaması ve işçinin işini mutad olarak yurt dışında yapması nedeniyle Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 27. maddesi uyarınca Rusya Federasyonu hukukunun uygulanması gerektiği, davacının Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392. maddesinde öngörülen üç aylık hak düşürücü süreyi geçirdiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/4575 E., 2024/189 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/722 E., 2023/825 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 12.07.20221 tarihli ve 2019/149 Esas, 2021/178 Karar sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 19.10.2021 tarihli ve 2021/2699 Esas, 2021/2483Karar sayılı karar ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalılar vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 22.09.2014- 25.12.2017 tarihleri arasında davalı Şirketlerin yurt dışı şantiyelerinde en son net 3.000,00 USD ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı nedenle sona erdirildiğini belirterek kıdem tazminatı, ücret, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, davacının çalıştığı yer mevzuatının uygulanması gerektiğini, davacının çalışma kaydına rastlanmadığını, davanın haksız olarak açıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... Uluslararası İnşaat Yatırım Sanayi ve Ticaret AŞ vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, davacının çalıştığı yer mevzuatının uygulanması gerektiğini, davacının çalışma kaydına rastlanmadığını, davanın haksız olarak açıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda davacının iş sözleşmesinin 25.12.2017 tarihinde sonlandığı, davanın 27.06.2019 tarihinde açıldığı, fesih tarihi ile dava tarihi arasında geçen süre dikkate alındığında, Rusya Federasyonu İş Kanunu ile tanınan 3 aylık başvuru süresi dava tarihi itibarı ile geçirilmiş ve davacı tarafça zamanaşımı süresinin geçerli nedenle kaçırıldığına ilişkin delil sunulmamış olduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; müvekkiline Rusya İş Kanunu'nun 392 nci madde metninde yer alan işten çıkarma emri, iş kitabı ve iş faaliyetleri hakkındaki belgelerin verilmediğini, dolayısıyla 1 aylık dava açma süresinin başladığından bahsedilmesinin olanaklı olmadığını, somut olayda sırf bu nedenle dahi zamanaşımı bulunmadığının açık olduğunu, davanın açıldığı 2019 tarihinde geçerli olan ve dava dilekçesi eklerinde de suretleri yer alan Yargıtay kararlarında, yurt dışında Türk şirketlerinde çalışan Türk vatandaşları açısından Türk hukukunun uygulanacağı ve bunun kamu düzeninden olduğu belirtilmişken bu defa Rusya İş Kanunu'nda yer alan söz konusu 3 aylık sürenin geçerli nedenle kaçırıldığını ispat yükünün müvekkili üzerinde olduğunun düşünülemeyeceğini, dosyada yer alan Türkiye İş Kurumu sözleşmelerinin matbu sözleşmeler olup işçi ile işveren arasında maddeleri tartışılmaksızın imzalanmak durumunda kalındığını, işçi için haksız şart niteliği taşıyan bu hususun uyuşmazlıkta Rus hukukunun değil, Türk hukukunun uygulanmasını gerektirdiğini, dolayısıyla huzurdaki davada zamanaşımının gerçekleşmediğinin muhakkak olduğunu, kabule göre karşı taraf vekâlet ücretinin davanın açıldığı tarihteki USD kuru üzerinden takdiri gerekirken, karar tarihi itibarıyla davalılar lehine vekâlet ücreti takdir edilmesinin de hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyuşmazlık hakkında Rusya hukukunun uygulanmasının isabetli olduğu, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde belirtilen süreler, hak düşürücü süre niteliğinde olup resen dikkate alınması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince bunun yerine söz konusu sürelerin zamanaşımı olarak nitelendirilmesi hatalı ise de davanın reddine dair verilen kararın sonucu itibarıyla yerinde olduğunun görüldüğü, buna göre İlk Derece Mahkemesi hükmünün gerekçe yönünden düzeltilmesi gerektiği, Yargıtayın taraflar arasında uygulanması gereken hukuk yönünden anlaşma bulunması durumuna ilişkin olarak içtihat değişikliğine gittiği görülmekle Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin önceki görüşüne güvenerek dava açanlar yönünden hukuki güvenlik, hukuki belirlilik, hukuki öngörülebilirlik ilkelerinin ihlaline yol açacağı değerlendirilmekle, benimsenen yeni görüş nedeniyle oluşan durumun davalı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine yansıtılmaması gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalılar vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalılar vekili; taraflarına vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, davanın süresinde açılıp açılmadığı, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama gideri noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'nun (5718 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"...

(3) Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değiştirilebilir. Sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir.

..."

3. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi şöyledir:

" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.

(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.

(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.

(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."

4. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 40 ve 44 üncü maddeleri.

5. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi şu şekildedir:

"Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

Çalışan, ücretlerin ve diğer ödemelerin ödenmemesi veya eksik ödenmesine ilişkin bireysel işçi ihtilaflarının çözümü için, işten çıkarılma nedeniyle ödenmesi gereken ücretlerin ve diğer ödemelerin yapılmaması veya eksik ödenmesi de dahil olmak üzere, bu tutarların ödenmesi için belirlenen tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. (03.07.2016 tarihli Kanun ile değişiklik yürürlüğe girmiştir)

İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.

Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir."

6. Dairemizin 06.12.2023 tarihli ve 2023/14447 Esas, 2023/19092 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.