Logo

9. Hukuk Dairesi2024/4711 E. 2024/5348 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, iş sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle maddi ve manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının haksız fesih nedeniyle uğradığı maddi kayıplara ilişkin delil bulunmadığı ve manevi tazminat gerektirecek kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir eylemin de kanıtlanamadığı değerlendirilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2465 E., 2024/2 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. İş Mahkemesi

SAYISI : 2019/450 E., 2020/513 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.2017 tarihli ve2014/92 Esas,2017/363 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 13.03.2019 tarihli ve 2018/814 Esas, 2019/454 Karar sayılı kararı ile tarafların istinaf başvurusunun usulden kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davacının davasının görevsizlik nedeniyle usulden reddine, dosyanın talep hâlinde görevli iş mahkemesine gönderilmek üzere Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı üzerine yeniden yargılama yapan İstanbul Anadolu 6. İş Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.06.2004-07.02.2012 tarihleri arasında sürveyan/denetimci olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini, hâlen işsiz olduğunu, davacının işten çıkartılarak büyük maddi zararlara uğradığını, bu maddi zararların temini için kredi çektiğini ve kredi borcunun bulunduğunu, davalılar tarafından davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; yetki itirazında ve zamanaşımı def'inde bulunmuş; davaya konu e-postanın dava dışı kişi tarafından gönderildiğini, müvekkilinin Şirkette müdür olduğunu, işe alım ve işten çıkartmalar konusunda yetkisi olmadığını, genel merkez Japonya'dan gelen talimatlar doğrultusunda hareket ettiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, talebin fahiş olduğunu, maddi manevi tazminat şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, ayrıca haksız fiil iddialarının soyut ve yetersiz olduğunu, bu nedenle meydana gelen herhangi bir zararın olmadığını, davacıya karşı herhangi bir ithamda bulunulmadığını, manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu, sebepsiz zenginleşmeye sebep olacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından işveren aleyhine dava açıldığı, işçilik alacaklarının ödenmesi yönünde hüküm tesis edildiği, davacının maddi yönden alacaklarının tahsiline karar verildiği, iş sözleşmesinin sonlandırılmasından dolayı uğranıldığı iddia edilen zararla ilgili olarak dosyaya ibraz edilen somut bir bilgi, belge bulunmadığı, bu nedenle davacının maddi zarara uğradığına ilişkin iddiasını ispatlayamadığı, davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesini gerektirecek, kişiyi derin eleme, acıya sevk edecek bir eylem söz konusu olmadığından davacının manevi tazminata hak kazanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davacının iş sözleşmesinin haksız ithamlarla sona erdirildiğini, bu nedenle davacının maddi manevi kayıp yaşadığını, açtığı işe iade davasının da davacı lehine sonuçlandığını, Mahkemece verilen kararın aksine ortada haksız bir eylemden kaynaklanan elem ve acı olduğunu, tanıkların da durumu doğruladığını, davacının asılsız iddialarla sözleşmesinin feshi nedeniyle uzun süre iş bulamadığını, hak ettiği ücretin çok altında ücreti kabul ederek bir işte çalışmak zorunda kaldığını, işçilik alacaklarının eldeki davadan bağımsız olduğunu, kişilik haklarının zedelenmesi nedeniyle de manevi tazminata hak kazandığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı, iş sözleşmesinin haklı neden olmadan ve asılsız isnatlarla feshedildiğini, bu fesih nedeniyle aynı şartlarda yeni işe başlayamadığını, maddi kayıpları olduğunu ileri sürse de feshin haksız olması nedeniyle 4857 sayılı İş Kanunu'nda gösterilen tazminatların İstanbul Anadolu 16. İş Makemesinin 12.09.2013 tarihli ve 2013/325 Esas, 2013/355 Karar sayılı kararı ile hüküm altına alındığı, bunun dışında davalıların eylemlerinin maddi kayba yol açtığına yönelik delil bulunmadığı, Mahkemece maddi tazminat isteminin reddinin yerinde görüldüğü, manevi tazminat açısından ise davacı hakkında dava dışı kişi tarafından bir kısım iddialar öne sürülmesi sonucunda işverence bu yönde araştırma yapılıp iş sözleşmesinin feshine karar verildiği, 6098 sayılı Borçlar Kanunu'na (6098 sayılı Kanun) göre manevi tazminatı gerektiren davacının kişilik haklarına saldırı olduğuna yönelik delil bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasında, davacının maddi ve manevi tazminat alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Kanun'un 49, 50, 51, 56 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.