"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2245 E., 2023/2643 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/8 E., 2023/647 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı ... AŞ vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 29.12.2022 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesinin söz konusu kararının ortadan kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.06.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekilleri ... ve ... , davalılar ... Havalimanı İnşaatları AŞ, ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ, ... Köprü ve Üst Yapı İnşaat AŞ ortak vekili Avukat ... ile davalı ... SPA vekili Avukat ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin önce havalimanı projesinde, sonra da yol projesinde çalıştığını, ana firmaların iş ortaklığını tüzel kişiliğe dönüştürerek sorumluluktan kurtulmaya çalıştıklarını, holding bünyesindeki Şirketlerin işçilik alacaklarından sorumlu olduklarını, davacının Pulkova Havalimanı İnşaatı şantiyesinde 06.12.2012 tarihinde iş makinesi operatörü olarak işe başladığını, bir müddet sonra yol projesine aktarılıp orada görevlendirildiğini ve aynı işi yaptığını, iş sözleşmesine göre işçinin çalışma koşulları konusunda Rusya İş Kanunu hükümlerinin geçerli olduğunu, 03.04.2014 tarihinde davacıya ihtiyaç kalmadığı ifade edilerek Türkiye'ye gönderildiğini, işine son verilip gönderilirken birçok belgeye imza attırıldığını, belgelerin çoğunluğunun Rusça olduğunu, Rus iş hukukunda işçi lehine olan hükümlerin geçerli olduğunu, ücretinin net 1.400,00 Euro olduğunu, bu ücretin 200,00 Euroluk kısmının Rusya'da davacı adına açtırılan banka hesabına, kalan kısmının ise Türkiye'de bulunan döviz hesabına havale edilerek ödendiğini, Türk çalışanların ise zorunlu olarak tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştıklarını, 15 günde bir gün hafta tatili verildiğini, hata tatili günü hariç haftada ortalama 72 saat çalıştırıldıklarını, bu durumun da eşit davranma ilkesinin ihlali olduğunu, işyerinde ırk ayrımı yapılarak Türk işçilere çok daha az ücret ve hak verilmesi nedeniyle ayrıca 4 aylık ücret tutarında tazminata hükmedilmesi gerektiğini, 15 günde bir hafta tatili kullandığını, çalışılan hafta tatili gününün ücretinin ödenmediğini, 1 Ocak haricinde tüm Rus ve Türk ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, günlük ortalama 12 saat çalıştığını, şantiyede ortalama olarak çalışmasının 08.00'de başlayıp 20.00'de sona erdiğini, ancak dönem dönem çalışmanın 22.00-23.00'e kadar sürdüğü haftaların da olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmede haftalık normal çalışma süresinin 40 saat olarak belirlendiğini, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, iş sözleşmesine göre fazla çalışmaların günlük ilk iki saatinin %50, sonraki saatlerin ise %100 zamlı ücret üzerinden ödenmesi gerektiğini, yine sözleşmeye göre yıllık izin hakkının 34 gün olduğunu, yıllık izin haklarının kullandırılmadığını ve ücretinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, eşitlik ilkesine aykırılık tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ücreti, yıllık ücretli izin, ücret ve ücret farkı alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... SPA vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını davacı ile Şirket arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığını, bu sebeple davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacının çalıştığını iddia ettiği ... Havalimanı İnşaatı ve St. ... Yüksek Hızlı Batı Çevre Yolu Projesinin yüklenicisinin müvekkili Şirket veya ortağı bulunduğu herhangi bir adi ortaklık olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... (Eski ünvanı: ... ... ... ... İnş. AŞ) vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının, müvekkili Şirket nezdinde hiç çalışmadığını, husumet itirazında bulunduklarını, davacının ... Havalimanı İnşaatları AŞ işçisi olduğunu, belirsiz alacak davası ikame edilemeyeceğini, tüm alacak kalemleri için en yüksek mevduat faizi talep edilemeyeceğini, tanıkların davasının bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının müvekkili Şirkette hiç çalışmadığını, ... Havalimanları İnşaatları AŞ ve Davalı ... Köprü ve Üst Yapı İnşaat AŞ (Eski ünvanı: ... ... ... ... İnş. AŞ) nezdinde çalıştığını, aynı guruba ya da holdinge bağlı farklı tüzel kişiliği haiz şirketlerin işçilik alacaklarından kaynaklanan hukuki sorumluluklarının bünyesinde bulundukları holding ya da gruptan bağımsız olduğunu, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, belirsiz alacak davası ikame edilemeyeceğini, davacının dava konusu uyuşmazlığa Rus hukukunun uygulanması gerektiği yönündeki talebi kabul edildiği takdirde davanın Rusya'da görülmesi gerektiğini, tüm alacak kalemleri için en yüksek mevduat faizi talep edilemeyeceğini, tanıkların davasının bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
4. Davalı ... AŞ (Yeni ünvanı: ... Nükleer ve Endüstriyel Tesisler Yapım AŞ) vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının, müvekkili Şirket nezdinde 17.12.2012 tarihinde çalışmaya başladığını, her türlü alacağının ödendiğini, iş sözleşmesinin davacı tarafından sonlandırıldığını, belirsiz alacak davası ikame edilemeyeceğini, davacının dava konusu uyuşmazlığa Rus hukukunun uygulanması gerektiği yönündeki talebi kabul edildiği takdirde davanın Rusya'da görülmesi gerektiğini, ücret alacağının ödendiğini, davacının çalıştığı dönem boyunca puantaj kayıtlarını ve ücret bordrolarını ihtirazı kayıtsız imzaladığını, eşitlik ilkesine aykırılık nedeniyle tazminat ile ücret fark alacağı taleplerinin maddi gerçeğe ve hukuka aykırı olduğunu, sahada davacı ile aynı statüde İtalyan uyruklu herhangi bir işçi istihdam edilmediğini, fazla çalışmaların karşılığının eksiksiz olarak ödendiğini, ulusal bayram vegenel tatil ve hafta tatili çalışması yapılmışsa ücretinin ödendiğini, yıllık izin haklarının kullandırıldığını ya da ücretinin ödendiğini, tüm alacak kalemleri için en yüksek mevduat faizi talep edilemeyeceğini, tanıkların davasının bulunduğunu, dava konusu belirli süreli iş sözleşmesinin davacı tarafından sonlandırıldığını, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrasında Rusya iş mevzuatı esas alınarak hesaplama yapılmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, davacının çalışma süresinin 17.12.2012 ile 03.04.2014 tarihleri arasında olduğu dava tarihinin 25.02.2017 olduğu, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesine göre davacının ödeme tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödeme talebiyle mahkemeye başvurma hakkına sahip olduğunu, davacı tarafından 1 yıllık süre içerisinde dava açılmadığı anlaşıldığından alacak talepleri yönünden zamanaşımı nedeniyle ret kararı verildiği, çalışmanın varlığının ispatlanamadığı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ, ... SPA, ... Köprü ve Üst Yapı İnşaat AŞ yönünden husumet yönünden ret kararı verildiği gerekçesiyle davanın davalı ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ, ... SPA, ... Köprü ve Üst Yapı İnşaat AŞ (Eski Ünvanı: ... ...-... ... İnşaat AŞ ) Şirketleri yönünden husumetten reddine, diğer davalı bakımından zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; dosyanın Rus iş hukuku uzmanı olmayan bilirkişiye tevdi edildiğini, sadece davalı tarafın sunduğu bir kısım mevzuat metni ile hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, kaldı ki Rusya İş Kanunu'nun 327 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmayacağının görüleceğini, zamanaşımı kavramının dar yorumlanmasının da Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderinin de işçinin mağduriyetine neden olduğunu, davanın husumetten reddi kararının da yerinde olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut uyuşmazlıkta davacının iş sözleşmesinin 03.04.2014 tarihinde sona erdiği, davanın ise 22.03.2018 tarihinde açıldığı dolayısıyla Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesine göre dava tarihi itibarıyla bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için zamanaşımı süresi olan 3 aylık sürenin dolduğu, davalı tarafça süresinde zamanaşımı def'inde bulunulduğu da dikkate alındığında, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığı, İlk Derece Mahkemesince ... Havalimanı İnşaatları AŞ'den talep edilen alacaklar yönünden her ne kadar zamanaşımı süresinin 1 yıl olduğu kabul edilerek sonuca gidilmesi yerinde değil ise de bu hususun sonuca etkisi bulunmadığı, Mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, davalılar ... Köprü ve Üst Yapı İnşaat AŞ, ... İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ ile ... SPA'nın ise davalı ile yapılan iş sözleşmesinde taraf olmadıkları dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin husumete yönelik istinaf sebebinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i, davanın süresinde açılıp açılmadığı, vekâlet ücreti ve yargılama gideri noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi şöyledir :
" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.
(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.
(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."
3. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.
4. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi şu şekildedir:
“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.
Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (Vahit Doğan, Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; Gülin Güngör, Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.
3. İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (4) numaralı paragrafında yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde belirtilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır. Dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
4. İlk Derece Mahkemesince; Dairenin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda davanın reddine karar verilmesi hâlinde davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varılmasına rağmen bu sonuca uygun şekilde vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden hüküm kurulmaması hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (4) ve (6) numaralı bentleri hükümden tamamen çıkartılarak yerlerine "4-Davalı ... AŞ yararına vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına," ve "6- Davalı ... AŞ tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına," bentlerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.