"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2231 E., 2024/54 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 57. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/197 E., 2022/159 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalının işletmekte olduğu ... plaka sayılı dolmuşta 1993 yılı Şubat ayından 28.04.2020 tarihine kadar şoför olarak çalıştığını, söz konusu dolmuşu başka bir şoför ile iki vardiya şeklinde sürdüğünü, ortalama her vardiyada 250,00-300,00 TL arasında gelirden ücret aldığını, iş sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ve işçilik alacaklarının da ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili, yıllık ücretli izin ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ve sahibi olduğu işyerinin esnaf muaflığında bulunduğunu ve somut olaya 4857 sayılı İş Kanunu (4857 sayılı Kanun) hükümlerinin uygulanamayacağını, davacının işi kendisinin bıraktığını ve ödenmeyen bir alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işyerinde 01.02.1993-28.04.2020 tarihleri arasında çalıştığı, günlük ücretinin 200,00 TL, aylık net ücretinin 6.000,00 TL olduğu, davacının iş sözleşmesinin haklı bir sebeple feshedildiğine dair davalı tarafından hiçbir delil sunulmadığı, davalının ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği, dolayısıyla davaya konu feshin haksız olduğu, buna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı, davacının ödenmeyen yıllık ücretli izin alacağının bulunduğu, fazla çalışma yapmasına, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen karşılıklarının ödenmediği, ödenmeyen asgari geçim indirimi alacağının bulunduğu, hafta tatili ücretine ise hak kazanmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; müvekkilinin esnaf muaflığındaki işyerinde kendisinin bedenen çalışmaya başladığı, daha sonra çocukları büyüyüp ehliyet alınca diğer çalışanla birlikte oğlunun çalıştığını, müvekkilinin esnaf muaflığı kapsamında olduğunu, dolayısıyla davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacı işi kendisi bıraktığından kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanamadığını, kabul edilen hesaplamada kıdem tazminatı tavanına uyulmadığını, hiç yıllık ücretli izin kullanmadan çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının hasılatın %20'sini ücret olarak alması nedeni ile ne kadar çok çalışırsa o kadar çok ücret alacağından fazla çalışma ücretini de ücret ile birlikte aldığını ve genel tatil günlerinde çalışmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu'nun (5362 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinde belirtilen esnaf ve sanatkâr faaliyeti kapsamında kalan işyerinde üç kişinin çalışması hâlinde, 4857 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca, bu işyerinin 4857 sayılı Kanun kapsamı dışında kaldığı, ilgili maddede üç işçi yerine üç kişiden söz edildiği, bu ifadenin işyerinde bedeni gücünü ortaya koyan meslek ve sanat erbabını da kapsadığı, taraf tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından davacının çalıştığı dolmuşta davalının çalışmadığı sabit olmakla uyuşmazlığa 4857 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasında bir hata bulunmadığı (Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/6082 Esas, 2021/10468 Karar sayılı kararı), taraf tanıklarının beyanları ile davalının cevap dilekçesi ve bilirkişi raporlarına itirazlarının kapsamı dikkate alındığında kabul edilen hizmet süresinin yerinde olduğu, Ankara Minibüsçüler Esnaf Odası tarafından bildirilen ücret miktarının asgari olduğunun ifade edildiği ve taraf tanıklarının ücrete dair beyanları ve davacının kıdemi birlikte gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ücret miktarının somut olaya uygun olduğu, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hükmedilmesinde bir hata bulunmadığı gibi kıdem tazminatı hesabında da tavan ücrete uyulduğu, fazla çalışma yaptığını ve genel tatillerde çalıştığını iddia eden davacı işçinin bu iddialarını tanık beyanları ile ispatladığı, buna karşın bu çalışmalarının karşılıklarının ödendiğinin yazılı belgeler ile ispatlanamadığı, buna göre bahsi geçen alacakların hüküm altına alınmasının yerinde olduğu, davacı asılın beyanı ve ispat yükü üzerinde bulunan davalı işverence davacıya yıllık ücretli izinlerinin kullandırıldığının veya karşılıklarının ödendiğinin yazılı belgeler ile ispatlanamaması nedeni ile yıllık ücretli izin alacağına hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçeleriyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının çalışmasının 4857 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığı, aylık ücret miktarı, iş sözleşmesinin feshi ile buna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanmadığı, kıdem tazminatının hesaplanması, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ve bu alacakların hesaplanması, yıllık ücretli izin ve asgari geçim indirimi alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5362 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi.
3. 4857 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi, 17, 32, 41, 44, 46, 47, 53 ve 59 uncu maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.