"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
KARAR : Davanın reddi
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Rize Belediye Başkanlığına ait işyerlerinde belirsiz süreli iş sözleşmesi ile iş makinesi operatörü olarak çalıştığını, çalıştığı süreler içinde sendikalı işçi olduğunu, davalı Kurum ile Belediye İş Sendikası ve Hizmet İş Sendikası arasında 2000 tarihi ile davacının emekli olduğu 26.02.2015 tarihleri arasında her yıl toplu iş sözleşmeleri imzalandığını, davalı işyerinde kesintisiz olarak çalışmış olmasına karşın müvekkilinin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında dava dışı Ribelsan Rizeli Belediyeler İnşaat ve İhtiyaç Maddeleri San. Tic. Ltd. Şti.nin (Ribelsan Şirketi) işçisi olarak gösterildiğini, çalıştığı sürede tüm emir ve talimatların davalı ... tarafından verildiğini, Ribelsan Şirketi ile davalı ... arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, sendika üyesi olmasına rağmen davalı ... ile sendikalar arasında imzalanan toplu iş sözleşmelerinden yararlandırılmadığını ileri sürerek fark ücret ve faizi, ikramiye ve ilave tediye alacağı ve faizi, ulusal bayram ve genel tatili ücreti ve faizi, kıdemli işçilik teşvik primi ve faizi, ücretten bağımsız sosyal yardım ve faizi, fazla çalışma ücreti ve faizi, yıllık izin ücreti ve faizi, sorumluluk zammı ve faizi, ilave tediye ücreti ve faizi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı ... yargılama sırasında vefat ettiğinden davaya mirasçıları tarafından devam edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 22.08.1996 tarihinde Emanet Komisyonu Başkanlığı emrinde işçi olarak işbaşı yaptığını ve 31.12.2002 tarihine kadar fasılalı olarak görev yaptığını, 01.04.2003-30.07.2003 tarihleri arasında Valilik vizesi ile geçici işçi ve Belediye İş Sendikası üyesi olarak görev yaptığını, akabinde tekrar vize alınamadığı için iş sözleşmesinin sona erdiğini, 30.07.2003 tarihinden sonraki alacaklarından dava dışı Ribelsan Şirketinin sorumlu olduğunu, bu nedenle müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, temizlik ve çöp toplama işini 5393 sayılı Belediye Kanunu (5393 sayılı Kanun) uyarınca alt işverene vererek dışarıdan temin ettiğini, dava dışı Şirketin müvekkiline ait binada kiracı olmasının ve müvekkilinin araç ve gereçlerinin alt işveren işçileri tarafından kullanılmasının muvazaa iddiasını kanıtlar nitelikte olmadığını, davacının çalıştığı dönemlere ilişkin tüm alacaklarının ödendiğini, Belediye İş ve Hizmet İş Sendikaları ile imzalanan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden davacının yararlandırılmasının hukuken mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 21.06.2022 tarihli kararı ile; Mahkemenin 27.05.2021 tarihli kararında; dava dışı Ribelsan Şirketinin ayrı bir iş organizasyonunun ve Belediye karşısında bağımsızlığının bulunmadığı, davacının yaptığı işte davalı Belediyenin işçilerinin de çalıştığının tanık anlatımları ile sübuta erdiği, davacının öncesinde davalı Belediyenin işçisi olduğu, tanık beyanlarında da belirtildiği şekilde Ribelsan Şirketinin önce ihale alıp sonra buna uygun işçi temin etmesi nazara alındığında hem yeterli organizasyona sahip olmadığı hem de Belediyeye işçi temininde bulunduğu görülmekle Rize Belediyesi ile Ribelsan Şirketi arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu, işçi temini söz konusu olduğundan davacının baştan beri Rize Belediyesinin işçisi sayılması gerektiği, muvazaanın Yargıtay ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin denetiminden geçerek kesinleşen kararlar ile sabit olduğu (Rize Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2010/101 Esas, 2010/374 Karar sayılı kararı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2010/38920 Esas, 2010/27606 Karar sayılı kararı ile onanmıştır.) gerekçesiyle muvazaanın kabulü ile bilirkişi raporundaki hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği; Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 08.12.2021 tarihli ve 2021/2074 Esas, 2021/2035 Karar sayılı kararı ile; yıllık izin alacağı yönünden 2000, 2001, 2002 yıllarında izin kullanım formlarına karşı davacı vekilinin beyanı alınarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkemenin sözü edilen kararının ortadan kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemelerine gönderildiği, kaldırma kararı üzerine yıllık izin konusunda davacı vekilinin 2000, 2001, 2002 yıllarında izin kullanıldığına dair beyanı üzerine resen hesaplama yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının dosya kapsamına ve emsal kararlar ile kaldırma kararına uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 15.02.2023 tarihli ve 2023/2093 Esas, 2023/2296 Karar sayılı kararı ile; yasal düzenlemeler ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı birlikte değerlendirildiğinde; davalı ... ile dava dışı Ribelsan Şirketi arasında kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna aykırı olmadığı gibi muvazaaya da dayanmadığı anlaşıldığından davacının muvazaa iddiasına dayalı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davalı ... ile dava dışı Şirket arasında muvazaalı ilişki bulunmadığı, bu nedenle muvazaa nedeniyle ücret farkına bağlı taleplerin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın tümden reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; önceki kararlarda muvazaa iddiasına bağlı davalarda verilen kabul kararlarının Yargıtayca onandığını, Belediyede idari bölümdeki 10 işçi dışında neredeyse tamamının Şirkette çalıştırıldığını, itfaiye, zabıta ve idari işlerde çalışan işçiler yönünden muvazaa kabullerinin olduğunu, Ribelsan Şirketinin %99 hissesinin davalı Belediyeye ait olduğunu muvazaa talebinin kabulü gerekirken reddinin hatalı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini ve resen gözetilecek nedenlerle de İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerektiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili; hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, nispi vekâlet ücreti takdiri gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı ... ile davacının çalıştığı dava dışı Ribelsan Şirketi arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve davacının yıllık ücretli izin alacağına hak kazanıp kazanmadığı, vekâlet ücretinin hatalı olup olmadığı noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları ile 53 ve 59 uncu maddeleri, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 1, 14, 15, 67 ve 70 inci maddeleri, 27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin 3 ve 12 nci maddeleri, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 13 üncü maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2022 tarihli ve 2022/9-546 Esas, 2022/1345 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı ... ile dava dışı Ribelsan Şirketi arasında muvazaalı bir ilişki bulunmadığı gerekçesiyle davanın tümden reddine karar verilmiş ise de davacının yıllık ücretli izin alacağı talebi, sadece muvazaa kaynaklı fark istemli değildir. Dosya içeriğinde bulunan bilirkişi raporlarında; hem alt işveren Ribelsan Şirketi ile yapılan toplu iş sözleşmesine hem de Rize Belediyesi ile yapılan toplu iş sözleşmesine göre kullanılmayan yıllık ücretli izne ilişkin alacağın bulunduğu belirlenerek hesaplamalar yapılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası davacı vekilinin beyanı da gözetildiğinde; davacının üyesi bulunduğu Belediye İş ve Hizmet İş Sendikaları ile Ribelsan Şirketi arasında yapılan toplu iş sözleşmelerine ve işe giriş tarihinde yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre, davacının 5x12=60 + 5x20=100 + 5x26=130 + 4x30=120 olmak üzere toplam 410 gün yıllık ücretli izin hakkı bulunduğu, 290 gün yıllık iznini kullandığı, bakiye 120 gün yıllık izin alacağı bulunduğu anlaşılmıştır. Kullanılmayan yıllık ücretli izin gününe ilişkin alacak hesabında, davacının son ücret bordrosundaki yevmiye üzerinden hesaplama yapılarak bir karar verilmesi gerekirken davalı ... ile dava dışı Ribelsan Şirketi arasında muvazaalı ilişki bulunmadığına yönelik gerekçeyle davanın yıllık ücretli izin alacağı talebi de dâhil tümden reddi isabetsiz olmuştur.
3. Kabule göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 13 üncü maddesinin "Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir." şeklindeki birinci fıkrası ile "Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez." şeklindeki ikinci fıkrası dikkate alındığında; davalı yararına hükmedilen vekâlet ücretinin nispi yerine maktu belirlenmesi de hatalı olmuştur.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
03.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.