Logo

9. Hukuk Dairesi2024/5010 E. 2024/8237 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yurt dışında çalışan bir işçinin açtığı alacak davasında uygulanacak hukuk, davanın açılma süresi ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilip yükletilmeyeceği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığa Rus Hukuku'nun uygulanması gerektiği, davacının dava açma süresini geçirdiği ve Yargıtay'ın içtihat değişikliği nedeniyle yabancı hukukun uygulanması sonucu davanın reddine karar verilmesi halinde davacıya yargılama gideri yüklenemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yargılama giderleri yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/4329 E., 2023/4490 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 9. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/683 E., 2023/320 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 25.11.2021 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 13.10.2022 tarihli kararı ile başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 15.08.2014-31.08.2018 tarihleri arasında Rusya şantiyelerinde kalifiye demir ustaları ekip başı olarak çalıştığını, son aylık ücretinin net 2.500,00 USD olduğunu, yemek ve barınmanın işveren tarafından karşılandığını, işyerinde günlük iki vardiya olarak çalışıldığını, davacının haftada 7 gün 08.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını, davacının ulusal bayram ve genel tatil günleri ile ayda iki pazar hafta tatillerinde çalışmaya devam ettiğini, söz konusu çalışmalarının karşılığının ödenmediğini, iş bitimi nedeni ile iş sözleşmesinin davalı işverence feshedildiğini, davalı tarafça izne giderken ya da işe başlatılırken boş sayfalar ya da boşluklar bulunan bir kısım yazılar ile istifa dilekçeleri, ibranameler imzalatıldığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının davalı Şirkette çalışmadığını, ödenmeyen ücret alacağının bulunmadığını, davacının dava dışı Renaissance Heavy Industries Ltd. isimli Rus menşeili firmada bir dönem çalışmasının olduğunu, davacıya 27.06.2018 tarihli fesih bildirimi ile iş bitimi nedeniyle iş sözleşmesinin 31.08.2018 tarihinde sona ereceğinin bildirildiğini, davacının hak etmiş olduğu tüm alacaklarını aldığını, işverenini ibra ettiğini, davacının hizmet süresi ve ücret yönünden iddialarını kabul etmediklerini, dava konusu alacakların çalıştığı ülke mevzuatına göre değerlendirilmesi gerektiğini, dava dışı işverenden temin edilen ücret bordrolarına göre davacının son saat ücretinin 7,5 USD olduğunu, davacıya yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile birlikte tüm ücret alacaklarının ödendiğini, davacının yurt dışında çalıştığı dikkate alınarak ücretinin brüt ücrete çevrilmemesi gerektiğini, proje bazlı ve belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan davacının ihbar tazminatına hak kazanmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda, davacının Türk vatandaşı olduğu, davalının Türkiye’de faaliyette bulunan ve Türk Ticaret Siciline kayıtlı bir Şirket olması karşısında taraflar açısından sıkı ilişki içinde bulundukları hukukun Türk hukuku olduğu, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi uyarınca yabancı ülke hukukunun işbu uyuşmazlığa uygulanmasının mümkün olmadığı; ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 20 ila 26 ncı maddelerindeki genel işlem şartlarına ilişkin düzenlemeler dikkate alındığında taraflarca yapılan hukuk seçimine de itibar edilemeyeceği, bu kapsamda uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiği; davalı nezdinde 15.08.2014-31.08.2018 tarihleri arasında 4 yıl 16 gün çalışması bulunan davacının, en son aylık ücretinin net 2.500,00 USD olduğu, ihbar öneli verilerek iş bitimi nedeniyle iş sözleşmesi feshedilen davacının ihbar tazminatına hak kazanması mümkün değil ise de kıdem tazminatına hak kazandığı, yıllık izinlerinin tamamının kullandırıldığının davalı tarafça ispat edilemediği, davacının hak kazanıp da ödenmeyen fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle ihbar tazminatı talebinin reddine, diğer taleplerin kabulüne dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, Rus hukukuna göre hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddi gerektiğini, davacının müvekkili Şirket çalışanı olmadığını, hizmet süresine ilişkin tespitin hatalı olduğunu, davacının aylık ücretinin 1.687,50 USD olduğunu, brütleştirmenin hatalı yapıldığını, kıdem tazminatı tavanı kamu düzenine ilişkin olduğundan ilgili alacağın USD üzerinden hüküm altına alınmasının mümkün olmadığını, davacının alacaklarının ödendiğinin imzalı bordrolar ile sabit olduğunu, davacıya yıllık izinlerinin kullandırıldığını, davalı aleyhine benzer taleplerle dava açan davacı tanıklarının beyanlarına itibarla hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, alacaklara uygulanan indirim oranının yetersiz olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olaya Rusya İş Kanunu'nun uygulanması gerektiği, Rusya Federasyonu İş Kanunu'na göre davacının iş sözleşmesinin feshi tarihine göre üç aylık başvuru süresinin dolduğundan ve davacı tarafça üç aylık hak düşürücü sürenin geçerli bir nedenle kaçırıldığına dair dosyaya herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığından davanın reddi gerektiği, Yargıtayın taraflar arasında uygulanması gereken hukuk yönünden anlaşma bulunması durumuna ilişkin olarak içtihat değişikliğine gittiği, benimsenen yeni görüş nedeniyle oluşan durumun davalı lehine vekâlet ücretine yansıtılmaması gerektiği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; uyuşmazlığa Rus hukukunun uygulanmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, aksi kanaât hâlinde ise Rusya İş Kanunu bir bütün olarak değerlendirilip Rusya Yüksek Mahkemesi içtihatları da getirtilip karar verilmesi gerektiğini, işverenin Rusya İş Kanunu'ndaki prosedürleri hiç uygulamaması işçinin kendi uyuşmazlığına Türk hukukunun uygulanacağını zannetmesi, sözleşme sırasında yabancı hukukla ilgili bilgilendirme yükümlülüğünün işverence yerine getirilmemesi gibi hususlar dikkate alındığında hak düşürücü sürenin ve zamanaşımı süresinin dolduğundan söz edilemeyeceğini, Bölge Adliye Mahkemesinin konuya ilişkin kararlarının çelişkili olduğunu, Yargıtay tarafından görüş değiştirilmesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'na, hukuki öngörülebilirlik, sürpriz karar vermemeye ve hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğunu ve yargı sistemine olan güveni zedelediğini, uyuşmazlığa Rus hukukunun uygulanmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili katılma yolu ile sunduğu temyiz dilekçesinde; davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesinin yalnızca bu yönden bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, davanın süresinde açılıp açılmadığı, davalı lehine vekâlet ücretine ve yargılama giderine hükmedilip edilmeyeceği noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun'un "Hükmün kapsamı" kenar başlıklı 297 nci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

"...

(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."

3. 5718 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

"...

(3) Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir veya değiştirilebilir. Sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir.

..."

4. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi şöyledir:

" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.

(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.

(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.

(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."

5. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.

6. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi şu şekildedir:

“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

Çalışan, ücretlerin ve diğer ödemelerin ödenmemesi veya eksik ödenmesine ilişkin bireysel işçi ihtilaflarının çözümü için, işten çıkarılma nedeniyle ödenmesi gereken ücretlerin ve diğer ödemelerin yapılmaması veya eksik ödenmesi de dahil olmak üzere, bu tutarların ödenmesi için belirlenen tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. (03.07.2016 tarihli Kanun ile değişiklik yürürlüğe girmiştir)

İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.

Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”

7. Dairemizin 06.12.2023 tarihli ve 2023/14447 Esas, 2023/19092 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (Vahit Doğan, Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; Gülin Güngör, Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.

3. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (6) numaralı paragrafında yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde belirtilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır. Dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de Bölge Adliye Mahkemesince, söz konusu sürelerin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalıdır.

Diğer yandan, 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince hüküm yerinde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiğinin yazılması da hatalı olmuştur.

4. Ayrıca aynı Kanun'un 392 nci maddesinde 03.07.2016 tarihinde yapılan değişiklikle mahkemeye başvuru için zamanaşımı süresi 1 yıl olarak belirlenmiştir. Davacının iş sözleşmesinin değişiklikten sonra feshedildiği göz önünde bulundurulduğunda, Bölge Adliye Mahkemesince bu sürenin 3 ay olarak dikkate alınması da isabetsizdir. Ne var ki fesih tarihinden itibaren 1 yıllık süre de geçtikten sonra dava açıldığından ve davalı tarafça süresinde zamanaşımı def'inde bulunulduğundan, bu hatalı tespit sonuca etkili görülmemiştir.

5. Yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukukun tespiti bakımından yeni esaslar belirlenerek yabancı hukukun uygulanması yönünde içtihat değişikliğine gidilmiştir. Diğer taraftan gerek Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin gerekse Dairemizin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davaların bir kısmında, benimsenen yeni görüş doğrultusunda yabancı hukukun uygulanması, davacı taraf aleyhine bazı olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu sebeple Dairenin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda, Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda davanın reddine karar verilmesi hâlinde, davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmesinin hakkaniyetli olmayacağı ve adaletsizliğe yol açacağı sonucuna varılmıştır.

6. Somut uyuşmazlıkta Bölge Adliye Mahkemesince Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun ilgili hükmü uyarınca dava tarihi itibarıyla bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma süresinin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi isabetli ise de dava tarihinin 06.01.2020 olması ve davanın yabancı hukukun uygulanması sonucunda reddedilmiş olması karşısında, Dairenin önceki uygulamasına güvenerek dava açan davacı aleyhine bir kısım yargılama giderine hükmedilmesi hatalı olmuştur.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine

2. Taraf vekillerinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (B) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan "hak düşürücü süre nedeniyle" ibaresinin hükümden çıkartılması,

Hüküm fıkrasının (D) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan "2- Yargılama harçları hariç olmak üzere, davalı tarafından yapılan toplam 633,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ibaresinin çıkartılarak yerine "Yargılama harçları hariç olmak üzere, davalı tarafından yapılan toplam 633,60 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına," ibaresinin yazılması;

Hüküm fıkrasının (F) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan "İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 180,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," ibaresinin çıkartılarak yerine "İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 180,00 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına," ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.