Logo

9. Hukuk Dairesi2024/5161 E. 2024/6894 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, muvazaalı alt işverenlik ilişkisi nedeniyle asıl işveren konumundaki belediyeye karşı, 6772 sayılı Kanun kapsamında ilave tediye alacağı talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay, davacının asıl işveren belediyenin toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağının kabulünün, 6772 sayılı Kanun kapsamındaki ilave tediye alacağını etkilemeyeceği, muvazaalı alt işverenlik ilişkisinin varlığı kabul edildiğinden davacının ilave tediyeye hak kazandığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/231 E., 2024/19 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; 22.11.2022 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairece 15.05.2023 tarihli karar ile ikinci kez bozulmasına karar verilmiş; İlk Derece Mahkemesince bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Başkanlığının toplu taşıma araçlarında şoför olarak kesintisiz çalıştığını, davacının çalıştığı işin organizasyonunun tamamen davalının kontrol ve idaresinde yürütüldüğünü, davacının davalı işyerinde örgütlü ve yetkili olan ... Sendikasına üye olduğunu, fakat muvazaalı bir biçimde yüklenici firmaların işçisi olarak gösterildiğinden Sendika ile davalı Kurum arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi ve 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'dan (6772 sayılı Kanun) faydalanamadığını, müvekkilinin muvazaalı olarak alt işveren işçisiymiş gibi gösterilirken asgari ücretin %25 fazlası ücret ve bunun yanında yol ve yemek yardımı verilmek sureti ile çalıştırıldığını, bu uygulama ile kendisi ile aynı konumda olan Belediye kadrolu elemanı olarak çalışan işçinin aylık ücretinden az ücret aldığını, fazla çalışma ücretlerinin eksik ödendiğini ileri sürerek eksik ödenen fark ücret alacağı, izin alacağı, ilave tediye alacağı, bilet prim alacağı, ikramiye alacağı, fazla çalışma alacağı, fark yol parası, fark ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, davacının yüklenici firma işçisi olduğunu, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14 üncü maddesinde ulaşım hizmetinin belediyelerin görev ve sorumlulukları arasında sayıldığını, İdare olarak birçok hizmet için asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulduğunu, bu ilişkinin kanunen geçerli olduğunu, davacının muvazaa iddiasının hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 09.05.2019 tarihli ve 2017/787 Esas, 2019/355 Karar sayılı kararı ile; tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, ihale sözleşmeleri, davalıların tâbi olduğu mevzuat birlikte değerlendirildiğinde muvazaaya dayanan bir asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 07.10.2021 tarihli ve 2019/3207 Esas, 2021/2224 Karar sayılı kararı ile; davacının şoför olarak çalıştığı şehir içi yolcu taşıma işinde davalı Belediyenin kadrolu şoförlerinin de aynı işi yaparak çalıştığı, davalılar arasındaki ilişkinin işçi teminine yönelik olduğu ve geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunmadığı, davalı ile yüklenici firmalar arasındaki hukuki ilişkinin muvazaaya dayandığı, davacının baştan itibaren davalı Belediyenin işçisi sayılması gerektiği, bu konuda emsal kararların bulunduğu, dava dilekçesindeki talep miktarı ve ıslah dilekçesindeki talep miktarları dikkate alındığında hüküm altına alınan alacakların zamanaşımına uğramadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 27.01.2022 tarihli ve 2021/12635 Esas, 2022/1342 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davalı ... ile dava dışı hizmet alım sözleşmesi imzalanan Şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davacı işçinin davalının taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinin tamamından yararlanabileceği kabul edildiği, davacının söz konusu toplu iş sözleşmelerinden yararlanması için sendikaya üye olması, üyeliğin işverene bildirilmesi veya dayanışma aidatı kesilmesini talep etmesi gerektiği, davacının muvazaa nedeniyle baştan itibaren davalı Belediyenin işçisi sayılmasının başkaca bir işleme gerek kalmaksızın davalı Belediyenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmelerinden yararlandırılmasına imkân vermeyeceği gözetilmeksizin dava konusu alacaklara hükmedilmesinin isabetli olmadığı, davacının üyeliğinin hangi tarihte davalı Belediyeye bildirildiği ve toplu iş sözleşmelerinden hangi tarih itibarıyla faydalanabileceğinin belirlenmesi sonucuna göre toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret talepleri ile ilgili bir karar vermek gerektiği gerekçesiyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamındaki belgelerden davacının 01.08.2013 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığı ve 11.11.2013 tarihinde sendika üyesi olduğu, dosyaya celp edilen toplu iş sözleşmeleri incelendiğinde davacının üyelik tarihinde yürürlükte olan 01.03.2012-28.02.2014 tarihleri arasında geçerli toplu iş sözleşmesinin davacının sendika üyelik tarihinden önce imzalandığı, sonraki 01.03.2014-28.02.2017 ve 01.03.2017-28.02.2019 tarihleri arasında geçerli belediye toplu iş sözleşmelerinden ise yararlanmasının mümkün olduğu, hesaplamaların davacı için 01.03.2014-01.11.2017 tarihleri arasında geçerli toplu iş sözleşmesine göre yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 15.05.2023 tarihli ve 2023/4383 Esas, 2023/7132 Karar sayılı kararı ile; davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden faydalanmasının ancak davacının üyeliğinin bu işverene bildirimi ile mümkün olduğu, 27.01.2022 tarihli bozma kararı sonrasında davacının sendika üyeliğinin davalı Belediyeye bildirilip bildirilmediğine ilişkin davalı Belediyenin cevabının "...... hakkında istediğiniz ... Sendikası tarafından belediyemize gönderilen yazı ekte bulunmaktadır." şeklinde olduğu, bu yazı cevabı ekinde sunulan ... Sendikasının 27.02.2018 tarihli "Üyelik Aidatı HK." konulu yazısı ekinde sendika üyesi olarak davacı isminin de bildirildiği ve söz konusu sendika yazısının 05.03.2018 tarihinde davalı ... tarafından gelen evrak olarak kaydının yapıldığı, somut olayda uyuşmazlık konusu dönemin 2014-2017 yılları arasında olduğu ve bu tarihten sonra yapılan bildirimin sonuca etkisi olmadığı, davacının sendika üyeliğinin davalı Belediyeye bildirilmediğinin anlaşılmasına göre davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken davacının sendika üyeliğinden sonra imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanacağının kabulünün hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının sendika üyeliğinden sonra imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı gerekçesiyle yıllık ücretli izin ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hüküm altına alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; davalı ... ile alt işveren firmalar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kabul edilmesine rağmen müvekkilinin 6772 sayılı Kanun uyarınca ilave tediye alacağı isteminin reddinin hatalı olduğunu, bu noktada ikinci bozma kararı ile oluşan usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı davranıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu taleplerin davacının asıl işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı kabulüne göre değerlendirilip değerlendirilmediği ile 6772 sayılı Kanun kapsamında davacının ilave tediye ücretine hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesi ile 6772 sayılı Kanun'un 1 vd. maddeleri

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava dilekçesi ile davacının muvazaa nedeniyle baştan itibaren davalı Belediyenin işçisi sayılması gerektiği, bu nedenle davacının 6772 sayılı Kanun gereği ilave tediye alacağına hak kazandığı belirtilerek 6772 sayılı Kanun gereğince ödenmesi gereken ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.

3. Dairemizin 15.05.2023 tarihli kararı ile; asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğuna ilişkin Mahkeme kabulü, bozma kapsamı dışında bırakılarak, davacının davalı Belediyenin toplu iş sözleşmelerinden yararlanamayacağı kabulüne göre sonuca gidilmesi için İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Dolayısıyla davacı, 6772 sayılı Kanun uyarınca ilave tediye alacağına hak kazanmaktadır. Dosya kapsamına göre bu alacağın, davacının bordro ücretine göre hesaplanarak hüküm altına alınması gerekir. Bu husus gözetilmeden talebin reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

16.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.