"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/4663 E., 2024/270 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 28. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/511 E., 2022/719 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin sendika üyesi olduğunu, 26 ve 27. Dönem Toplu İş Sözleşmeleri'nin 59 uncu maddesinin (d) bendi ve 52 nci maddesinin (d) bendi gereğince kalibrasyon teknisyeni meslek kolunda fiilen kalite kontrol ve teknik kontrol görevlisi olarak çalışması nedeniyle (C) grubu idareci priminden yararlandığını, Ankara 22. İş Mahkemesinde bu primden yararlanması gerektiğinin tespiti ve alacak talepli dava açıldığını, tespit ve alacağa hükmedildiğini ve Yargıtayın onama ilâmı ile kesinleştiğini, Ankara 22. İş Mahkemesinin dava tarihi ile işbu davanın tarihi arasındaki dönem için ödeme yapılmadığını, davacının yaptığı işte bir değişiklik olmadığını ileri sürerek (C) grubu idareci primi alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının asli görevini yaptığını ve ek ücret alamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının daha önce toplu iş sözleşmesinin 52 nci maddesinin (d) bendi gereğince %6 oranında (C) grubu idarecilik primi alacağı talebine ilişkin olarak 11.04.2017 tarihinde açmış olduğu davanın Ankara 22. İş Mahkemesi 2017/206 Esas sayılı dosyasından yapılan yargılama sonucunda kabul edildiği, davalı Bakanlığın istinaf itirazının Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 18.06.2019 tarih ve 2019/511 Esas, 2019/1434 Karar sayılı ilâmı ile esastan reddine karar verildiği ve Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi 24.10.2019 tarihli ve 2019/7832 Esas, 2019/19901 Karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleştiği, davacının yaptığı iş, görev ve unvanının değişmediği, ilk davaya konu 11.04.2017 tarihinden sonraki dönem bakımından da (C) grubu idareci primine hak kazanacağının kesinleşmiş yargı kararı ile sabit olduğu, arabuluculuk son tutanak tarihi ve hesaplama döneminin her ayın 14’üne olduğu gözetilerek 11.04.2017-14.10.2020 dönemi bakımından hesaplama yapılan 28.09.2022 tarihli bilirkişi ikinci ek raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; talebin zamanaşımına uğradığını, kalibrasyon laboratuvarlarında çalışan işçilerin kadrosu gereğince verilen kalite işlemini yapmakla yükümlü olduklarını, bu işin asli görevleri olduğunu, ilave olarak kalite kontrol görevine sahip olmadıklarını, işçilerin görevlerini yapmasından dolayı aldıkları ücretin yanında görevin niteliğinden kaynaklı görev kapsamında yer alan bazı iş ve işlemleri yapmaları nedeniyle ayrıca prim ödenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının belgelere sorumlu olarak imza attığı kaşe ya da mühür kullanarak sorumluluk altına girdiği ileri sürülmüş ise de kalite personeli tarafından KE ve KM mühürleri form ve etiketlerin doldurulmasında kullanıldığını, işlemin kimin tarafından yapıldığını gösterdiğini, toplu iş sözleşmesi mevzuat ve emirlerine uygun olarak işlem tesis edildiğini, faiz türü ve başlangıç tarihinde hata bulunduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının daha önce (C) grubu idareci primi alacağı talebiyle 11.04.2017 tarihinde Ankara 22. İş Mahkemesinin 2017/206 Esas ve 2018/674 Karar sayılı dosyası üzerinden açtığı davada; davacının yaptığı işin niteliğinin ve sorumluluk alıp almadığının tespiti için çalıştığı işyerinin bulunduğu mahal mahkemesi vasıtasıyla icra edilen keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu, keşif sırasındaki tespitler ile dosya içerisindeki belgelerden davacının davalı Bakanlığa bağlı Eskişehir 1. Hava Bakım Fabrikasında kalibrasyon kısmında çalıştığı, kalibrasyon işlemlerini yaparak faal malzeme etiketi ve kalibrasyon sonuç raporlarını düzenleyerek mühürleyip imzaladığı ve sorumluluk aldığı, bu nedenle 23, 24, 25 ve 26. Dönem Toplu İş Sözleşmeleri gereği (C) grubu idareci primi alması gerektiği sonucuna varılarak davacının toplu iş sözleşmesinin 59/d maddesinde belirtilen görevi yaptığından toplu iş sözleşmesinin 52 nci maddesinin (d) bendi gereği (C) grubu %6 idareci primi alması gerektiğinin tespitine ve dava tarihine kadar hesaplanan idarecilik primi alacağının tahsiline karar verildiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 18.06.2019 tarih 2019/511 Esas 2019/1434 Karar sayılı ilâmı ile davalının istinaf talebinin esastan reddedildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2019/7832 esas 2019/19901 karar sayılı 24.10.2019 tarihli ilâmı ile onanarak kesinleştiği, somut uyuşmazlıkta ise davacının bu defa önceki davada hüküm altına alınmayan 11.04.2017 tarihinden itibaren olmak üzere alacak talebinde bulunduğu, arabuluculuk son tutanak tarihine kadar (C) grubu %6 idareci primi alacağının hesaplandığı, davacının 11.07.2011 tarihinde ... Sendikasına üye olduğu, davalı Bakanlık ile İçişleri Bakanlığı Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı işyerleri için ... Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası ve ... Sendikası arasında imzalanan 26 ve 27. Dönem İşletme Toplu İş Sözleşmesi'nin /4 maddesinin ".... işyerinde onarım ve imal edilen malzeme ve teçhizatın teknik resmine, projesine, kataloglarına, teknik tarifi ve teknik emirlerine uygun olup yapılıp yapılmadığını kontrol eden, performansını imzalayarak sorumluluk yüklenen kalite kontrol ve teknik kontrol görevlileri ile iş emniyetçilerine C grubu idareci primi verilir" hükmü ile aynı sözleşmenin 52 nci maddesinin (d) bendinin 3 üncü alt bendinde yer alan "C grubu işçi idarecisi olarak görevlendirilenlerin fiili çalışma sürelerine %6 oranında idareci primi ödenir" şeklindeki hükmü gereğince davacının hesaplanan (C) grubu %6 idareci primi alacağının hüküm altına alınmasında, uygulanan faiz türü ve başlangıç tarihinde bir hatanın bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının Türk Harb-İş Sendikası ile davalı işveren arasında bağıtlanan 26. ve 27. Dönem Toplu İş Sözleşmeleri'nin 59 uncu maddelerinin (d) bentlerinde tanımlanan görevi yapıp yapmadığı, buna göre belirtilen toplu iş sözleşmelerinin 52 nci maddesinin (d) bentlerinde düzenlenen (C) grubu idareci primine hak kazanıp kazanmadığı hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Dairemizin 06.03.2024 tarihli ve 2024/993 E.,2024/4229 K. sayılı kararı şöyledir.
"...
1. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili; müvekkilinin davalı bünyesinde makine mühendisi olarak çalıştığını, Kalite Kontrol Başkanlığı bünyesinde yürütülen uyuşmazlık raporu ve (PÜDEP) kontrolleri için görevlendirilerek Kalite Güvence Başkan Plan ve Vasıflandırma Şube Müdürlüğü tarafından verilen ve Komutanlık tarafından onaylanan kalite teknik kontrol görev formuna göre toplu iş sözleşmesinin 59 uncu maddesinin (d) bendinde belirtilen kalite kontrol- teknik kontrol pirimini 15.01.2018 tarihine kadar almakta iken bu görevlerde vasıflandırılan personel kadrolarının değiştirilmesi ve teknik kontrol değil kontrol görevi yaptığı gerekçe gösterilerek yaptığı işte herhangi bir değişiklik olmamasına, aynı işi yapmaya devam etmesine rağmen primin kesildiğini; müvekkilinin 2. Hava İkmal Bakım Fabrika Müdürlüğü işyerinde sorumluluğunda olan aksaklık ve uymazlık raporlarını incelemek, geçici ve sürekli tedbir ihtiyaçlarını ortaya koymak, kök neden analizlerini yapmak ve ünitenin faul, gayri faul ve kal durumlarına karar verip tedbir raporları hazırlayarak diğer uçaklarda da (UR) incelemelerinde ve (PÜDEP) kontrollerinde bulunmak, (GTEDKKK) kalite ve teknik kontrolünü yapmak, sonucu raporlamak, raporu imzalamak, sorumluluklarını yüklendiğini, yaptığı kontrollerde hata olması durumunda sorumlu tutulduğunu, müvekkilinin aynı görevi fiilen ve sürekli yapmaya devam etmesine rağmen sırf işveren tarafından personel kadrosunun değiştirildiği gerekçe gösterilerek idarecilik priminin ödenmediğini ileri sürerek toplu iş sözleşmesinin 52 nci maddesinin (d) bendi gereği idareci primi alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin ikinci kez kaldırma kararı üzerine yapılan keşif sonucu bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen asıl ve ek raporlarında da tespit edildiği üzere davacı işçinin davalı işyerinde çalıştığı ve sendika üyesi olduğu, işyerinde kalite kontrol görevi yaptığı, incelenen belgelerde davacının imza ve kaşelerine ilaveten üst amirlerinin sorumlulukları bulunmakla birlikte ihtisas sahibi davacının yapılan işe özel ayrıca sorumluluğunun bulunduğu ve dolayısıyla toplu iş sözleşmesinin 59 uncu maddesinin (d) bendinde yazılı prime hak kazandığı, görev ünvanının değiştirildiği, ancak fiilen önceki görevini aynen yaptığı, toplu iş sözleşmesinin 59 uncu maddesinin (d) bendinin (3) üncü alt bendi gereği %6 oranında idarecilik primi alması gerektiği; kaldı ki daha öncesinde kadrosuna göre söz konusu prim ödenirken kadro isminin değiştirilerek aynı işi yapmasına rağmen idarecilik primi ödenmediği, buna göre davacının idareci primi alacağına hak kazandığı belirtilmiştir. Ne var ki yapılan bu değerlendirme dosya kapsamına uygun değildir.
3. Dairemiz incelemesinden geçen bir kısım dosyalarda; kalibrasyon formlarında kalite kontrolcülere ait mühür olmamasına rağmen davacıların kalibrasyon kontrol kısmına mühür vurduğu ve bu nedenle kalibrasyonla ilgili bir kontrol faaliyetinde bulundukları gerekçesiyle verilen kabul kararları onanmış ise de konunun yeniden değerlendirilmesi neticesinde, kalibrasyon işlemi yapıldığını belirten mühürlerin kullanılmasının (C) grubu idareci primine hak kazandırmayacağı, bu prime hak kazanma için öncelikle kalite kontrol işleminin yapıldığını gösteren mühürlerin kullanılmasının gerektiği, bu hâlde idareci primi alacağına hak kazanabilmek için hem kalite kontrol mührüne sahip olunması hem de fiilî olarak kalite kontrol işi yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
4. Toplu iş sözleşmesinin 59 uncu maddesinde ''İşyerinde onarım ve imal edilen malzeme ve teçhizatın teknik resmine, projesine, kataloglarına, teknik tarif ve teknik emirlere uygun yapılıp yapılmadığını kontrol eden, performansını imzalayarak sorumluluk yüklenen, kalite kontrol ve teknik kontrol görevlileri ile iş emniyetçilerine, C grubu pirimi verilir." hükmü bulunmaktadır. Davacının fiilî görevinden dolayı kontrol işlemlerini yaptığı, ilgili belgeleri düzenleyip amirlerine ilettiği, bu işlemin toplu iş sözleşmesinin 59 uncu maddesinde düzenlenen (C) grubu idareci primi alan işçilerin yaptığı kontrol işlemleri ile aynı olmadığı, sorumluluğun kontrolü yapan işçi tarafından üstlenildiği, davacının aynı maddede belirtilen kalite kontrol ve teknik kontrol görevlisi veya iş emniyetçisi grubunda yer alan çalışanlardan olmadığı ve kalite kontrol mührü kullanmadığı görülmektedir. İdareci primine hak kazanabilmek için hem kalite kontrol mührüne sahip olunması hem de fiilî olarak kalite kontrol işi yapılması gerektiği, bu hâliyle davacının (C) grubu idareci primi almaya hak kazanamadığı anlaşılmakla; davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir."
3. Değerlendirme
1. Davalı Millî Savunma Bakanlığı ile davacının üyesi olduğu Türk Harb-İş Sendikası arasında imzalanan 26, 27 ve 28. Dönem Toplu İş Sözleşmeleri'nin 52 nci maddelerinin "İdareci primi" başlıklı (d) bendinde "Verilmesini gerektiren sebeplerin geçici olarak ortadan kalkması halinde kalktığı sürece kesilmek, devamlı olarak ortadan kalkması halinde tamamen kesilmek, müktesep bir hak sayılmamak ve başkaca bir ödemeyi etkilememek üzere, bu toplu iş sözleşmesinin 'İşçi İdarecileri ve Görevleri' başlıklı 59 ncu maddesi hükümleri uyarınca ... (3) C grubu işçi idarecisi olarak görevlendirilenlerin fiili çalışma sürelerine %6 oranında idareci primi ödenir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Anılan toplu iş sözleşmelerinin 59 uncu maddelerinin "Kalite kontrol ve teknik kontrol görevlilerine verilecek prim miktarı" başlıklı (d) bendine göre ise "İşyerinde onarım ve imal edilen malzeme ve teçhizatın teknik resmine, projesine, kataloglarına, teknik tarif ve teknik emirlere uygun yapılıp yapılmadığını kontrol eden, performansını imzalayarak sorumluluk yüklenen, kalite kontrol ve teknik kontrol görevlileri ile iş emniyetçilerine C grubu idareci primi verilir."
2. Toplu iş sözleşmesinin 59 uncu maddesinin (d) bendine göre idarecilik primine hak kazanan kişi kalite kontrol görevlisidir. Toplu iş sözleşmesinde mühür şartına yer verilmemiş ise de mühür bir ispat aracıdır. Ancak Dairemizce daha önce incelenen benzer dosyalarda; davalı Kurumda 2016 yılında elektronik ortama geçildiği; bu nedenle kalite kontrol işlemi elektronik ortamda yapılmış olabileceğinden, form üzerinde kalite kontrol mührünün bulunmamasının da mümkün olduğu, elektronik ortamda yapıldığında; yapılan kalite işlemine, kalite işine ilişkin operasyon numarası, kalibrasyon işlemine ise kalibre işine ilişkin operasyon numarası verildiği anlaşılmıştır.
3. Yukarıda yapılan açıklamalara göre işçinin toplu iş sözleşmesinin 59 uncu maddesinin (d) bendine göre idarecilik primine hak kazanıp kazanmadığı, kalite kontrol mührü kullanıp kullanmadığı ya da 2016 yılında geçilen elektronik ortamda kalite işlem yetkilisi olup olmadığı tespit edilerek belirlenebilir. Dolayısıyla toplu iş sözleşmesinin 59 uncu maddesinin (d) bendine göre idarecilik primine hak kazanılması için fiilen kalite kontrol işi yapılmasının yanında ya kalite kontrol mührü kullanılması ya da elektronik ortamda kalite kontrol operasyon yetkilisi olunması gerektiği sonucuna varılmıştır.
4. Somut uyuşmazlıkta, her ne kadar davacı işçinin 11.04.2017 tarihine dek olan çalışmaları için (C) Grubu idareci primine hak kazandığı iddiasıyla açmış olduğu alacak davası kabul edilmiş ve karar, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından da onanarak kesinleşmiş ise de, Dairemizin güncel uygulaması gereğince; uyuşmazlık konusu dönem bakımından idareci primi alınabilmesi için işçinin hem fiilen kalite kontrol işini yapması hem de kalite kontrol mührüne sahip olması ya da elektronik ortamda kalite kontrol operasyon yetkilisi olması gerekmektedir. Bir kimsenin, yaptığı işin kalite kontrolünü de yapması mümkün değildir. Kalibre mührü ile kalite kontrol mührü farklı olup kalite kontrol sütununa kalite kontrol mührü dışında bir mühür vurulması yetkisiz işlemdir. Dolayısıyla kalibre mührünün, kalite kontrol sütununa vurulmuş olmasının hiçbir önemi bulunmamaktadır.
Bu açıklamalara göre kalibrasyon teknisyeni olan davacının toplu iş sözleşmelerinin 59 uncu maddesinin (d) bendinde belirtildiği şekilde kalite kontrol işini yapmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı idareci primine hak kazanamayacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.