Logo

9. Hukuk Dairesi2024/5166 E. 2024/6819 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı işverenden fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile kıdem ve ihbar tazminatlarını talep ettiği alacak davasında, talep edilen alacakların hesabının doğru yapılıp yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın önceki bozma kararında belirtilen hususlara uyularak, tanık beyanları ve yurda giriş çıkış kayıtları da dikkate alınarak hesaplama yapıldığı ve davalının zamanaşımı def'inin de değerlendirildiği gözetilerek yerel mahkemenin kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı Şirketin ...'daki işyeri kapsamında yurt dışı iş sözleşmesi ile 09.12.2009-24.12.2013 tarihleri arasında laboratuvar şefi olarak çalıştığını, 24.12.2013 tarihinde proje bitimi nedeni ile iş sözleşmesinin işveren tarafından sonlandırıldığını, son ücretinin 2.000,00 USD olduğunu, ücret bordrolarında bu miktarın bir kısmının fazla çalışma ücretiymiş gibi düzenlendiğini, aslında fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, iş sonunda "Bütün hak ve alacaklarımı nakden aldım." yazılı ibranamenin imzalatıldığını, yaptığı fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, hafta tatillerinde çalışmasına rağmen hafta tatili ücretinin de ödenmediğini, tüm resmî ve dinî bayramlarda çalışıldığını, bu ücretlerin de ödenmediğini ayrıca kıdem ve ihbar tazminatlarının da ödenmediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın kısmi dava olarak açıldığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, esasa ilişkin ise davacının 09.12.2009-20.12.2013 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin iş bitimi nedeni ile feshedildiğini, aylık ücretinin 2.000,00 USD olduğu hususunun doğru olmadığını, davacı tarafından imzalanan yurt dışı iş sözleşmesinde çalışma saatinin 4,31 USD karşılığı olduğunu, fazla çalışma ve diğer alacakların tümünün ödendiğini, bu durumun davacının imzasını taşıyan belgelerle sabit olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 26.02.2016 tarihli ve 2014/198 Esas, 2016/11 Karar sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 11.06.2019 tarihli 2016/14879 Esas, 2019/12594 Karar sayılı ilâmı ile davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hesabı yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 21.12.2021 tarihli ve 2021/229 Esas, 2021/188 Karar sayılı kararı ile; bozma kararı doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 25.05.2022 tarihli ve 2022/5237 Esas, 2022/6540 Karar sayılı ilâmı ile; tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş ve yargılama sonunda hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı, bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılama sırasında iki ayrı bilirkişi tarafından rapor düzenlendiği, ilk rapordaki hesap dönemi, iki tanığın yurt dışına çıkış kayıtları dikkate alınarak 09.12.2009-03.03.2012 tarihleri arasındaki dönem olarak kabul edilmişken, ikinci bilirkişi tarafından düzenlenen raporda uyuşmazlık konusu dönemin tamamı için yeniden bir değerlendirme yapılmaksızın diğer rapordaki hesap dönemine üçüncü tanığın çalışma süresi eklenerek hesaplama yapıldığı, böylece ilk raporda 09.12.2009-03.03.2012 dönemine ilişkin alacakların hesaplandığı, hükme esas alınan sonraki raporda üçüncü tanığın 04.08.2010-01.08.2013 tarihleri arasındaki aralıklı çalışma süresi, 09.12.2009-03.03.2012 dönemine ilişkin hesaba eklenerek buna göre sonuç rakam tespit edildiği ve yapılan bu hesaplama biçiminin sağlıklı olmadığı, her bir alacak bakımından uyuşmazlık konusu dönemin tamamı yönünden üç tanığın çalışmasının bulunduğu aralıklı çalışma dönemlerine isabet eden süreler yönünden denetime elverişli şekilde hesaplama yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği; ayrıca Mahkemece hüküm altına alınan ulusal bayram ve genel tatil ücreti miktarının hükme esas alınan raporda belirlenen miktar ile örtüşmediği, buna göre hükmün denetimini güçleştirdiği gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına hükmedilmiştir.

B. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilmesinin ardından dosya kapsamında dinlenen davacı tanıklarına ait Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet döküm cetvelleri ile yurt dışı giriş-çıkış kayıtları dosya içerisine celp edilmiş, Yargıtay bozma ilâmında belirtilen eksiklerin tamamlanmasının ardından davalının zamanaşımı def'i de dikkate alınarak davacının tanıklar ile birlikte çalıştıkları süre bakımından beyanları dikkate alındığında usul ve kanuna uygun, denetime elverişli olarak düzenlenen 25.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın hükme esas alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişi raporunun hatalı hesaplama içerdiğini, tanıkların davacı ile birlikte çalıştıkları ortak sürelerin hatalı tespit edildiğini, yurda giriş çıkış kayıtlarının da dikkate alınmadığını belirterek Mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hesabına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü madde hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

15.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.