Logo

9. Hukuk Dairesi2024/562 E. 2024/8206 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçinin ücret ve diğer alacak talepleri için açtığı davada, arabuluculuk dava şartının bazı alacak kalemleri yönünden yerine getirilip getirilmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından talep edilen çocuk yardımı, bulaşıcı hastalık ve risk primi, öğrenim yardımı, bayram yardımı ve gece çalışması ücreti alacak kalemlerinin arabuluculuk görüşmelerine konu edilmediği, dolayısıyla arabuluculuk dava şartının bu alacak kalemleri yönünden yerine getirilmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2369 E., 2023/2774 K.

KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 14. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/54 E., 2023/192 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıdan iş alan yüklenici firmaların işçisi olarak çalışmaktayken, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde asgari ücretin %71 fazlası olarak ücret belirlendiğini ancak bireysel iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesi ile öngörülen zam oranlarının tatbik edilmemesine bağlı olarak 01.01.2019-31.12.2019 dönemine ait ücret ve sosyal haklarının eksik ödendiğini ileri sürerek ücret, ilave tediye ikramiye , çocuk yardımı, yemek yardımı, yol-taşıt yardımı, yakacak yardımı, bulaşıcı hastalık ve risk primi, öğrenim yardımı, bayram yardımı, ulusal bayram ve genel tatil, fazla çalışma ve gece vardiyası zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının ücretlerinin eksiksiz olarak ve zamanında ödendiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 01.04.2018 tarihine kadar davalı Bakanlığa ait işyerinde alt işverenler nezdinde çalıştığı, bu tarihten itibaren sürekli işçi kadrosuna geçtiği, kadroya geçtikten sonra davacı ile yeni bir iş sözleşmesi imzalandığı, bireysel iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde davacıya, asgari ücretin %71 fazlası oranında ücret ödeneceğinin düzenlendiği, davacı kadroya geçildikten sonra taraflar arasında yeni bir sözleşme imzalanması ve yeni iş sözleşmesinde ücretin belirlenmesi karşısında davacının en başından beri asgari ücretin %71 fazlası ücret alması gerektiği ve yine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret İle Diğer Mali ve Sosyal Hakların Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmeleri Hükümleri uyarınca, işçilerin ücretine her 6 ayda bir %4 oranında zam yapılacağının belirtildiği, dosya kapsamına göre davacının ücret farkı, ilave tediye ücreti, ikramiye farkı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti fark alacaklarına hak kazandığı, çocuk, yemek, yol-taşıt, yakacak, öğrenim yardımı, bulaşıcı hastalık primi, gece vardiyası zammı, bayram yardımı alacaklarının ise reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı vekili; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak üzerine %4 oranında zam yapıldığını, herhangi bir ücret indirimine gidilmediğini, davacının ücretinin her seneki asgari ücrete yükseltilerek bireysel iş sözleşmesindeki oran üzerinden tekrar tespiti talebinin hukuka aykırı olduğunu, davacının taleplerinin toplu iş sözleşmesine, mevzuata ve Bakanlık görüşlerine aykırı olduğunu, dava konusu alacaklara işletilen faiz türü ve başlangıç tarihlerinin hatalı belirlendiğini, davanın reddi gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davacı vekili; yol yardımı alacağının kabulü gerektiğini, kadroya geçtikten sonra aylık 26 iş günü üzerinden değil de çalışma günlerine göre yol ücreti ödenmesinin işçi aleyhine değişiklik olduğunu, gece zammı alacağının hesaplanmamasının hatalı olduğunu, alacakların eksik hesaplandığını, bilirkişi raporuna itirazların gözetilmediğini, yakacak yardımının eksik ödendiğini, 2018 yılı için ücret farkı ve ilave tediye ücretlerinin eksik hesaplandığını, raporda fazla çalışma ücreti hesabının denetime elverişsiz olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Bakanlık ile davacı arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının ücretinin asgari ücretin %71 fazlası olarak ödeneceğinin düzenlendiği, davalının iş sözleşmesinde kararlaştırıldığı şekilde davacının ücretini ödediğini ispat edemediği, davacının ücret farkı, ilave tediye, ikramiye farkı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının eksik ödendiği, toplu iş sözleşmesine bağlı alacaklarının ise dosya içerisindeki mevcut bordrolara göre ödendiğinin sabit olduğu, davacının istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, diğer taraftan ilave tediye alacağına ilişkin faiz türünün yasal faiz olması gerekirken en yüksek mevduat faizi olarak belirlenmesi hatalı olduğundan davalının bu yöne dair istinaf itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerin yanı sıra davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının ispat ve hesap yöntemi hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 ve 53 üncü maddeleri.

3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.

..."

4. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebi ile açılan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.

5. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasında “Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. ...” şeklinde; üçüncü fıkrasında da " Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar." şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.

6. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 23 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında, "Başvuru, dilekçe ile veya bürolarda bulunan formların doldurulması suretiyle yahut elektronik ortamda yapılabilir." düzenlemesi bulunmaktadır.

7. Yönetmelik’in 20 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, "Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen son tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar." düzenlemesi bulunmaktadır.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalının tüm davacının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava şartı olarak arabuluculuğun, sürecinin başından sonuna kadar detaylı kurallara bağlanması, yaşanması muhtemel hak kayıplarının önüne geçilmesi açısından gereklidir. Şüphesiz arabulucuğun en önemli aşamalarından biri başvurunun yapılması, diğeri ise arabuluculuk tutanağı düzenlenmesidir. Anlaşmazlıklara ve tereddütlere meydan verilmemesi için arabuluculuk tutanağında tarafların anlaştıkları ya da anlaşamadıkları alacak kalemleri tek tek belirtilmelidir.

3. Dairemizce; hem talepte bulunanlar hem de arabulucular tarafından yapılan hatalar, tarafların mağduriyetlerine sebebiyet verdiği gibi arabuluculuğun amaçlandığı şekilde uygulanmasına da engel olduğundan arabuluculuğa hangi konularda başvurulduğuna ilişkin başvuru formu uygulamasının başladığı 02.06.2018 tarihine kadar arabuluculuk anlaşamama tutanağında arabuluculuğa konu alacaklar tek tek belirtilmeden “işçilik alacakları” veya “işçi-işveren uyuşmazlığı” gibi soyut ifadeler kullanılmış ise taraflar arasındaki işçilik alacaklarının tamamının arabuluculuğa konu edildiğinin kabul edilmesi gerektiği görüşü benimsenmiştir.

4. Başvuru formu uygulamasının başladığı 02.06.2018 tarihinden sonraki başvurularda ise hangi alacak veya tazminat kalemleri konusunda anlaşma sağlandığı veya sağlanamadığını açıkça belirtmeyen son tutanağa göre dava şartının gerçekleştiği kabul edilemeyecektir.

5. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında düzenlenen 04.01.2021 tarihli “Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı”nda tarafların anlaşmaya varamadıkları alacak kalemleri tek tek sayılmıştır. Buna göre dava dilekçesinde talep edilen alacak kalemlerinden çocuk yardımı, bulaşıcı hastalık ve risk primi, öğrenim yardımı, bayram yardımı ve gece çalışması ücreti (gece vardiyası zammı) alacakları arabuluculuk görüşmelerine konu edilmemiştir. Arabuluculuk dava şartı yerine getirilmeyen sözü edilen alacak kalemleri yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu kalemler yönünden esastan ret kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.