"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/4355 E., 2024/361 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında Ankara 38. İş Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; değişen alt işverenler nezdinde çalışan davacı ve aynı durumdaki diğer işçilerin asıl işveren davalıya karşı muvazaa iddiası ile dava açtıklarını, bu davalarda verilen muvazaanın tespitine dair kararların Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleştiğini, böylece davacının başlangıçtan itibaren davalı asıl işverenin işçisi sayılarak üyesi olduğu Türkiye ... İşçileri Sendikası (... İş Sendikası) ile davalı ... arasında imzalanan toplu iş sözleşmelerinden yararlandırılması gerektiğini, işbu davadaki alacak taleplerinin 2019 yılına ilişkin olduğunu ileri sürerek ilave tediye alacağı ile birlikte toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dışı ... Tekstil Makine Sağlık Hizm. Bil. İlaçlama Tem. İnş. Gıda İnsan Kayn. ve Taahhüt Otomotiv Tic. San. Ltd. Şti. (... Limited Şirketi) işçisi olduğunu, davalı Kurumun 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'na göre bu Şirketten hizmet satın aldığını, bu nedenle davanın anılan Şirkete ihbarını talep ettiklerini, asıl işverenden alınan iş, onun sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımaktaysa işi alan işverenin alt işveren değil bağımsız işveren olarak sayılması gerektiğini, ayrıca işyerinde verilen hizmetle veya yapılan üretimle ilgili olmayan ve asıl işin tamamlayıcısı niteliğinde bulunmayan bir işin üstlenilmesi durumunda ortada iki bağımsız işveren bulunacağını, somut olayda emir ve talimatların Şirketin kendisi tarafından verildiğini, vardiya listesinin, giriş çıkış ve puantaj kayıtları Şirket tarafından düzenlenip davalının sadece ihale makamı olarak denetim yükümlülüklerini yerinde getirdiğini, belirtilen sebeplerle talep edilen alacakların tamamından dava dışı Şirketin sorumlu tutulması gerektiğini, faiz talebinin de hatalı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 38. İş Mahkemesinin 05.09.2019 tarihli kararı ile; asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun ve davacının baştan itibaren asıl işveren işçisi olduğunun kabul edilmesi gerektiği, Bölge Adliye Mahkemesince ikinci kez verilen ortadan kaldırma kararı sonrasında davacının derdest davasının olup olmadığı araştırılmakla birlikte tespit edilen dosyada hüküm kurulduğu anlaşıldığından birleştirme kararı verilemediği, diğer taraftan davacının çalıştığı Şirket ile davalı Kurum arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğuna yönelik emsal kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesince onandığı, muvazaalı olan işin davacının görev tanımında da belirtilen iş olup yardımcı iş olmaması karşısında, davacı aynı işi yaptığı sürece her hizmet alımı döneminin ayrıca araştırılmasına gerek bulunmadığı, celp edilen üye fişinden davacının ... İş Sendikasına üye olduğunun anlaşıldığı, zamanaşımı def'i de dikkate alınmak suretiyle hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınabilir mahiyette olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.06.2023 tarihli kararı ile; davacı işçinin 1119813 işyeri sicil numaralı ... Limited Şirketi işyerinde numuneci (... ocağı) olarak çalıştığı, dava tarihi itibarıyla çalışmasının devam ettiği, davalı ... ile anılan davalı Şirket arasında 20.12.2018 tarihinde 01.01.2019-31.12.2020 dönemini kapsayan Kırka Bor İşletme Müdürlüğü ihtiyacı olan 23 kişi ile kontrol işlemleri için örnek alma hizmet alımı işine ilişkin hizmet alım sözleşmesinin yapıldığı ve davacının bu sözleşme kapsamında görev yaptığının tespit edildiği, numune alma işinin yardımcı iş olmayıp asıl iş niteliğinde olduğu, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu, davalı işverenin ilave tediye alacağından sorumlu tutulmasında ve davacının toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılmasında hata bulunmadığı, diğer taraftan ilave tediye alacağı için arabuluculuk son tutanak tarihinde temerrüt oluştuğunun ve talep de dikkate alınarak en yüksek işletme kredisi faizini aşmamak üzere yasal faiz uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 25.10.2023 tarihli kararı ile; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra muvazaanın tespitinde isabetsizlik bulunmadığı, bu kabule göre davacının ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasının da yerinde olduğu; ancak söz konusu alacağın arabuluculuğa başvuru tarihi itibarıyla henüz imzalanmamış olan 17.09.2019 imza tarihli toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret miktarı üzerinden hesaplanmasının hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; arabuluculuğa başvuru tarihi (Temmuz 2019) itibarıyla Yargıtay kararında belirtilen toplu iş sözleşmesinin imzalanmamış olduğu, somut uyuşmazlık bakımından 17.09.2019 imza ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı, bu durumda davacının bordro ücretine göre ilave tediye alacağının yeniden hesaplandığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; Kurumun ihale makamı olup davacının işvereni olmadığını, davacının davalı ile ... İş Sendikası arasındaki toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmasının isabetsiz olduğunu, ilave tediye ile ücret gibi alacaklara uygulanan faiz oranının hatalı olduğunu, ... İş Sendikasından gelen yazı cevabından davacının sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediği ve davacının dayanışma aidatı ödeyerek yararlanmak istediğine dair bir delil de bulunmadığının anlaşıldığı, davacının müvekkilinin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının söz konusu olamayacağını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriği, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, ilave tediye alacağının hesabına esas alınan ücret miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.