"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/490 E., 2024/183 K.
KARAR : Ek karar kaldırılarak istinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/198 E., 2021/791 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince 31.12.2021 tarihli ek karar ile hükmün kesin nitelikte bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 31.12.2021 tarihli ek kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesince verilen ek kararının kaldırılmasına ve asıl karara yönelik istinaf incelemesinde davalı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçtiğini ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesi uyarınca Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilere de uygulanacağının hüküm altına alındığını, taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesine göre davacıya her ay brüt asgari ücretin %26 oranında fazlası üzerinden günlük olarak ödeme yapılması gerektiğinin düzenlendiğini, ayrıca davacının ücretine toplu iş sözleşmesi uyarınca %4 oranında zam yapılması gerektiğini, ancak davalı tarafça 01.01.2019 tarihinden itibaren müvekkiline yazılı veya sözlü herhangi bir bildirim yapılmadan ve muvafakati alınmadan ücretinin düşürüldüğünü ve iş sözleşmesi dikkate alınmaksızın eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek fark ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, 01.01.2019 tarihinden itibaren ücretlerin Bakanlıktan alınan görüş yazıları doğrultusunda 31.12.2018 tarihinde almakta oldukları ücretlerinin %4 zamlı hâli ile ödendiğini, davacının herhangi bir ücret alacağı bulunmadığını, ikramiye ve ilave tediye ücretlerinin ödendiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda, davacının kadroya geçişi esnasında davalı Bakanlık ile davacı arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının ücretine ilişkin sözleşme maddesinde ücretin, brüt asgari ücretin %26 fazlası olarak belirlendiği, kadroya geçmeden önceki alt işveren şirketlerle akdolunan iş sözleşmesinde, ücretin asgari ücretin %26 fazlası olarak belirlendiği, 2018 yılına ilişkin ücret bordrolarında hem asgari ücretin %26 fazlası hem de Genelge ile yayımlanan toplu iş sözleşmesinde belirtildiği hâliyle her iki dönem için %4 zam uygulandığının, 2019 yılında ise yalnızca %4 oranındaki toplu iş sözleşmesi zammının uygulandığının tespit edildiği, bu durumda 01.01.2019-31.12.2019 tarihleri arasında davacının ücretinin asgari ücretin %26 fazlası olarak tahakkuk ettirilmediğinin anlaşıldığı, dosya kapsamındaki delillerden tarafların sözleşme hükmü ile bağlı olduğu, açık rızası olmadan aleyhine olacak şekilde sözleşme hükmünün değiştirilemeyeceği kanaatine varıldığından davacının ücret farkı isteminde haklı olduğu, davalı tarafça davacının ücret farkının ödendiğine dair herhangi bir yazılı delil sunulmadığı gerekçesiyle bilirkişi raporu ile hesaplanan fark ücret alacağının kabulüne karar verilmiştir.
2. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince 31.12.2021 tarihli ek karar ile hükmün kesin nitelikte bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararlarına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvurusunda; uyuşmazlığın toplu iş sözleşmesinden kaynaklı hukuki ihtilaftan kaynaklandığı ve davacının hâlen çalışmaya devam ettiği için ileriye etkisi muhtemel uyuşmazlıkta davacının ücret tespitinden dolayı kararın kesin nitelikte olmayıp kanun yolunun açık tutulması gerektiğini, müvekkil Kurumca tesis edilen işlemlerin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğünün 25.01.2019 tarihli yazısı kapsamında gerçekleştirilen usule ve mevzuata uygun olduğunu, Bakanlığın söz konusu yazısı doğrultusunda ve uygulama birliği sağlanması adına ödemeler yapıldığını ve aksi personel tasarrufunun müvekkili Bakanlığın iradesini yansıtmadığını, işçinin asgari ücretle ilişiğinin kesilerek brüt ücretle kadroya geçişinin yapıldığını, dolayısıyla eski sözleşmede geçen yüzdelik dilimin kıyas yoluyla toplu sözleşme hükümleri ile birlikte uygulanmasının mümkün olmadığını, Sağlık Bakanlığı ile yetkili Sendika arasında imzalanan toplu sözleşmede ikramiye, tediye, hizmet zammı, sosyal yardım adı altında ek ödemeler de ödendiğinden işçinin eksik alacağı bulunmadığını, davacının ücretinden ve ilave tediye alacağından kesinti yapıldığı iddiaları ve alacak talepleri yerinde olmayıp haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep edilmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iş sözleşmesinin devam etmesi nedeniyle talep edilen alacağın ileriye etkili sonuç doğuran mahiyeti de dikkate alındığında kararın kesin nitelikte bir karar olmadığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince istinaf başvurusunun reddine dair tesis edilen 31.12.2021 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra esasa yönelik yapılan değerlendirmede; davacının davalı Bakanlığa bağlı işyerinde ihale ile hizmet alımı yapılan alt işveren Şirketler nezdinde çalışmaktayken 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiği, davacının sürekli işçi kadrosuna geçişi sırasındaki iş sözleşmesinin 7 inci maddesinde asgari ücretin %26 fazlası olarak ücret düzenlemesi olduğu, davacının 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi uyarınca idarelerce sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücret ve diğer mali sosyal haklarının belirlenmesinde Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacak olan toplu iş sözleşmesinden yararlanacağı, işçinin kadroya geçirildiği sırada yapılan iş sözleşmesinde yazılı asgari ücretin fazla oranıyla belirlenen temel ücrete, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ocak ve temmuz aylarında %4’lük zamların ilavesiyle, ücret bordrolarında yapılan ödemelerin mahsubu sonucu, talep konusu alacaklara hak kazandığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu yerleşik Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı ve alacağın hesaplanmasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü maddesi.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.