"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/705 E., 2024/53 K.
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat talebinin reddine, kıdem tazminatı talebinin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 14.01.2021 tarihli ve 2020/3722 Esas, 2021/1029 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş; İlk Derece Mahkemesince bozma kararına direnilmiş ve bu kararın da davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairece bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.06.2022 tarihli ve 2021/9-762 Esas, 2022/840 Karar sayılı kararı ile; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Dairemiz kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilerek dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 10.05.2023 tarihli ve 2023/5497 Esas, 2023/6812 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojileri Araştırma Merkezi (BİLGEM) bünyesinde tesis işletme ve güvenlik müdürü olarak baş uzman statüsünde 31.12.2013 tarihinde imzalanan belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışmak üzere anlaştığını, ancak iş sözleşmesinin süresinin bitmesinden önce 23.03.2015 tarihinde haklı neden olmaksızın hizmetine ihtiyaç kalmadığı gerekçesiyle feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı TÜBİTAK vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Kuruma bağlı BİLGEM bünyesinde Siber Güvenlik Enstitüsü, Tesis İşletim ve Güvenlik biriminde baş uzman statüsünde birim sorumlusu olarak istihdam edildiğini, müvekkili ile 28.08.2013-31.01.2014 tarihleri arasında geçerli belirli süreli iş sözleşmesi imzaladığını, sözleşme süresinin bitiminden itibaren 01.02.2014-31.01.2017 dönemi için de yine belirli süreli iş sözleşmesi imzaladığını, iş sözleşmesinin işletmenin, işyerinin veya işin gereği sebebi ile Başkanlık Makamının 19.03.2015 tarihli ve 359 sayılı Olur'u ile 23.03.2015 tarihinde kıdem ve ihbar tazminatları ödenmek suretiyle feshedildiğini, ancak bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat ödenmesini gerektiren koşulların bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13.12.2016 tarihli ve 2015/462 Esas, 2016/434 Karar sayılı kararı ile; davacının davalı işyerinde 28.08.2013-24.03.2015 tarihleri arasında çalıştığı, kıdem tazminatı dava açıldıktan sonra ödendiğinden talebin konusuz kaldığı, bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat bakımından ise davacı tarafça belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı iddia edilmiş ise de işin ifa edildiği BİLGEM’in faaliyetlerinin kapsamı dikkate alındığında güvenlik, tesisin işletilmesi ve araçların sevk ile idaresi işlerinden sorumlu olan davacının yaptığı işin belirli süreli sayılmasını gerektirir objektif ve nesnel koşulların bulunmadığı, dolayısıyla taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli iş sözleşmesi olmadığı, bu nedenle bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat talebinin yerinde görülmediği gerekçesiyle bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat talebinin reddine, kıdem tazminatı bakımından ise ödenmesi sebebi ile talebin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 08.03.2018 tarihli ve 2017/2387 Esas, 2018/587 Karar sayılı kararı ile; taraflar arasında belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektirir objektif koşulların bulunmadığı ve iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğuna ilişkin İlk Derece Mahkemesinin değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 14.01.2021 tarihli ve 2020/3722 Esas, 2021/1029 Karar sayılı kararı ile; davacı işçinin 28.08.2013 tarihinde imzalanan 28.08.2013-31.01.2014 tarihleri arasında geçerli deneme süreli belirli süreli sözleşmesi ile çalışmaya başladığı ve 31.12.2013 tarihli belirli süreli iş sözleşmesi ile 01.02.2014-31.01.2017 tarih aralığı için çalışmaya devam ettiği, iş sözleşmesinin 24.03.2015 tarihinde işveren tarafından hizmetine ihtiyaç kalmaması nedeniyle sona erdirildiği, belirli süreli olarak yapılan sözleşmenin daha sonra davalı işverence belirsiz süreli olduğunun iddia edilmesinin iyiniyetle bağdaşmayacağı, davacının bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminata hak kazandığının kabul edilmesi gerektiği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre işçinin, sözleşmenin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir araştırılarak indirim yapılması gerektiği hususunun göz önünde bulundurulması ve ödenen ihbar tazminatı da mahsup edilerek bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat yönünden bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 29.04.2021 tarihli ve 2021/120 Esas, 2021/342 Karar sayılı kararı ile; önceki gerekçenin yanı sıra belirli süreli olarak yapılan sözleşmenin daha sonra belirsiz süreli olduğunun işverence iddia edilmesinin ve bu yönde yapılan savunmanın iyiniyetle bağdaşıp bağdaşmaması hususunun sözleşmenin gerçek niteliğini etkilemeyeceği, sözleşme belirsiz süreli kabul edildiğinden işverenin iyiniyetle hareket edip etmediğinin sonuca etkili olmayacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede, Daire kararının yerinde olduğu belirtilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.06.2022 tarihli ve 2021/9-762 Esas, 2022/840 Karar sayılı kararı ile; sözleşmenin belirli süreli yapılmasını gerektiren objektif nedenlerin bulunup bulunmadığı konusunda Mahkemece resen değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğu işverence ileri sürüldüğü takdirde bile normun işçiyi koruma amacı gözetilerek işverenin bu savunmasının hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi gerektiği, belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren objektif koşullar mevcut olmasa da taraflar arasında belirli süreli iş sözleşmesinin yapıldığı, davacı işçinin sözleşmenin belirli süreli olduğuna güven duyarak bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat talep ettiği, bu nedenlerle, taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinin davacının iddiası ve talebi doğrultusunda belirli süreli iş sözleşmesi gibi değerlendirilerek işveren tarafından süresinden önce haklı neden olmaksızın feshe bağlı olarak bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminata hak kazandığının kabul edilmesi gerektiği, ayrıca 6098 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca işçinin iş sözleşmesinin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir olup olmadığı araştırılarak indirim yapılması gerektiğinin hususu göz önünde bulundurulması ve ödenen ihbar tazminatı da mahsup edilerek bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat yönünden bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Dairemizin bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilerek dosya İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince Hukuk Genel Kurulu Kararı Üzerine Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iş sözleşmesinin feshedildiği 24.03.2015 tarihinden sonra 01.08.2017 tarihine kadar herhangi bir sigorta priminin yatmadığı, 01.08.2017 tarihi itibarıyla başka bir işyerinde sigorta priminin yatmaya başladığı ve böylece davacının 24.03.2015-01.08.2017 tarihleri arasında herhangi bir çalışmasının bulunmadığı, 12.04.2016 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat olarak hesaplanan net 90.892,86 TL'ye 6098 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin ikinci fıkrası gözetilerek %30 indirim uygulandığı, davacının belirlenen kıdem tazminatı alacağının dava açıldıktan sonra ödendiği ve bu hususun Yargıtay tarafından bozma nedeni de yapılmadığı, önceki hükümde olduğu biçimde davacının kıdem tazminatı talebinin konusuz kaldığı, davalı kıdem tazminatı ile ilgili olarak dava açılmasına sebebiyet verdiğinden bu husus yargılama giderindeki haklılık oranlaması ve davacı lehine hükmedilen vekâlet ücreti takdirinde davacı lehine değerlendirildiği gerekçesiyle kıdem tazminatı talebinin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
E. Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 10.05.2023 tarihli ve 2023/5497 Esas, 2023/6812 Karar sayılı kararı ile; 6098 sayılı Kanun'un 438 inci maddesi ikinci fıkrasına göre bakiye süre ücretine ilişkin talepten indirilebilecek miktarlar hizmet sözleşmesinin sona ermesi yüzünden tasarruf edilen miktar ile başka bir işten elde edilen veya bilerek elde etmekten kaçınılan gelirler olduğu, davada başka işten elde ettiği gelir vb. Şekilde indirilmesi gerekli gelirlerin olup olmadığının belirlenemediği bilinmeyen bir dönemin de bulunmadığı, bu durumda İlk Derece Mahkemesince, davacının, sözleşmenin sona ereceği 31.01.2017 tarihine kadar çalışmadığı tespit edilmesine rağmen 1 yıl 10 ay 7 gün üzerinden hesaplanan bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminattan %30 oranında indirim yapılmasının hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
F. İlk Derece Mahkemesince Bozma Üzerine Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay bozma kararına uyularak kıdem tazminatı talebinin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat talebinin ise kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğunu ve bu hususun iş sözleşmesinin feshinde kıdem ve ihbar tazminatı ödenmiş olmasından da anlaşılacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminatın hesabına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6098 sayılı Kanun'un "b.Haklı sebebe dayanmayan fesihte" başlıklı 438 inci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:
"Belirli süreli hizmet sözleşmesinde işçinin hizmet sözleşmesinin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir, tazminattan indirilir."
2. Dairemizin 27.04.2022 tarihli ve 2022/4763 Esas, 2022/5449 Karar sayılı kararı.
3. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.