"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/4768 E., 2024/181 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/436 E., 2022/1295 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Dava tarihi itibarıyla işyerinde çalışması bulunmayan davacı bakımından hüküm altına alınan ve davalı vekili tarafından temyize konu edilen miktar 12.484,59 TL olup bu miktarın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Belediyesinin değişen alt işverenleri nezdinde 18.04.2009-07.01.2016 tarihleri arasında çalıştığını, en son Hâl Şube Müdürlüğünde çalışmakta iken hizmetine ihtiyaç duyulmadığı gerekçesiyle iş sözleşmesine son verildiğini, dava dışı alt işveren şirketler ile davalı ... arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu hususunun Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 2016/1603 Esas ve 2017/813 Karar sayılı kararı ile tespit edildiğini, söz konusu kararın Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiğini, yasal süresi içerisinde işe iade talebinde bulunulmasına rağmen 16.02.2018 tarihinde işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti ile diğer hakları ödenmek suretiyle müvekkilinin söz konusu talebinin reddedildiğini, müvekkilinin kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarının ödenmediğini; ayrıca müvekkilinin yapmakta olduğu fatura girişi işinin asıl işveren sorumluluğunda bir iş olduğunu, müvekkilinin davalı Belediyenin kadrolu işçileri ile aynı işi yapmakta olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin de en başından beri davalı Belediyenin işçisi olduğunun tespiti ile ücretinin aynı işi yapan diğer işçiler ile aynı olacak şekilde belirlenmesi ve hak kazandığı işçilik alacaklarının buna göre ödenmesi gerektiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin, ücret farkı, fazla çalışma ücreti farkı, yemek ve yol yardımı alacağı farkı, ikramiye alacağı, yakacak yardımı, elbise yardımı, 1 Mayıs ikramiyesi, bayram yardımı gibi sosyal yardımlara ilişkin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının müvekkili Belediyenin işçisi olmadığını, ihaleyi alan şirketlerin işçilik alacaklarından sorumlu olduğunu, davacıya kıdem tazminatı dâhil diğer tüm işçilik alacaklarının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı vekili tarafından davalı Belediyeye yönelik olarak açılan işe iade davasının Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 06.07.2017 tarihli ve 2016/1603 Esas ve 2017/813 Karar sayılı kararı ile kabul edildiği, feshin geçersizliğine ve davacının Eskişehir Büyükşehir Belediyesindeki işine iadesine karar verildiği, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği; davalı ... tarafından ibraz edilen 16.04.2018 tarihli dekontta “Mahkeme kararına istinaden 9 aylık maaş ödemesi” olarak adlandırılan net 27.339,08 TL ödemenin bulunduğu, ödeme emirleri ve eki belgelerde davacı lehine 6 günlük yıllık ücretli izne karşılık brüt 330,00 TL (net 261,50 TL), brüt 12.808,27 TL (net 12.711,06 TL) kıdem tazminatı, 9 aylık ücrete karşılık brüt 17.196,30 TL (net 14.366,52TL) hesaplanmış olduğunun anlaşıldığı, ilgili ödemelerin hak kazanılan alacaklardan mahsubu neticesinde davacının ödenmeyen bakiye kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık ücetli izin alacaklarının bulunduğunun sabit olduğu; ancak dosya içinde davacının Belediye-İş Sendikasına üye olduğuna dair üyelik fişi yahut dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebi bulunduğuna ilişkin herhangi bir belge olmadığından davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanamadığı; diğer yandan sendikasız olup da davacı ile emsal işi yapan aynı konumdaki işçilere ait ücret bordrosu ve benzeri bir belge veya kayıt bulunmadığı da anlaşıldığından davacının fark ücret ile buna bağlı taleplerinin de yerinde olmadığı, davacı vekili yargılama sırasında ilave tediye alacağı talep etmiş ise de dava dilekçesinde ilave tediye alacağının bulunmadığı, arabuluculuk son tutanağında da yine ilave tediyenin müzakere edilmemiş olduğunun anlaşıldığı, davacının ikramiye alacağı talebinde bulunduğu, ikramiye alacağı ile ilave tediye alacağının ayrı alacak kalemleri olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöndeki itirazlarına da itibar edilmediği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarının kabulüne, diğer alacakların reddine dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; müvekkilinin alt işverenler nezdinde çalıştığı dönemde Sendikaya üye olmasına olanak bulunmadığını, müvekkilinin çalıştığı tarihlerde işyerinde sendikasız çalışan ve zabıta destek personeli olarak görev yapan işçiye asgari ücretin %50 fazlası ödendiğini, hesaplamaların bu kabule göre yapılması gerektiğini, ilave tediye alacağının kıdem ve ihbar tazminatı hesabında esas alınacak giydirilmiş ücret tespitinde dikkate alınması gerektiğini, ayrıca talep konusu ikramiye alacağının ilave tediye alacağını da kapsayacak şekilde yorumlanması gerektiğini, davacıya yapılan 27.339,08 TL'lik ödemenin "mahkeme kararına istinaden 9 aylık maaş ödemesi" adı altında yapıldığından ilgili tutarların kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacaklarından mahsubunun mümkün olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının bakiye 6 gün kullanmadığı yıllık ücretli izni bulunduğunu ve bunun karşılığı olarak 330,00 TL ücret alacağının ödendiğini, dolayısıyla yıllık ücretli izin alacağının reddi gerektiğini, kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücret tespit edilirken belirlenen yol ve yemek bedelinin hatalı olduğunu, davacı belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığından ihbar tazminatına hak kazanmayacağını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı ... bünyesinde değişen dava dışı alt işveren şirketler nezdinde fatura ve veri girişi biriminde çalıştığı, 07.01.2016 tarihinde iş sözleşmesine son verilmesi üzerine davalı aleyhine muvazaanın tespiti ve işe iade davası açtığı, Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 2016/1603 Esas ve 2017/813 Karar sayılı kararı ile davalı ... ile alt işveren konumundaki şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespit edildiği ve davacının Eskişehir Büyükşehir Belediyesine işe iadesine karar verildiği; kararın Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi kararı ile onanarak kesinleştiği, buna göre İlk Derece Mahkemesince davalı ... ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu kabulünde isabetsizlik bulunmadığı; ancak hizmet alımının muvazaalı olmasının davacı işçinin davalının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin tamamından yararlanması için tek başına yeterli olmadığı, davacının sendika üyeliğinin olduğunun ispatlanamadığı, bu nedenle davacı işçinin toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı, Mahkemenin muvazaa tespiti ile alacakların kısmen kabulüne dair kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı tarafın temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı ... Belediyesi ile dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı, davacının işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanmayacağı, toplu iş sözleşmesinden yararlanmayacağının kabulu hâlinde emsal işçiye göre belirlenecek ücretin miktarı ile davacının fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacaklarının ödenip ödenmediği hususu ile giydirilmiş ücretin miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları, 17, 20, 21, 53 ve 57 nci maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesindeki atıf uyarınca hâlen yürürlükte bulunan 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
4. 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanun'un 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un (6772 sayılı Kanun) 1 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı tarafça dava dilekçesinde ilave tediye alacağı talep edilmemiş olup 29.06.2018 tarihli arabuluculuk son tutanağında da söz konusu alacağın taraflarca müzakere edilmediği anlaşılmaktadır. Buna göre İlk Derece Mahkemesince; ilave tediye alacağına yönelik davacı tarafın yargılama aşamasında ileri sürdüğü itirazlara itibar edilmeyerek bu alacak hakkında hüküm kurulmamasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Ancak Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen Mahkeme kararına göre, davacı, davalı Belediyenin işçisidir. Dolayısıyla davalı ... 6772 sayılı Kanun kapsamında olduğundan, ilave tediye ücretinin giydirilmiş ücret hesabında dikkate alınması gerekir. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B. Davacı Temyizi Yönünden
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.