Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6077 E. 2024/9495 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı işçinin, iş sözleşmesi devam ederken ve sona erdikten sonra sadakat yükümlülüğüne aykırı davranıp davacıyı aldatarak imzalattığı iddia edilen ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptali talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı işçinin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığına dair yeterli delil bulunmadığı ve davacının basiretli bir tacir olarak gerekli araştırmaları yapması gerektiği değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/126 E., 2024/275 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 5. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/232 E., 2023/432 K.

Taraflar arasındaki ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 21.05.2018 tarihinde müvekkili Şirketin Ankara ilinde faaliyet gösteren kütük, yonga, hücre ve panel fabrikalarından oluşan entegre güneş panelleri üretim fabrikasında makine mühendisi olarak çalışmaya başladığını, 13.12.2019 tarihinde kütük ve yonga fabrikasının müdürü olarak atandığını ve 04.08.2022 tarihinde özel nedenler gerekçesiyle görevinden istifa ettiğini, birtakım işçilik alacaklarının ödenmesi için 04.08.2022 tarihinde ihtiyari arabuluculuk görüşmeleri yapıldığını ve anlaşma sağlandığını, davalının sözleşmesini feshettiği tarihten 3-4 gün gibi kısa bir süre sonra sosyal medyada yaptığı paylaşımlar ile müvekkili Şirket ile aynı iş kolunda ve Ankara ilinde faaliyet gösteren başka bir şirkette genel müdür yardımcısı pozisyonunda işe başladığının öğrenildiğini, davalının 21.05.2022 tarihli iş sözleşmesinde Şirket bilgilerinin gizli tutulması, rekabet etmeme ve çalışanların ayartılmaması yükümlülüklerinin yer aldığını, söz konusu yükümlülüklerin sözleşme sona erse dahi devem edeceğinin düzenlendiğini, davalı istifa etmeden kısa bir süre önce yeni işyerinin kurucusu ve tek ortağının davalıyı fabrikada ziyarete gelerek iki saat boyunca davalı ile birlikte fabrikayı gezdiğini, müvekkili Şirketin çalışanlarından gelen sözlü ve yazılı şikayetler doğrultusunda davalının söz konusu çalışanları daha iyi koşul ve imkânlar sunacağı beyanı ile müvekkili Şirketten ayrılmaya ikna etmeye çalıştığını ve Şirketten ayrıldıktan sonra Şirket çalışanları ile sözlü ve yazılı olarak iletişime geçerek ısrarcı bir şekilde müvekkiline ait bazı gizli bilgileri kendisine ifşa etmelerini istediğini tespit ettiklerini, davalının haksız rekabette bulunduğunu, ayrıca bu durumun davalının hem sözleşmesi devam ederken hem de sözleşmeden sonra kötüniyetli olduğunun ve ihtiyari arabuluculuk anlaşmasının imzalanmasında müvekkilinin aldatıldığının açıkça göstergesi olduğunu ve müvekkilinin iradesinin davalı tarafından fesada uğratıldığını belirterek, 04.08.2022 tarihli 2022/274976 dosya numaralı ihtiyari arabuluculuk tutanaklarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkilinin özel nedenlerle istifa ettiği iddiasının tamamen gerçek dışı, mahkemeyi yanıltmaya ve müvekkilin işçilik alacak ve tazminatlarını almasını engellemeye yönelik olduğunu, müvekkilinin 21.05.2018 tarihinden 04.08.2022 tarihine kadar davacı Şirket bünyesinde çalıştığını, 04.08.2022 tarihinde doğrudan insan kaynakları direktörünün müvekkiline iş sözleşmesinin feshedildiğini ancak verdiği hizmetlerden ötürü haklarının ödeneceğini beyan ederek arabuluculuk sürecini başlattıklarını söylediklerini, müvekkilinin iş sözleşmesinin neden feshedildiğini sorduğunda "kan uyuşmazlığı ve müvekkili ile kariyer planlaması düşünülmemesi " şeklinde bir açıklama ile karşılaştığını, sözleşmenin haksız olarak feshedilmesinin asıl sebebinin ise davalı Şirket bünyesinde sendikal faaliyetlerin baş göstermesi ve müvekkilinin bu faaliyetler karşısındaki tutumu olduğunu, arabuluculuk sürecinin davacı tarafından başlatılmış olmasının iş sözleşmesine davacı tarafından son verildiğini gösterdiğini, davacı tarafın müvekkilinin davacının gizli bilgilerini ifşa ettiği, başka bir firmada çalışmak için işten ayrıldığı ancak bunu gizlediği ve arabuluculuk sürecinde davacıya yalan söyleyerek davacıyı aldattığı iddialarına ilişkin tek bir delil olmadığını, bu iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu savunarak davanın davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; arabulucuk tutanağının düzenlenmesine şekil şartları olarak bir itirazın bulunmadığı, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereği prosedürlerin uygulandığı, imzaların geçerliliği konusunda bir tereddüt olmadığı, davacının iradesinin fesada uğratıldığı iddiası kapsamında dinlenen tanık beyanları uyarınca somut bir kanı oluşmadığı, başkaca bir delil de sunulmadığı, davacının nitelikli bir işyeri olduğu bu kapsamda gerekli araştırmaların yapıldıktan sonra arabuluculuk görüşmelerinin yapılmasının basiretli bir tacirden bekleneceği, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış iddiası yönünden her zaman tazminat davası açılabileceği, bu kapsamda arubuluculuk tutanağının iptalini gerektirir bir durumun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili Şirkete karşı sadakat ve dürüstlük borcuna aykırı davranan, hile ve aldatma saikiyle hareket eden davalı ile yapılan ihtiyari arabuluculuk görüşmesi ve bu görüşme sonucunda imzalanan arabuluculuk tutanaklarının, müvekkili Şirketin iradesi fesada uğratıldığı için geçersiz olduğunu ve iptali gerektiğini, davalının gizlilik, rekabet etmeme çalışanları ayartmama yükümlülüklerine aykırı hareket ettiğini, davalı işçinin iş sözleşmesi devam ederken dürüstlük kuralına sadakat borcuna, gizlilik taahhüdüne, rekabet yasağına aykırı davranışlar sergilediğini, davalının aynı iş kolunda işyeri olan ve daha sonra yanında işe başladığı Şirketin kurucusu ve diğer kişileri Şirketin bilgisi ve onayı olmadan Şirkette misafir ettiğini ve fabrikayı üretim bilgileri ve ticari sırları öğrenebilecekleri şekilde gezdirdiğini, müvekkili Şirketin basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gerektiği ve bu nedenle arabuluculuk tutanaklarının iptalinin gerekmediği yönündeki kararının hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; somut olayda arabuluculuk tutanağının düzenlenmesine şekil şartları bakımından bir itirazın bulunmadığı, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'ne uygun şekilde düzenleme yapıldığı ve imzaların geçerliliği konusunda bir tereddüt olmadığı, davacının iradesinin fesada uğratıldığı iddiası kapsamında dinlenen tanık beyanlarından da somut bir kanı oluşmadığı, başkaca bir delil de sunulmadığı, davacının nitelikli bir işyeri olduğu, bu kapsamda gerekli araştırmaların yapıldıktan sonra arabuluculuk görüşmelerinin yapılmasının basiretli bir tacirden bekleneceği, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış iddiası yönünden her zaman tazminat davası açılabileceği, bu kapsamda arubuluculuk tutanağının iptalini gerektirir bir durumun bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 3, 8, 9, 11, 13, 14, 15, 16, 17 ve 18 inci maddeleri.

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 30 ila 39 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.