Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6281 E. 2024/9720 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, yurt dışında çalıştığı dönemde fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerine ilişkin alacak talebinin belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı ve taleplerinin dayanağının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı işçinin fazla mesai, hafta tatili ve resmi tatil alacaklarına dair tanık beyanları ile iddiasını ispatladığı, davalı işverenin ise aksini ispatlayamadığı ve dosya kapsamına göre Yargıtay incelemesinde kararı bozma nedeni bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1399 E., 2023/2608 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 25. İş Mahkemesi

SAYISI : 2019/550 E., 2022/96 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 09.11.2016 tarihinden itibaren davalının Etiyopya'da bulunan şantiyesinde temizlik ve çamaşırhaneden tamamen ve yemekhaneden kısmen sorumlu kamp amiri olarak aylık 2.700,00 USD net ücret ile 25.12.2018 tarihine kadar çalıştığını, haftada 7 gün 05.00-20.00 arasında 1 saat yemek izni kullanarak çalıştığını, dinî bayramlarda ikişer gün çalıştığını, diğer resmî tatillerde tamamen çalıştığını ileri sürerek fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacının Etiyopya'da 09.11.2016-25.12.2018 arasında kamp amiri olarak aylık 2.700,00 USD ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesi süresince asgari ücretin 9,4 katı tutarında aylık 2.700,00 USD ücret ile çalıştığını, bu ücretin tüm çalışmalarını kapsar şekilde belirlendiğini, bir kişinin hafta tatili yapmaksızın her gün çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı taleplerinin de yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı konusunda işyeri kayıtları, işyerine giriş çıkış kayıtları ve işyeri yazışmalarının delil niteliğinde olduğu, dosyada davalı işveren tarafından bu kapsamda sunulmuş olan herhangi bir yazılı belge bulunmadığı, bu nedenle talep edilen alacaklar bakımından tanık beyanları ile sonuca gidildiği, davacı tarafından imzalanan Yurt Dışı Çıkış Yapan İşçi Bilgilendirme Formunda "Fazla Mesai Ücreti: YOK" şeklinde ifadenin yer aldığı, bu nedenle fazla çalışma alacağı bakımından aylık 270 saatlik çalışmanın ücrete dâhil olduğu kabul edilerek haftalık 5,2 saatlik fazla çalışmanın düşülmesi ile hesaplama yapıldığı, davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının bulunduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacının ücretinin fazla çalışma dâhil olarak belirlenmiş olduğunu, bu hususun İlk Derece Mahkemesince de kabul edildiği, 270 saat dışlandıktan sonra yapılan fazla çalışma alacağı hesaplamasında birim ücretin hatalı tespit edildiğini, İlk Derece Mahkemesince sadece davacı tanık beyanlarının dikkate alınmasının doğru olmadığını, bir kişinin hiç tatil yapmaksızın haftanın 7 günü kesintisiz şekilde çalıştığının kabulü ile hüküm kurulmasının somut delillere ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacıya yapılan ek menfaat ödemelerinin takas/mahsup edilmemesinin doğru olmadığını, İlk Derece Mahkemesince yapılan indirim oranının çok düşük olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanıkların anlatımları uyarınca davacının haftanın 7 günü çalıştığı, haftada yasal 45 saatlik çalışma süresinden ortalama 17,5 saat fazla çalıştığı, davacının resmî tatillerde ve hafta sonlarında çalıştığı, fazla çalışma yaptığını ispatladığı, davalı tarafından işçilik alacaklarının ödendiğinin ispatlanamadığı, bilirkişi raporunun açıklamalı ve denetime elverişli olduğu, davacının davalı işyerinde 09.11.2016-25.12.2018 tarihleri arasında çalıştığı, iş sözleşmesinde 270 saate ilişkin bir hüküm bulunmadığı, yapılan indirim oranının da yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme sonucunda davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; temyiz başvurusuna ilişkin yasal süresi içinde verdiği "süre tutum" dilekçesinde, sadece hükmü temyiz ettiğini belirterek herhangi bir temyiz sebebi ileri sürmemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Süresinde temyiz sebeplerinin bildirilmemesine göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası kapsamında 371 inci maddesine uygun olup olmadığı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, "süre tutum" dilekçesinin içeriğine ve kanuna açık aykırılık hâllerinin bulunmadığının tespit edilmesine göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.