Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6305 E. 2024/10038 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı ile dava dışı alt işveren şirketler arasında yapılan hizmet alım sözleşmesinin geçerliliği, muvazaa içerip içermediği ve davacının talep ettiği alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesinde belirtilen bozma sebeplerinden hiçbirini oluşturmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu gözetilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/524 E., 2024/502 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Tavşanlı İş Mahkemesi

SAYISI : 2018/498 E., 2021/1330 K.

MAHKEMESİ : Tavşanlı İş Mahkemesi

SAYISI : 2018/664 E., 2018/1090 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işveren bünyesinde hizmet alımı yoluyla ihale alan alt işveren şirketler bünyesinde 25.06.2013 tarihinden ... Genel Müdürlüğü'nün (EÜAŞ) 22.06.2015 tarihli devrine kadar iş makineleri ve oto bakım ustası olarak çalıştığını, davacının davalı kurum bünyesinde faaliyet gösteren ... ve Hisarlar Şirketlerinin görünüşte işçisi olduğunu, şirketler değişse de davacının çalışmaya devam ettiğini, davalı Kurumun kadrolu elemanları tarafından yapılan işlerin ucuz işçi temini yoluyla alt işveren işçiler tarafından yapıldığını, muvazaa olgusu davacının gerçek ücreti brüt ücreti ile sosyal hakların giydirilmiş ücrette nazara alınması gerektiğini, muvazaa olgusu ile eşit davranma borcuna aykırılık nedeniyle davacının haklarının tespitinde EÜAŞ Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışan kamu daimi işçisi olan oto bakım işçisi haklarının dikkate alınması gerektiğini ileri sürerek fark kıdem tazminatı, ücret farkı ve yıllık izin ücreti alacağının tahsilini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; benzer iddialara yer vererek ilave tediye ücreti alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazlarında bulunduklarını, davacının toplu iş sözleşmesi kapsamında olmadığını, muvazaa iddiasını kabul etmediklerini, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davada davacının toplu iş sözleşmesinin tarafı sendikaya üye olmadığı gibi dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinden yararlanma talebinde bulunmadığı, işverence kıdem tazminatının ödendiği, 14 gün yıllık izin ücreti alacağının bulunduğu, ücret farkı alacağı yönünden bu talebin arabuluculuğa konu edilmediği bu nedenle usulden reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, birleşen davada ise; ilave tediye alacağı yönünden davalı işverenin 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun İkinci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanunu'nun (6772 sayılı Kanun) kapsamında bir kuruluş olması nedeniyle davacının bordroda yer alan ücreti dikkate alınarak ve davalı tarafın zamanaşımı itirazı nazara alınarak ilave tediye alacağının kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; davacı davasının belirsiz alacak davası olduğunu belirttiğinden davanın usul açısından reddi gerektiğini, dava ve ıslaha karşı zamanaşımı savunmasında bulunduklarını, husumet itirazlarının olduğunu, müvekkili kurumun davaya konu olayla ve talep edilen alacaklarla herhangi bir ilgisi ve taraf sıfatı bulunmadığını, davacının müvekkili kurumdan hizmet alımı ihalesi ile iş alan firmaların işçisi olarak çalıştığını, dolayısı ile davanın muhatabının da ihaleyi alan firmalar olması gerektiğini, davacının özelleştirme sonrasında, ... AŞ bünyesinde çalışmaya devam etmiş olması hâlinde (ki dosya kapsamında, tanık ifadelerinde ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarında durumun genellikle böyle olduğunun açıkça görüldüğünü), davanın muhatabının ... AŞ firması olması gerektiğini, özelleştirme nedeniyle işyerini devralan firmanın, işyerini ve işçileri tüm hak ve borçları ile devraldığını, müvekkilinin kurum açısından muvazaa iddiasının kabul edilemeyeceğini, yıllık izin ücreti talebi olan davalarda izin ücretinden hakkaniyet indiriminin yapılmamış olması hâlinde ise bu açıdan kararın bozulmasını talep ettiklerini, hükümde yer alan faiz oranı ve başlangıç tarihlerinin de hatalı olduğunu davanın reddi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkeme kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı EÜAŞ Genel Müdürlüğünün ihale ile hizmet alımı yaparak davacıyı iş makineleri ve oto bakım işçisi olarak çalıştırdığı, yapılan işin hizmet alım sözleşmeleri kapsamında olup davalının asıl işleri arasında olmadığı, bu itibarla davalı EÜAŞ Genel Müdürlüğü ile alt işverenler arasında 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrasına uygun şekilde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulduğundan söz konusu hukuki ilişkinin muvazaaya dayandığına dair kabulün isabetli görülmediği, davacı alt işverene bağlı olarak istihdam edilmekle davalı asıl işveren işçisi olduğuna dair kabul ve buna dayalı olarak ilave tediyeye hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, davacı asıl işveren davalı EÜAŞ Genel Müdürlüğüne ait ... Termik Santralinde çalışırken işyerinin 22.06.2015 tarihinde özelleştirilerek asıl işveren ... ... EÜAŞ Genel Müdürlüğü tarafından devralındığından davalının özelleştirme öncesi kıdem tazminatından asıl işveren olarak kendi döneminde geçen ve devir esnasında davacının aldığı ücret seviyesiyle sınırlı olarak sorumlu olmakla birlikte feshe bağlı yıllık izin ücretlerinden davalı EÜAŞ Genel Müdürlüğünün devreden asıl işveren olarak sorumluluğu bulunmadığı, davacı taraf iş sözleşmesinin 22.06.2015 tarihinde sona erdiğini iddia etmiş ise de bu tarihte SGK kayıtlarına göre hizmet sözleşmesinin devam ettiği, fesih olgusunun gerçekleştiğine dair davacıya yapılan bir bildirim olmadığı, özelleştirme işleminin işyeri devri olup fesih şeklinde kabul edilemeyeceği, iddia edildiği üzere 22.06.2015 tarihinde fesih olmadığından kıdem tazminatı ve feshe bağlı bir hak olan yıllık izin ücretinin talep edilmesinin mümkün olmadığı için bahse konu taleplerin reddi gerekirken yıllık izin ücretinin kabulünün hatalı olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; iş sözleşmesinin özelleştirme nedeniyle kıdem tazminatı ödenerek 22.06.2015 tarihinde sonlandırıldığını, davacının muvazaalı çalıştırıldığını, kesinleşen emsal dosyalarda davanın kabul edildiğini, keşif sonucu düzenlenen raporda davacının yaptığı işin asıl iş olduğunun belirtildiğini, kesinleşen Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları bulunduğunu, davacı, davalı Kurumda çalıştığından ilave tediyeye hak kazandığını, kesinleşen muvazaa kararları nedeniyle davanın reddinin hatalı olduğunu, hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerinin ihlal edildiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı ile dava dışı alt işveren şirketler arasında tamir ve bakım işlerinin yaptırılması işine dair hizmet alım sözleşmesinin geçerli ve hukuka uygun olup olmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı ile davacının talep edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi, 4857 sayılı Kanun’un 2, 6, 53, 59 uncu maddeleri ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 6772 sayılı Kanun

'un 1 inci maddesi, Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin 4 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.