Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6356 E. 2024/7833 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bakanlığın sendika yetki tespit kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin yargılama.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı sendikanın, yetki tespiti için başvurduğu işyerlerinde, başvuru tarihinde çalışan işçilerin %40'ından fazlasının sendika üyesi olduğunun tespit edilmesi ve davacının iddialarının sonucu etkilemeyecek nitelikte olması gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/87 E., 2024/198 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 3. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/148 E., 2023/553 K.

Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Bakanlığın 04.05.2023 tarihli ve 249763 sayılı yazısı ile davalı Sendikanın işletme toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gerekli çoğunluğu sağladığının müvekkiline 18.05.2023 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı Bakanlıkça sicil numaraları belirtilen altı işyerinde çalışan toplam 266 işçiden 109'unun üyesi olduğundan hareketle davalı Sendikanın yetkili olduğu tespit edildiğini ancak müvekkilinin söz konusu altı işyeri dışında sicil numaraları belirtilen sekiz işyeri daha bulunduğunu, bu işyerlerinin dikkate alınmadığını, sendika üyeliklerinin irade fesadı ile geçersiz olduğu beyanla Bakanlığın 04.05.2023 tarihli ve 249763 sayılı yetki tespiti işleminin iptalini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davanın

yasal süresi içinde açılıp açılmadığının incelenmesi gerektiğini, ayrıca dava dilekçesinde belirtilen iddialara ilişkin hiçbir somut delil sunulmaması nedeniyle yapılan itirazların araştırılmaksızın reddedilmesi gerektiğini, yetki tespit başvuruları karşılanırken, işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, sendika yetki sistemine SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, yetki başvurusunda bulunan Sendikanın kurulu olduğu işkolunda davacı Şirketin altı işyeri bulunduğunu, başvuru tarihi itibarıyla söz konusu işletmede 266 işçinin çalıştığını, 109 işçinin davalı Sendikaya üye olduğu tespit edildiğini, sendika üyeliklerinin işçilerin iradeleri dışında gerçekleştiğine ilişkin iddiaların soyut nitelikte olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; davacının itirazlarını görevli makama kaydettirmeden ve süresinden sonra dava açtığını, müvekkili Sendikanın yetki tespit başvuru tarihi itibarıyla davacı Şirkete ait işletmede gerekli çoğunluğa sahip olduğunun tespit edildiğini, davacının itiraz dilekçesi ekinde somut hiçbir delil sunmadığını, dava dilekçesinde belirtilen işyerlerinin farklı işkolunda yer aldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu olumlu yetki tespiti kararında davacı Şirkete ait aynı işkolunda faaliyet gösteren altı işyerindeki işçilerin dikkate alındığı, dava dilekçesinde belirtilen sekiz işyerinin ise davacı Şirket dışındaki işverenlere ait olduğu ve farklı işkollarında yer aldığının anlaşıldığı, davacı işçilerin iradelerinin fesada uğratılarak sendika üyesi yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı, davalı Sendikanın işletme toplu iş sözleşmesi yapmak için gereken çoğunluğa sahip olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; sendika üyeliklerinin irade fesadı ile geçersiz olduğuna dair iddialarına ilişkin olarak gereken araştırmanın yapılmadığını, bu hususa ilişkin delilerinin toplanmadan hukuki dinlenilme ... ihlal edilerek karar verildiğini, dava dilekçesinde belirtilen sekiz işyerinin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Sendika tarafından yapılan yetki tespiti başvurusunun davalı Bakanlıkça usulüne uygun şekilde değerlendirilerek kabul edildiği, davacı işverenin yetkiye konu işyerlerinde, yetki başvurusu yapılan tarihte davalı Sendikaya üye olan işçi sayısının, çalışan toplam işçi sayısının yüzde kırkı geçtiği, verilen yetkinin işletme toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi olduğu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci maddesinde aranan çoğunluğun sağlandığı, incelemeye konu yetki tespitine ilişkin süreçte maddi hata tespit edilemediği, verilen yetkinin işletme toplu iş sözleşmesine ilişkin olması ve sendika üyesi işçilerin toplam işçi sayısına oranı nazara alındığında, davacının yetkiye konu işyerlerinin niteliklerinin belirlenmesi gerektiği yönündeki itirazının sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme ...” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:

“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:

“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.

(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.

(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.

(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.

(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”

4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:

“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.

(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.

(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.

(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.

(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.