Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6482 E. 2024/9591 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının aylık ücret miktarı, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri alacaklarının miktarının tespiti ve hesaplanması uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararında, gerekçede belirtilen ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı ile hüküm fıkrasında belirtilen miktar arasında çelişki bulunduğu ve bu hususun Bölge Adliye Mahkemesince de giderilmediği, gerekçe-hüküm çelişkisinin kamu düzenine ilişkin olduğu ve resen gözetilmesi gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/265 E., 2024/334 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 22. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/292 E., 2023/479 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 30.03.2023 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı vekili tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.06.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenin Suudi Arabistan’daki işyerinde 28.04.2019-31.10.2020 tarihleri arasında tornacı olarak net 2.000,00 USD ücretle çalıştığını, ücret ödemelerinin elden yapıldığını, 06.00-20.00 saatleri arasında haftanın her günü çalıştığını, iki haftada bir gün izin kullandırıldığını, dinî bayramların ilk iki günü dışında tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, yıllık izin kullanmadığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız feshedildiğini, çıkış işlemleri yapılırken bir takım toplu evrak imzalatıldığını ve zorla istifa dilekçesi yazdırıldığını, kısmi tazminat ödemesi yapıldığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının Suudi Arabistan’da müvekkili Şirket tarafından yapılan Taif- Arafat Boru Hattı Projesinde tornacı olarak 29.04.2019 tarihinde çalışmaya başladığını ve hâlen yapımı devam eden bu projeden 31.10.2020 tarihinde istifa ederek ayrıldığını, davacının iddialarının aksine Nisan 2019-Aralık 2019 tarihleri arasında net aylık ücretinin 4.402,20 SAR olup Ocak 2020-Ekim 2020 tarihleri arasında net aylık ücretinin 4.891,30 SAR olduğunu, davacının ödemeleri SAR cinsinden yapılmışken taleplerin USD cinsinden istenemeyeceğini, davacının özel sebeplerden dolayı istifa ettiğini, zorla istifa dilekçesi alındığı iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, varsa fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ödendiğini, bordroların imzalı olduğunu, her gün 16 saat çalışmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Suudi Arabistan’da bu ülkenin dinî ve millî bayramlarında ve cuma günlerinde çalışma yasağı olduğunu, Türkiye’de geçerli olan dinî bayramların Suudi Arabistan’da da geçerli olduğunu, bu dönemde çalışılmadığını, 23.10.2019-06.11.2019 tarihleri arasında 15 günlük yıllık izin kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda taraflar arasında imzalanan sözleşmede açıkça Türk mevzuatının uygulanacağının belirlenmiş olduğu ve tarafların dava devam ederken Türk mevzuatının uygulanmasını talep ettikleri, bu nedenle Türk hukukunun uygulandığı, davacının işten ayrılış tarihi itibarıyla aylık ücretinin brüt 5.148,73 SAR olduğu, davalı tarafından 26.10.2020 tarihli davacının el yazısı ile yazılmış ve özel sebeplerle istifa ettiğini belirten dilekçe sunulduğu, dava dilekçesinde imzanın ve yazıların davacıya ait olduğunun ve davalı tarafından zorla imzalatıldığının beyan edildiği, dosyada dinlenen davacı tanıklarının davacıdan önce işten ayrıldıkları ve davacının istifa dilekçesini zorla imzalatıldığını ispat edemediği, davacının iş sözleşmesini haklı olarak feshettiği iddiası bulunmadığı, bu nedenlerle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığı, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 4 üncü maddesinde fazla çalışmanın ücrete dâhil olduğunun belirtildiği, sözleşmede aylık ücret ve davacının imzası bulunduğundan yerleşik içtihatlar gereği fazla çalışmanın ücrete dâhil olduğunun kabul edildiği, bordrolarının imzalı olduğu, bordrolarda tahakkuk bulunduğu, bu nedenle davacının fazla çalışma ve hafta tatili alacağı bulunmadığı, dosyada kapsamında ulusal bayram ve genel tatil çalışmasına ilişkin belge bulunmadığı, tanık beyanlarına göre davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yaptığı ve ücretinin ödenmediği, davacının ulusal bayram ve genel tatil alacağı net 1.514,79 SAR kabul edilmesine rağmen kısa kararda sehven net 1.072,01 SAR yazılmış olup çelişki oluşturmamak için düzeltme yapılmadığı, ancak yargılama gideri ve vekâlet ücreti hesaplamalarında ulusal bayram ve genel tatil alacağının net 1.514,79 SAR esas alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davacının ücret miktarının hatalı ve eksik belirlendiğini, işverenin bordro hilesi yaptığını, alacakların hatalı hesaplandığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı neden olmadan feshedildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının cevap dilekçesinde ve/veya ön inceleme duruşmasında, taraflar arasındaki uyuşmazlığa davacının çalıştığı ülke hukukunun uygulanması gerektiğine, Türk hukukunun uygulanamayacağına dair bir iddiada ve savunmada bulunmadığı, Mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanmasında bir hukuka aykırılık görülmediği, Mahkemece kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, işverenin ücret bordrolarında hile yaptığına dair itibar edilebilir ve ciddi bir delil olmadığı, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince ulusal bayram ve genel tatil ücretinde miktar itibarıyla hata yapılmış ve kısa karar/hüküm özeti ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşmaması için, kısa kararda/hüküm özetinde bir değişiklik yapılmadığı gerekçede belirtilmiş ise de, davacı vekilinin bu hataya yönelik bir istinaf sebebinin bulunmadığı, istinaf incelemesinin istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılacağına dair yasal düzenleme gözetilerek bu hatanın kaldırma nedeni yapılmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepler ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacının aylık ücret miktarı, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının ispat ve hesaplanması noktalarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 17, 32, 41, 46 ve 63 üncü maddeleri.

3. Mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun, 4857 sayılı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan 14 üncü maddesi.

4. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.

2. Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının; açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.

3. Gerekçeye ilişkin hükümler, kamu düzeni ile ilgili olup gözetilmesi kanun ile hâkime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama, gerek yargı erki ile hâkimin gerek mahkeme kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.

4. Gerekçe hüküm çelişkisi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı kararı gereğince bozma sebebidir.

5. Somut olayda İlk Derece Mahkemesi "Davacının ulusal bayram ve genel tatil alacağı Net 1.514,79 SAR kabul edilmesine rağmen kısa kararda sehven Net 1.072,01 SAR yazılmış olup çelişki oluşturmamak için düzelme yapılmamıştır, ancak yargılama gideri ve vekalet ücreti hesaplamalarında ulusal bayram ve genel tatil alacağı Net 1.514,79 SAR esas alınmıştır." gerekçesiyle ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağını net 1.072,01 SAR olarak hüküm altına almıştır. Davacı tarafın istinafı üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince "...ulusal bayram ve genel tatil ücretinde, miktar itibariyle hata yapılmış ve kısa karar/hüküm özeti ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşmaması için, kısa kararda/hüküm özetinde bir değişiklik yapılmadığı, gerekçede belirtilmiş ise de, davacı vekilinin bu hataya yönelik bir istinaf sebebinin bulunmadığı anlaşılmış, istinaf incelemesinin istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılacağına dair yasal düzenleme gözetilerek, bu hata kaldırma nedeni yapılmamıştır. " gerekçesiyle gerekçe ve hüküm arasındaki çelişki giderilmemiş ise de; yukarıda açıklandığı üzere bu husus, kamu düzeni ile ilgili olup açık istinaf sebebi yapılmasa bile resen dikkate alınmalıdır.

6. İlk Derece Mahkemesince; ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının, gerekçede net 1.514,79 SAR olduğu kabul edilmesine rağmen net 1.072,01 SAR olarak hüküm altına alınmış olması gerekçe hüküm çelişkisi oluşturmuştur. Bu husus 6100 sayılı Kanun'un 297, 298 ve 321 inci maddelerine aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Davacı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.