Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6484 E. 2024/8196 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sendika disiplin kurulunun şube başkanını geçici olarak görevden uzaklaştırma kararının yetkisini aştığı iddiasıyla açılan iptal davasında, kararın sendika tüzüğüne uygun olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Sendika tüzüğünde şube başkanını geçici olarak görevden uzaklaştırma yetkisinin disiplin kuruluna değil, genel kurula ait olduğunun açıkça belirtilmesi ve disiplin kurulunun bu konuda yalnızca genel kurula sunulmak üzere teklif hazırlama yetkisinin bulunması gözetilerek, disiplin kurulu kararının tüzüğe aykırı olduğu gerekçesiyle iptal kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/4592 E., 2024/284 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/304 E., 2023/806 K.

Taraflar arasındaki disiplin kurulu kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Sendikanın İstanbul 11 No.lu Şube Başkanı olduğunu, davalı Sendikanın şube başkanlığı görevinden 180 gün süreyle geçici olarak Sendika Disiplin Kurulunun 30.05.2023 tarihli ve 08 sayılı kararıyla uzaklaştırıldığını, Sendika Tüzüğü'nün ilgili maddeleri uyarınca geçici uzaklaştırma kararını ancak Sendika Genel Kurulun verebileceğini, davaya konu kararın yok hükmünde olduğunu, iptali istenen Disiplin Kurulu kararına konu olayların gerçek dışı olduğunu belirterek verilen Disiplin Kurulu kararının ihtiyati tedbir kararı verilerek durdurulmasını ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde müvekkili Sendika yöneticileri ve diğer teşkilat mensupları hakkındaki tüm iddialarının mesnetsiz ve asılsız olduğunu, davacının iddialarının ilgili mevzuat, tüzük ve yönetmelik düzenlemelerine, Yargıtayın içtihatlarına aykırı olduğunu, istifaya zorlamak için müvekkili Sendika yönetimi tarafından kendisine psikolojik taciz (mobbing) uygulandığına dair iddiası ve ileri sürdüğü olayların asılsız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Sendika şube zorunlu organlarında görev alanlar hakkında geçici görevden uzaklaştırma kararı verme yetkisinin Sendika Tüzüğü'nün 13 üncü maddesinin on birinci fıkrası ile münhasıran Sendika Genel Kuruluna verilmiş olduğu, Disiplin Kurulunun Sendika Tüzüğü'nün 26 ncı maddesinin beşinci fıkrasının (b) bendi uyarınca bu konuda sadece Genel Kurula sunulmak üzere teklif hazırlamak ile yetkilendirilmiş olduğu, Tüzük'ün 26 ncı maddesinin beşinci fıkrasının (a) bendine göre ise Disiplin Kurulunun sadece uyarı, kınama ve ücret kesimi cezaları verme salahiyetinin bulunduğu, dava konusu kararın Sendika Tüzüğü'nün 13 üncü maddesinin on birinci fıkrası ile 26 ncı maddesinin beşinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine açıkça aykırı olması gerekçesi ile davanın kabulüne ve kararın iptaline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; Sendika Tüzüğü ve Hizmet-İş Sendikası Disiplin Kurulunun Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik’te bulunan düzenlemeler uyarınca Sendika Disiplin Kurulu tarafından objektif kriterlere, sendika içi demokrasi ilkesine, makul süreye uygun olarak ve süresiz olarak görevden uzaklaştırma sonucunu doğurmayacak şekilde geçici süreyle uzaklaştırma kararı verilebileceğini, kesin ihraç hariç diğer disiplin cezalarının uygulanması yönünden Genel Kurul kararına ihtiyaç olmadığını, davacının Sendika içi denetim yollarına başvuruda bulunmaksızın ve karara karşı itiraz etmeksizin dava açtığını, davanın süresinde açılmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sendika şube zorunlu organlarında görev alanlar hakkında geçici görevden uzaklaştırma kararı verme yetkisinin Sendika Tüzüğü'nün 13 üncü maddesinin on birinci fıkrası ile münhasıran Sendika Genel Kuruluna verilmiş olduğu, Disiplin Kurulunun Sendika Tüzüğü'nün 26 ncı maddesinin beşinci fıkrasının (b) bendi uyarınca bu konuda sadece Genel Kurula sunulmak üzere teklif hazırlamak ile yetkilendirilmiş olduğu, Tüzük'ün 26 ncı maddesinin beşinci fıkrasının (a) bendine göre ise Disiplin Kurulunun sadece uyarı, kınama ve maaş kesimi cezaları verme salahiyetinin bulunduğu, dava konusu kararın Sendika Tüzüğü'nün 13 üncü maddesinin on birinci fıkrası ile 26 ncı maddesinin beşinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine açıkça aykırı olması nedeniyle Mahkemece iptaline karar verilmesi yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Sendika Disiplin Kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci madde hükümleri.

2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun “Diğer kanunların uygulanması” kenar başlıklı 80 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Kuruluşlar hakkında, bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde 4721 sayılı Kanun ile 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanununun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.”

3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “Kararın iptali” kenar başlıklı 83 üncü maddesi de şöyledir:

“Toplantıda hazır bulunan ve kanuna veya tüzüğe aykırı olarak alınan genel kurul kararlarına katılmayan her üye, karar tarihinden başlayarak bir ay içinde; toplantıda hazır bulunmayan her üye kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her hâlde karar tarihinden başlayarak üç ay içinde mahkemeye başvurmak suretiyle kararın iptalini isteyebilir.

Diğer organların kararlarına karşı, dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamaz.

Genel kurul kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlar saklıdır.”

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.11.2017 tarihli ve 2016/2316 Esas, 2017/1461 Karar sayılı kararının ilgili kısmı ise şöyledir:

“...

Öte yandan 6356 ve 4688 sayılı Kanunlarda sendika yönetim kurulu kararlarına karşı dava açılabileceğine ilişkin açık hüküm yoksa da, bu Kanunların atıf yaptığı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun derneklere ilişkin 83'üncü maddesinde genel kurul ve yönetim kurulu kararlarına karşı dava açılabileceği düzenlendiğinden yönetim kurulu kararına karşı dava açılabileceği kabul edilmektedir.

...”

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.