"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/490 E., 2024/591 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
TEMYİZ EDENLER : Davalılar vekilleri
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 4. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/108 E., 2023/651 K.
Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Bakanlıkça 09.03.2023 tarihli başvuru üzerine davalı Sendikanın işletme toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olduğuna ilişkin 17.03.2023 tarihli ve 234875 sayılı yetki tespit yazısı düzenlendiğini, söz konusu yetki tespit yazısına ilişkin itiraz dilekçesinin görevli makama kayıt ettirilerek yasal süresi içinde davanın açıldığını, davacının daha öncesinde iki fabrikada sürdürdüğü faaliyetini tek bir çatı altında birleştirdiğini, Şirketin otomasyon departmanın bağımsız bir birim olarak dikkate alınmasının hatalı olduğunu, bu departmanda çalışan tek işçinin 28.02.2023 tarihinde çıkışının bildirildiğini, davalı Sendikanın işkolu barajını aşamadığını ve işyerinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasını üye yapamadığını, Bakanlık tarafından işletme toplu iş sözleşmesi şeklinde verilen yetki tespit kararının hatalı olduğunu, işyerinin metal işkolunda yer aldığını ileri sürerek Bakanlığının 17.03.2023 tarihli ve 234875 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının itiraz dilekçesini görevli makama kayıt ettirmeden dava açtığını, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, yetki tespit davasında işkolu itirazı dinlemeyeceği gibi işkolu tespitine itiraz davasının bekletici mesele yapılamayacağını, Bakanlık kayıtlarında davacı Şirkete ait aynı işkolunda birden fazla işyeri görüldüğünü, her işyerinin ayrı bir işyeri niteliği taşıdığını, bu nedenle yetki tespit işleminin işletme düzeyinde belirlendiğini, davalı Sendikanın yetki başvuru tarihi itibarıyla 454 çalışanın 207’sini üye kaydederek işletme düzeyinde sayısal çoğunluğu sağladığını ileri sürerek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; 09.03.2023 tarihi itibarıyla davacı işyerinde çalışan 454 işçinin 207’sinin müvekkili tarafından üye olarak kaydedildiğinin tespit edildiğini ve gerekli çoğunluğun sağlandığını, yapılan itirazın kötü niyetli olduğunu, itiraz dilekçesinin süresi içerisinde görevli makama kayıt ettirip ettirilmediğinin tespit edilemediğini, yetki tespit işlemlerinin davacının Kurumlara yapmış olduğu bildirimler esas alınarak gerçekleştirildiğini, davacı Şirketin petrol, kimya, lastik, plastik ve ilaç işkolunda iki işyerinin bulunduğunu, işkolu itirazının yetki tespit davasında ileri sürülemeyeceğini, davalının iddialarının asılsız olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı itirazları doğrultusunda bilirkişi heyetince yerinde yapılan incelemede; yetki tespitinde dikkate alınan davacıya ait iki birimin işletme olarak değerlendirilemeyeceği, nitelik yönünden bağlılık, aynı teknik amaca bağlı olarak üretimde bulunma ve aynı yönetim altında örgütlenmiş olma unsurları çerçevesinde işyeri olarak değerlendirilmesi gerektiği, Bakanlık tarafından yetki yetki tespitinde dikkate alınan bu birimlerde yetki başvuru tarihi itibarıyla davalı Sendikanın yarıdan fazla çoğunluğu sağlayamadığı, aynı gün işe girişi bildirilen işçilerin hesaba dâhil edildiği durumda da çoğunluğun sağlanmadığı ve bu hususun esasa etki etmeyeceğinden bu yönde ayrıca bir tahkikat yürütülmediği, alınan bilirkişi raporunun kanuna ve dosya kapsamına uygun düştüğü gerekçesiyle davanın kabulüne ve davalı Bakanlığın 17.03.2023 tarihli ve 234875 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı Bakanlık vekili; müvekkilinin sistemlerine yansıyan bilgilere göre davacı işverenin davalı Sendika ile aynı işkolunda bulunan iki işyeri bulunduğunu ve bu bağlamda işletme toplu iş sözleşmesi yetki tespit işlemi yapıldığını, tek çalışanı olduğu belirtilen, otomasyon işlemlerinin yürütüldüğü işyerinin ayrı bir işyeri sıfatını taşıdığını, bu işyerinde çalışan işçinin aslında Yönetim Kurulu üyesi olmasının sonucu değiştirmeyeceğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı Sendika vekili; İlk Derece Mahkemesince herhangi bir hukuki değerlendirme yapılmaksızın usul ve kanuna aykırı bir şekilde karar verildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hataya düşüldüğünü, davacı tarafça organizasyon şemalarının değiştirildiğini ve aynı işkolunda bir tane işyeri varmış gibi gösterildiğini, davacının iki farklı işlev ve amaca sahip iki farklı işyerinin bulunduğunun açık olduğunu, bir işyerinde sadece bir kişinin çalışıyor olmasının yetki tespitinin geçerliliğine herhangi bir etkisi bulunmadığını, davacı işverenliğin işletme sıfatını haiz olduğunu ve müvekkilinin kanunun aradığı çoğunluğun çok üzerinde üye sayısının bulunduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Bakanlığın yetki tespiti yazısının davacıya 27.03.2023 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 03.04.2023 tarihinde görevli makama itirazını kaydettirdiği ve davanın süresinde açıldığı, davalı Bakanlıkça davacı Şirkete ait iki işyerinde çalışan işçi sayısının 454 olduğu, davalı Sendikanın 207 üyesi bulunduğu, anılan Sendikanın işletme düzeyinde toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gerekli çoğunluğu sağladığı belirlenerek olumlu yetki tespit kararı verildiği, davacı işveren tarafından, yetki tespitine esas alınan birimlerin tek bir işyeri niteliğinde olduğu ileri sürüldüğü, dosya kapsamında mevcut deliller, işyerlerine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ile ... kayıtları, bilirkişi heyeti tarafından yerinde inceleme sonucu tanzim edilen bilirkişi heyeti raporu bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde, her iki birimin aynı adreste olduğu, aynı adreste faaliyette bulundukları, işyerlerinin aynı organizasyon yapısı içinde yer aldığı, bağımsız bir iş organizasyonu niteliği taşımadıkları, tespit konusu işyerlerinin bağımsız şekilde faaliyetlerinin bulunmadığı, tespite konu işyerlerinin Şirket merkezinden ve tek elden yönetildiği, yine yetki tespitine konu birimler arasında hukuki bağlılık, amaçta birlik ve yönetimde birlik unsurlarının mevcut olduğu, bu olgulara ve dosya kapsamına göre anılan (1135436) sicil numaralı birimin bağımsız işyeri niteliğinde kabul edilemeyeceği, bu durum karşısında tespit konusu birimlerin iş organizasyonu kapsamında bir bütün olarak tek bir işyeri niteliğinde kabul edilmesi gerektiği, bu itibarla davalı Sendika tarafından başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının üye kaydedilmesi gerektiği, somut olayda belirtilen nisapta çoğunluğun mevcut olmadığı, dolayısıyla davalı Sendikanın, işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olmadığı gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekilleri; istinaf dilekçelerinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuşlardır.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme ...” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.