"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/546 E., 2024/41 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı hastanede çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından söz konusu oran dikkate alınmaksızın eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek ödenmeyen ücret, ilave tediye ve ikramiye fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu kararı ile uygulamaya konulan toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak ücretin belirlendiğini, ücrette indirimin veya hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, davacı tarafça istenen faiz oranına ve başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 08.12.2022 tarihli kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 18.04.2023 tarihli kararıyla; davacının kadroya geçişi aşamasında davalı Bakanlık ile aralarında imzalanan iş sözleşmesinde ücretinin, asgari ücretin yüzde fazlası olarak kararlaştırıldığı, bu durumda davacının fark alacaklarının hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı, ilk kararın ortadan kaldırılması sonrası yeniden yapılan yargılamada kapsama aldırılan bilirkişi ek raporu doğrultusunda son arabuluculuk tarihi itibarıyla muaccel olan alacakların hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 16.10.2023 tarihli kararıyla; Dairemizce aynı gün incelemeden geçen ve aynı dava tarihli seri dosyalar kapsamı ile işbu dosyaya sunulan ıslah dilekçesi içeriği dikkate alındığında, davacı tarafça ilave tediye farkı alacağı talep edilmiş olmasına rağmen taleple bağlılık ilkesine aykırılık teşkil edecek şekilde 2019 yılının birinci ve ve dördüncü dönemlerinde söz konusu alacağının tamamının ödenmediğinin kabulü ile ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasının hatalı olduğu, ikramiye farkı alacağı talebi yönünden taleple de bağlı kalınarak en yüksek işletme kredisi faizini geçmemek üzere bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi gerektiği, hüküm altına alınan fark alacaklara da arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği; ayrıca davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen arabuluculuk ücretinin tamamından davalının sorumluluğuna yol açacak şekilde hüküm kurulmasının da isabetli olmadığı gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda hüküm altına alınan alacaklara arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faiz yürütülmek ve ikramiye farkı alacağı talebi yönünden taleple de bağlı kalınarak en yüksek işletme kredisi faizini geçmemek üzere bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; Bakanlığın genel uygulamasının hukuka uygun olduğunu, davacının bir yandan bireysel iş sözleşmesindeki günlük brüt ücretin esas alınmasını bir yandan da toplu iş sözleşmesi ile öngörülen ücret kriterlerinin uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığını, bu durumda işçilere hem asgari ücrete yapılan zammın hem de toplu iş sözleşmesinden kaynaklı zammın yapılması gibi (çifte zam) bir durum oluşacağını ve ücretlerin fahiş bir hâl alacağını, iddia edilenin aksine davacının ücretinin 2019 yılı asgari ücret seviyesine çekilerek bu ücrete %4 oranında ücret zammı uygulanmadığını, ücret bordrolarından anlaşılacağı üzere davacının 2018 yılı ücreti korunarak bu ücret üzerine %4 oranında ücret zammı yapıldığını, ücretin düşürülmediğini, alacaklara uygulanan faizin başlangıç tarihi ile faiz oranlarının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, ilave tediye alacağının miktarı, ikramiye farkı alacağına uygulanması gereken faizin oranı, alacaklara uygulanması gereken faizin başlangıç tarihi ile davalı Bakanlığın arabuluculuk ücretinden ne miktarla sorumlu olduğunun belirlenmesine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddeleri.
2. 6100 sayılı Kanun'un "Taleple bağlılık ilkesi" kenar başlıklı 26 ncı maddesi şöyledir:
" (1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
(2) Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır."
3. 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 53 üncü maddesi.
4. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesinin on dördüncü fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dairemizce diğer nedenlerin yanı sıra, 2019 yılının birinci ve dördüncü dönemlerinde ilave tediye alacağının tamamının ödenmediğinin kabul edilmesinin taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyulmuş ise de belirtilen yön bakımından bozmanın gereği yerine getirilmemiştir. Uyulan bozma kararı doğrultusunda hesap konusu dönem bakımından yalnızca ilave tediye farkı alacağının hüküm altına alınması gerekirken, bozma öncesinde olduğu gibi 2019 yılının birinci ve dördüncü dönemlerinde ilave tediye alacağının tamamının ödenmediğinin kabulü ile hüküm kurulması hatalı olup yeniden bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.