Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6860 E. 2024/9710 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının işverence maruz bırakıldığı iddia edilen psikolojik taciz nedeniyle manevi tazminat ve fazla mesai ücreti talepleri.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının psikolojik tacize maruz kaldığına dair yeterli delil bulunmamasına rağmen, işverenin davacının ruh ve beden sağlığını koruma yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, fazla mesai ücretinin ise iş seyahatlerinin günlük çalışma süresinden sayılmaması sebebiyle reddine karar verilmesi uygun görülerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/3324 E., 2023/4822 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 45. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/597 E., 2023/674 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan ilk yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.10.2008 tarihinden itibaren davalı işyerinde program sorumlusu olarak çalışmakta iken 2014 yılının ikinci yarısından itibaren ofis başkanının yıldırma ve işten uzaklaştırma amaçlı psikolojik tacizi (mobbing) ile olumsuz tutum ve davranışlarına maruz kaldığını sorumluluğundaki proje ve işlerle ilgili yapılan seyahatlere dâhil edilmediğini, projelerin toplantılarından ve çalışmalarından dışlandığını, yok sayılarak pasifıze edildiğini, 2014 yılı performansının somut veriye dayandırılmadan düşük gösterildiğini, sorumluluğundaki projelerde kullanılan dil İngilizce olmasına rağmen son dönemlerdeki toplantı tutanakları Japonca düzenlenmek suretiyle bilgilendirmesinin tamamen engellendiğini, kişilik haklarının saldırıya uğradığını, sağlığının bozulduğunu, bu nedenle iş sözleşmesini 05.01.2016 tarihli ihtarname ile haklı olarak feshettiğini, iş seyahatleri nedeniyle fazla çalışma ücretlerine kazandığını bu çalışmalarının karşılığı zamlı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek fazla çalışma ücreti ile psikolojik taciz nedeniyle manevi tazminat alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının program sorumlusu olarak çalıştığı sırada iş sözleşmesini feshettiğini, davacının iddialarının doğru olmadığını, 31.08.2014 tarihinden sonra yönetimi görmezden geldiğini ve yönetimle iletişimini kestiğini, personel toplantılarında defalarca açıklandığı üzere iş gezilerine kimlerin katılacağına gezinin amacına ve katılımcının katkısına göre yönetimin karar verdiğini genellikle yönetimden bir kişi ve bir memurun gezilere katıldığını, buna göre davacının herhangi bir katkı sağlamadığı veya gerekli olmadığı için gezilere davet edilmediğini, davacının fazla çalışma alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bir eylemin psikolojik taciz olarak kabul edilebilmesi için bir işçinin hedef alınarak gerçekleştirilmesi, belli bir süreye yayılması ve bu durumun sistematik bir hâl alması gerektiği, somut olayda kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama neticesinde davacının sorumlu olduğu projelerin neler olduğuna dair bilgiler ile katıldığı seyahat ve toplantılara ilişkin bilgilerin, davacının katılmadığı toplantı ya da seyahatlere davacı yerine kimin katıldığına ilişkin bilgi ve belgelerin istenildiği, dosya kapsamında davacı dışındaki diğer işçilerden bir kısmına da performansları (A) olsa bile uyarı verildiği, verilen bu uyarıların psikolojik taciz olarak nitelendirilecek ağırlıkta olmadığı, yapılan işe atfedilen önemden kaynaklı işin aksamaması için yapılan eleştiriler olduğu, davalı Şirketin Japon Ajansı olduğu, toplantıya katılanların da Japon olduğu, bu sebeple toplantının Japonca yapılmasının davacının dışlanması için yapıldığı hususunda bir kanaat oluşmadığı, davacının psikolojik taciz sebebiyle manevi tazminat talebini ispat edemediği, fazla çalışma alacağının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; müvekkilinin ağır psikolojik taciz mağduru olduğunu, buna ilişkin uzman görüşü de alındığını, Mahkeme gerekçesinin dosya içeriğiyle örtüşmediğini, müvekkilinin sorumluluğunda olan toplantılara alınmayarak ve gezilere götürülmeyerek dışlandığını, bunun sonucunda ise davacının görevini yerine getirmesinin engellendiğini, diğer taraftan bu seyahat ve toplantıların raporlarının ise Japonca tutulduğunu ve içeriğinin müvekkili tarafından öğrenilemediğini, performans değerlendirmelerinde de psikolojik tacizin kendisini gösterdiğini, performansı (A) olmasına rağmen uyarı verildiğini, davacının uğradığı psikolojik taciz nedeniyle psikiyatrik tedavi aldığını, doktorun da tanık olarak bu durumu doğruladığını, müvekkilinin maruz kaldığı psikolojik tacizin kişiliğine ve sağlığına zarar verdiğini, iş seyahatleri nedeniyle yapılan fazla çalışmanın karşılığı ücretlerin ödenmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; psikolojik tacizin her şeyden önce sistematik nitelikte olması, işçiyi hedef alması ve işçinin yıldırılması, soyutlanması, işyerinden ayrılması gibi bir amacının bulunması gerektiği, bu noktada davacının görevi olduğu toplantılara çağrılmadığı, seyahatlere gönderilmediği, raporların Japonca yazıldığı için bilgi sahibi olamadığı, performansı (A) olmasına rağmen uyarı verildiği, kendi görev ve sorumluğunda olan projelerin bir kısmında Japon bir personelin de görevlendirildiğini ileri sürdüğü, davalı tarafından iddialara verilen cevaplar ve belgeler dışında delil bulunmadığının görüldüğü, davalı tarafından toplantı ve seyahatlerle ilgili olarak somut olarak davacının görevli olmadığı, davacının acil başka görevinin çıktığının savunulduğu, toplantıların kalabalık olduğu ve Japonlarla yapıldığı, davacının Japonca bilmediği davacının performans değerlendirmesinde diğer işçilerde olduğu gibi düzeltilmesi gereken yönlerin yazılmakla yetinildiği, davacıya uyarı ya da disiplin cezası verilmediği, psikolojik tacizin maddi unsuru olan ve işverene izafe edilen ayrımcı ve sistematik kusurlu davranışı davacının ispat edemediği, ne var ki dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre davacının çalışma ortamının gergin olduğu, beklentilerin yüksek olduğu, işverence davacının beden ve ruh sağlığını koruyacak etkin ve yeterli tedbirlerin alınıp uygulanmadığı, sırf işyerinden kaynaklanan etkenlerle davacının 2014, 2015 ve 2016 yıllarında depresyon tedavisi gördüğü, buna rağmen işverence uygun sağlıklı bir çalışma ortamının oluşturulmadığı, bu bağlamda işverenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 417 nci maddesi ile koruma ve gözetme borcu kapsamındaki işçinin sağlığı ve kişiliğini koruma yükümünü gereği gibi yerine getirmediği, kusurlu olduğu anlaşıldığından uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, nihayet iş seyahatlerinin çalışma saati dışında yapılması ve günlük çalışma süresinden sayılamayacak olması nedeniyle taleple bağlı kalınarak iş seyahatinden kaynaklı fazla çalışma ücreti talebinin reddinin yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü gerekçelere dayanarak ve müvekkili lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, fazla çalışma ücreti alacağı ile psikolojik taciz nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41, 63 ve 66 ncı maddeleri, 6098 sayılı Kanun'un 51, 58 ve 417 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.