Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6870 E. 2024/9416 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, çalıştığı şirketlerden birinin hissedarı olan başka bir şirkete karşı da işçilik alacaklarından sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketler arasında organik bağ bulunsa da, birlikte istihdam veya asıl işveren-alt işveren ilişkisi gibi sorumluluk doğuracak bir hukuki ilişkinin ispatlanamaması ve davacının çalıştığı dönemlerdeki diğer şirketlerin asıl işveren konumunda olması gözetilerek, davalı şirketlerden birinin, davacının diğer şirket nezdindeki çalışmalarından sorumlu tutulamayacağına ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2020/861 E., 2024/69 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... ve Ticaret AŞ (... Yapı AŞ) vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; çelik konstrüksiyon imalat ustası olan müvekkilinin ilk olarak 09.06.2005 tarihinde davalılardan ... Yapısal Çelik Endüstri Ticaret AŞ'nin (... Şirketi) ünvan değişikliği öncesindeki ünvanı olan ... Yapısal Çelik Endüstri ve Ticaret AŞ (... Şirketi) çalışanı olarak işe başladığını, 20.06.2010 tarihinde iş sözleşmesini haklı nedenle sona erdirerek işyerinden ayrıldığını, daha sonra 03.09.2010 tarihinden itibaren tekrar aynı işyerinde çalışmaya başladığını, bu defa iş sözleşmesinin işveren tarafından sona erdirildiği 31.05.2014 tarihine kadar kesintisiz olarak devam ettirdiğini, davalı Şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğunu, davacının tüm çalışma süresi boyunca davalı asıl işveren ... Yapı AŞ’nin Samandırada bulunan fabrika işyerinde ve alt işveren ... Şirketinin sigortalı işçisi olarak ... Yapı AŞ’ye ait işlerde çalıştırıldığını, talimatları her iki davalı Şirket yetkililerinin verdiğini, davalı alt işveren ... Şirketi ortaklarının aynı zamanda diğer davalı asıl işveren ... Yapı AŞ’nin hissedarlarından oldukları için fiilen tek bir işveren gibi hareket ettiklerini ve piyasadan birlikte iş alarak faaliyet yürüttüklerini, bu nedenlerle davacının çalıştığı her işin her iki davalı Şirketin de işi olup davacıyı birlikte istihdam ettiklerini, davalı alt işveren ... Şirketinin 31.05.2014 tarihinde ... Yapı AŞ’ye ait Düzce'de bulunan fabrikayı devralarak orada faaliyet yürütmeye başladığını, işyerinin Düzce'ye taşınması nedeni ile yeni işyerinde çalışması yönünde davacıya bir teklifte bulunulmayarak iş sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirketin işçisi olmadığını, diğer davalı ile asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, davalıya ait işyerlerinde çalışmadığını beyan ederek davanın husumet yönünden reddini istemiştir.

2. Davalı ... Şirketi ise davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 29.03.2016 tarihli ve 2014/435 Esas, 2016/121 Karar sayılı kararı ile; davalı ... AŞ yönünden davanın husumet yönünden reddine, davalı ... Şirketi yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 15.10.2020 tarihli ve 2016/27189 Esas, 2020/12063 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespitlere göre; Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarından davacının, davalı ... AŞ'nin işyerlerinde çalıştığına dair herhangi bir bilgi veya belgeye rastlanılmamış olduğu, tarafların ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinden; davalı ... AŞ'nin Yönetim Kurulu üyesi olan A.Ç. ve ailesine mensup kişiler ile ayrıca Y.B. ile H.B'nin ... firmasının kurucu ortak ve yöneticileri oldukları, iki aile arasındaki ortaklık ilişkisinin 27.03.2013 tarihinde sona ererek ... Şirketinin ticari ünvan değişikliği yaparak şimdiki davalı ... ünvanını aldığı, davalı ... AŞ ve bu Şirketin ortaklarının aynı zamanda ...( ...) Şirketine de ortak olduklarının anlaşıldığı, ancak bu tespitin davacının ... Yapı AŞ'ye ait işyerlerinde çalıştığı anlamına gelmediği, davacının çalışma dönemi içinde farklı şirketlerin işyerlerinde alt işveren işçisi olarak çalışmış olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davalı ... AŞ hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar verildiği ancak yapılan araştırma ve hükme dayanak alınan bilirkişi incelemesinin yeterli bulunmadığı, Mahkemece davacının iddia edilen çalışma tarihi aralığında hizmet döküm cetvelinde görülen iş yerlerinin kime ait olduğunun belirlenmesi amacıyla ilgili işverenlerin SGK'dan vergi ve ticaret sicil kayıtları getirtilerek, kuruluş aşamalarından itibaren Şirket ortakları ve yetkilileri, işyeri adresleri araştırılarak davalı ... AŞ ve davalı ... AŞ ile davacı adına çalışma bildiren dava dışı diğer işverenler arasında asıl işveren alt işveren, işyeri devri, organik bağ, birlikte istihdam gibi bir hukuki ilişki bulunup bulunmadığı hususlarının yöntemince değerlendirilmesi suretiyle dosya kapsamına göre yeniden bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının hizmet döküm cetvelinde 09.06.2005-31.05.2014 tarihleri arasında sigorta kaydı görünen davalılar haricindeki Şirketlere ilişkin SGK, Vergi Dairesi Müdürlükleri ve Ticaret Sicil Müdürlüklerinden kuruluş aşamalarından itibaren Şirket ortak ve yetkilileri ile işyeri adresleri, aralarında asıl alt işveren ilişkisi, ortak proje yapım anlaşması olup olmadığı hususunda bilgi istenmek, İstanbul Ticaret Odasından söz konusu dava dışı şirketler ile davalı Şirketler arasında organik bağ bulunup bulunmadığı sorulmak ve gelen yazı cevapları sonrasında bilirkişiden rapor aldırılmak suretiyle yeniden yapılan yargılama neticesinde; davalı ... Şirketinin eski ünvanının ... Şirketi olduğu, davacının Kurum kayıtlarına göre 09.05.2005-31.05.2010 ve 03.09.2010-31.05.2014 tarihleri arasında davalı ... Şirketi bünyesinde, bazı dönemler alt işverenler "...Mikron, ... İnşaat, Erdağı İnşaat, Sazak Turizm, ... İnşaat, ... Mimarlık, ... Sepsüt, ... Gayrimenkul" Şirketlerinin sigortalı işçisi olarak çalıştığı, davalı ... AŞ'nin, diğer davalı ... Şirketinin kurucu ortaklarından olduğu, alt işverenler aracılığıyla yapılan işlerde işveren olarak A.Ç. ve Y.B'nin göründüğü, A.Ç'nin ... Yapı AŞ'nin ve Y.B'nın ... Şirketinin ortağı olduğu ve alt işverenler Mikron ve ... Gayrimenkul Şirketlerinin ortakları arasında yine davalı ... AŞ'nin bulunduğu, Kuruma bildirilen iş yeri tescillerinde e-bildirge kullanıcılarının A.Ç., S.A. ve Y.B. olduğu, bu kişilerin her iki Şirketin zaman zaman ortakları olduğu, tanıkların davalı ... Şirketinin, diğer davalı ... AŞ'nin binalarında çelik işi yaptığını, emir ve talimatları ... AŞ elemanı olan kişiden aldıklarını beyan ettikleri, davalı Şirketlerin inşaat sektöründe faaliyet gösterdiği ve birbirinin ortağı olduğu, davalı ... Şirketinin ana sözleşmesi incelendiğinde tüm demir, çelik işleri ile yapılarda ihtiyaç duyulan her türlü ürünün yapılması amacıyla kurulduğu, bu anlamda tanık beyanlarının yazılı kayıtlarla doğrulandığının görüldüğü, davalılar arasında organik bağ bulunduğu ve işçi alacakları yönünden müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... AŞ vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... AŞ vekili; davacının davalı ... AŞ’nin işyerlerinde çalıştığına dair bilgi ve belgeye rastlanmadığını, ... Şirketinin ortaklık yapısında, davalı ... AŞ'nin sınırlı ortaklarından birinin bulunmasının davalı ... AŞ’yi sorumlu tutmaya yetmeyeceğini, SGK kayıtlarında işveren görünen dava dışı Şirketlerle davalı ... AŞ ve diğer davalı Şirket arasında asıl işveren alt işveren, işyeri devri, organik bağ, birlikte istihdam gibi hukuki bir ilişki bulunup bulunmadığı hususlarının değerlendirilmesi bakımından bozma kararı verilmesine karşın bu yönde inceleme yapılmadığını, söz konusu dava dışı Şirketleri, davalı Şirketlerin alt işvereni olarak değerlendiren bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, zira kayıtlarda görünen işyeri numaralarının bahsi geçen Şirketlerin kendi adlarına kayıtlı işyerleri olduğu, yani asıl iş sahiplerinin dava dışı bu Şirketler olduğu, alt işveren olan davalı ... Şirketinin, işveren olan dava dışı Şirketlerin işyeri sigorta sicil numaraları altında iş yaptığı için Şirket yetkililerinin Kuruma verdiği beyannamelerde işveren olarak görünmesinin doğal olduğu, davalı ... AŞ' de %5 gibi cüzzi bir hissesi olan A.Ç'n'in bir dönem diğer davalı ... Şirketinde de hissedar olduğunu, S.A. ve Y.B. isimli şahısların ise hükme dayanak raporda belirtildiğinin aksine davalı ... AŞ'de hiç hissedar olmadıklarını, dinlenen tanıkların davalı ... Şirketinin davalı ... AŞ'nin binalarında çelik işi yaptığı, emir ve talimatları ... Yapı AŞ çalışanından aldıkları yönündeki beyanlarının gerçek dışı olduğunu, davalı ... AŞ'nin 2005 yılında kurulan diğer davalının beş kurucu ortağından biri olduğunu; ancak 2006 yılında ortaklıktan ayrıldığını, A.Ç.’nin ise 2013 yılında ortaklıktan ayrıldığını, diğer davalının çelik demir alanında üretim faaliyeti gösterdiğini, ... Yapı AŞ’nin ise inşaat yaptığını ve yaptırdığını, faaliyet alanlarının aynı olmadığını belirterek Mahkeme kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının 09.06.2005-20.06.2010 ve 03.09.2010-31.05.2014 tarihleri arası davalı ... Şirketi ile dava dışı Şirketler nezdinde geçen çalışmalarından kaynaklı alacaklarından diğer davalı ... AŞ'nin sorumlu tutulup tutulamayacağına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesi.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.09.2021 tarihli ve 2017/(22)9-3109 Esas, 2021/1075 Karar sayılı kararında organik bağ kavramı şu şekilde açıklanmıştır:

"...

Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasına benzeyen bir başka kavram organik bağ kavramıdır. Tüzel kişilik perdesinin aralanmasında olduğu gibi organik bağ kavramında da bir tüzel kişinin borçlarından bir başka tüzel kişinin sorumluluğuna gidilmektedir. Bu hâliyle organik bağ kavramının da kaynağını TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı oluşturmaktadır (Öztek/Memiş, s. 210). Ancak organik bağ kavramı, tüzel kişilik perdesinin aralanmasına göre daha geniş bir anlama sahip olsa da organik bağın varlığı, tek başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirmemektedir. Başka bir deyişle şirketler arasında organik bağ tespit edilse dâhi tüzel kişilik perdesinin aralanması ve alacağın perdenin arkasındakinden de istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli işlemler yapıldığının da somut verilerle ispatlanması gerekmektedir.

Şirketler arasında ortakların akraba olması tek başına organik bağ veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir veya şirketlerin aynı faaliyeti yürütüyor olması organik bağ için yeterli değildir (Baycık, G.: İşverenin Tespitinde Birlikte İstihdam ve Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Kurumları, İş Uyuşmazlıklarında Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri Kararları Değerlendirme Toplantısı (Seminer Bolu/Abant – 06 Nisan 2019), ... Sanayicileri İşveren Sendikası, Ankara 2019, s. 20).

Şirketler arasında organik bağ olup olmadığı; şirketlerin adreslerinin aynı olması, ortaklık yapılarının ve yönetim kurullarının benzer olması veya temsilcilerinin aynı olması, faaliyet alanları, hisse devirleri, muvazaalı işlemler gibi hususlar ve somut olayın özellikleri de gözetilerek tespit edilebilir. Ancak tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasında her iki şirketin faaliyet alanı, ortaklık yapısı, ortakları gibi konularda öyle büyük ve derin bir kesişme vardır ki; bu şirketlerle iş yapan kişiler nezdinde iktisadi bir bütünlük içerisinde tek bir şirketle iş yapılıyor algısı oluşmaktadır. Ayrıca üçüncü kişiler nezdinde uyandırılan bu algı neticesinde, ticaret yaparken güçlü bir yapıya sahip görüntüsü oluşturularak, şirketlerden birinin borca batırılması ya da içinin boşaltılıp iş alanının diğerine kaydırılması işlemleri tipik bir hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmelidir. ..."

3. Değerlendirme

1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı ... AŞ vekilinin aşağıda yer alan paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dairemiz uygulamasına göre aralarında organik bağ bulunan işverenler yönünden işçilik alacaklarının hesaplanmasında hizmetlerin değerlendirilmesi ve işverenlerin sorumluluklarının belirlenmesi için şirketler/işverenler arasında işyeri devri, iş sözleşmesi devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi veya birlikte istihdam olgularının bulunup bulunmadığının somut olarak belirlenmesi gerekir. Tüzel kişiler arasında sadece organik bağ bulunması, çalışma döneminin tamamına ilişkin alacaklardan işçinin çalışmış olduğu her bir tüzel kişinin müteselsilen sorumlu olması sonucunu doğurmaz. Zira sadece organik bağın varlığı tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir.

3. Somut uyuşmazlıkta davalı Şirketler arasında organik bağ bulunduğu sabit ise de; Mahkemece bozmaya uyularak yapılan araştırma neticesinde dosyaya gönderilen SGK kayıtlarından, davalı ... Şirketinin dava dışı "...Mikron, ... İnşaat, Erdağı İnşaat, Sazak Turizm, ... İnşaat, ... Mimarlık, ... Sepsüt, ... Gayrimenkul" Şirketlerinin işyeri sigorta sicil numaraları altında iş yaptığı, dolayısıyla Mahkemenin hükme dayanak aldığı bilirkişi raporundaki kabulün aksine sözü edilen dava dışı Şirketlerin ... Şirketinin alt işvereni değil asıl iş sahibi durumunda bulundukları, dosya kapsamında davalı Şirketler arasında birlikte istihdam veya asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu yönünde somut bir belge veya bilgi bulunmadığı, buna göre davalıların birlikte sorumlu tutulmalarını gerektirecek bir hukuki ilişkinin varlığının ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Şu hâlde davalı ... AŞ'nin; davacının diğer davalı ... Şirketi nezdinde geçen çalışmalarından sorumlu tutulamayacağı gözetilmeksizin aleyhine açılan davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.