Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6871 E. 2024/8598 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı vekilinin, davacının ücret alacağı davasının reddine ilişkin kesinleşen karar hakkında yaptığı tavzih talebinin reddine ilişkin temyiz isteminin incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın reddine ilişkin karar davalı yönünden kesin olduğundan ve temyiz incelemesine konu edilen hususların da miktar yönünden kesinlik sınırının altında kalması gözetilerek davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/36 E., 2023/116 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; 07.04.2023 tarihli ve 2023/36 Esas, 2023/116 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın; davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece 12.09.2023 tarihli ve 2023/12354 Esas, 2023/11774 Karar sayılı karar ile onanmasına karar verilmiştir.

Davalı vekili 04.03.2024 tarihli dilekçe ile tavzih talebinde bulunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.

Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dairemiz uygulamasına göre temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra inkar tazminatı, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.

6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca alacağın tamamının dava edilmesi hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kesinlik sınırını aşmayan tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle talebinin kabul edilmeyen bölümü kesinlik sınırını aşmayan tarafın, icra inkar tazminatı, vekâlet ücreti, yargılama giderleri veya gerekçeye yönelik temyizi de incelenmez. Ancak, talebin kabul edilmeyen bölümü kesinlik sınırını aşmamakla birlikte, temyiz konusu yapılan icra inkar tazminatı, yargılama gideri veya vekâlet ücretinin değerinin tek başına kesinlik sınırını aşması hâlinde, dava değerine ilişkin kesinlik sınırı kıyas yoluyla uygulanarak temyiz incelemesi yapılabilir (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt IV, İstanbul, İlaveli Beşinci Bası, 1991, s. 4217).

Diğer taraftan 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin ikinci fıkrasının açık hükmü karşısında; davanın kabulüne dair karar davacı bakımından, reddine dair karar ise davalı bakımından kesindir. Ancak tarafların, kesinlik hesabında dikkate alınmayan vekâlet ücreti, yargılama gideri, icra inkar tazminatını veya gerekçeyi temyiz konusu yapmaları hâlinde, davanın değerinin (dava konusu edilen alacak veya tazminatın tamamı) veya temyiz konusu yapılan icra inkar tazminatı, yargılama gideri veya vekâlet ücretinin değerinin tek başına kesinlik sınırını aşıp aşmadığına bakılmalıdır. Bu iki durumdan birinin gerçekleşmesi hâlinde 6100 sayılı Kanun'un 361 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre hukuki yararın mevcut olup olmadığı incelenebilir. Böylece davada haklı çıkmış olan tarafın da dava değerinin veya temyiz konusu yapılan icra inkar tazminatı, yargılama gideri veya vekâlet ücretinin tek başına kesinlik sınırını aşması kaydıyla, temyiz hakkı bulunduğu kabul edilmelidir.

Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davalı vekilinin temyizi yönünden; davacının ücretinin eksik ödendiği iddiasına bağlı fark alacak taleplerinin reddine karar verildiğinden kararın davalı bakımından kesinlik sınırını aşacak mahiyette ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı, dava değeri veya tek başına temyiz konusu yapılan yargılama gideri değerinin de İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Tavzih talep edilen asıl karar kesin ise tavzih talebi üzerine verilen ek karar da asıl karar gibi kesindir; yani temyiz edilemez. Yukarıda açıklandığı üzere asıl karar, miktar itibarıyla kesin olup bu karara ilişkin tavzih talebi hakkında verilen ek karar da temyiz olunamayacağından, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.