"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/3629 E., 2024/74 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 10. İş Mahkemesi
SAYISI : 2016/815 E., 2019/337 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 15.07.1999 tarihinde Boğazköy Belediye Başkanlığında çalışmaya başladığını, 26.02.2008 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğüne geçerek çalışmaya devam ettiğini ve 12.07.2013 tarihine kadar çalıştığını, davacının sendika üyesi olduğunu, davalı Belediyede diğer kadrolu işçilerle aynı işi yapmasına rağmen daha düşük ücretle çalıştırıldığını, kıdem tazminatının da eksik ödendiğini, davalı Belediyenin davacıya eşit işlem borcuna aykırı işlem yapması sebebiyle de borcunun bulunduğunu iddia ederek eksik ödenen kıdem tazminatı ile ayrımcılık tazminatının, fark ücret ile ikramiye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, esas açısından ise müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, husumetin dava dışı alt işveren şirketlere yöneltilmesi gerektiğini, davacının, müvekkili Belediyenin işçisi olmadığını, müvekkilinin ihale açtığını, kazanan firmalara işi verdiğini, işe alımlar ve işten çıkarımların alt işveren firmalar tarafından yapıldığını, bir an için müvekkilinin işveren niteliğinde bulunulması kabul edilse dahi ihalenin belirli süreli olduğunu, bu nedenle kıdem tazminatının söz konusu olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı ... Belediyesine geçişinin, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu'na (5216 sayılı Kanun) 5594 sayılı Kanunla eklenen ek 2 nci maddesine göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Boğazköy Belediyesi arasında imzalanan 30.10.2007 tarihli protokolle gerçekleştirildiği, bu protokole göre davacının geçişten sonra Boğazköy Belediyesinde aldığı ücretinin değişmeyeceğinin belirtildiği, buna göre davacının Büyükşehir Belediyesinde çalışanlar kadar ücret alamamasının kanun ve protokol gereği olduğu, hükme elverişli bilirkişi raporu esas alınarak davacının davalı Belediyeye nakledilmesi esnasında Boğazköy Belediyesinden aldığı ücret ve bu ücrete toplu iş sözleşmeleri gereğince yapılması gereken zamlar uygulanarak davacıya ödenmesi gereken ücret miktarları ile davacıya fiilen ödenen ücretler arasında fark olmadığı tespit edildiğinden; ayrıca davacının talep ettiği ayrımcılık tazminatının, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 5 inci maddesinin ilk fıkrasında açıklanan dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi sebeplere dayalı ayrım yasağına aykırı davranıldığının ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davacıya emsali işçilerden daha düşük ücret ödendiğini, bu durumun eşit işe eşit ücret ilkesine aykırı olduğunu, Mahkemece dava konusu alacakların reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının işçi olarak ilk olarak davalı Belediyede değil Boğazköy Belediyesinde göreve başladığı, bu nedenle işe başladığı Belediyenin farklı olması ve buna bağlı olarak günlük yevmiye tutarının farklı olması, işe giriş tarihinin farklı olması vb. sebeplerle davacının ücretinin davalı ... bünyesinde çalışan diğer kadrolu işçilerden farklı olmasının, davacının fark ücret alacaklarına hak kazandığı anlamını doğurmayacağı, davacının, işe giriş koşullarının emsal alınan işçilerden farklı olduğu, fark ücret ve buna bağlı fark alacak taleplerinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği, davacıya emsallerinden daha düşük ücret ödenmesinin; dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi bir nedene dayandığının iddia ve ispat edilememesi karşısında davacının şartları bulunmayan ayrımcılık tazminatı talebinin reddine karar verilmesinde de hata görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek kararın dilekçede belirtilen sebeplerden bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davalı işyerinde çalışan ve aynı işi yapan işçilere göre eksik ücret ödenip ödenmediği ile buna bağlı olarak fark ücret alacağı, kıdem tazminatı ve ikramiye alacağı ile ayrımcılık tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
2. 4857 sayılı Kanun'un 5 ve 32 nci maddeleri ile 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'un 14 üncü maddesi.
3. 5216 sayılı Kanun hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.