Logo

9. Hukuk Dairesi2024/6921 E. 2024/8572 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyarken usuli kazanılmış hak ilkesine uygun hüküm kurup kurmadığı ve hizmet süresinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma ilamına uygun şekilde karar verdiği, usuli kazanılmış haklara aykırı bir durum olmadığı ve hizmet süresinin de doğru hesaplandığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/226 E., 2023/700 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

Taraflar arasında görülen alacak davası sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Mahkeme kararının üçüncü kez bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 02.08.2006 tarihinde pompacı olarak çalışmaya başladığını, ücretinin bir kısmının elden ödendiğini, aylık 950,00 TL ücret aldığını, sigorta primlerinin düşük gösterilmesi ve işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle davalı işverene başvuruda bulunduğunu, davalı tarafça bu talebe olumsuz cevap verildiğini, iş sözleşmesinin ücretlerinin eksik ödenmesi ve sigorta primlerinin düşük gösterilmesi sebebiyle haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ileri sürdüklerini, davacının vasıfsız personel olup asgari ücret aldığını, ödenmeyen ücret alacağının bulunmadığını, iş sözleşmesinin davacı tarafça haklı neden olmaksızın sona erdirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 12.03.2015 tarihli kararı ile davacının ödenmeyen alacaklarının bulunduğunun tanık beyanları ile ispat edildiği, bu nedenle iş sözleşmesinin davacı tarafça haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairemizin 01.12.2016 tarihli ilâmı ile taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek yıllık izin kayıtları içeren bordrolardaki yıllık izinleri kullanıp kullanmadığının bizzat davacı asıldan sorulması, fazla çalışma ücretinin hesap yöntemi, hüküm altına alınan alacaklara temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği ve vekâlet ücretinin hatalı belirlendiği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 12.12.2019 tarihli kararıyla; bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının davalı Şirkete ait işyerinde 01.12.2001-07.08.2012 tarihleri arasındaki dönemde çalıştığı, toplam hizmet süresinin 11 yıl 8 ay 7 gün olduğu belirtilerek bozma ilâmı doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairemizin 07.10.2020 tarihli ilâmı ile taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek davacının hizmet süresinin 01.12.2001 - 07.08.2012 tarihleri arasında 10 yıl 8 ay 6 gün kabul edilmesi gerekirken hesap hatası yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 01.03.2022 tarihli kararı ile; bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda kıdem tazminatı davacının hizmet süresinin 10 yıl 8 ay 6 gün olduğu kabul edilerek yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 23.02.2023 tarihli ilâmı ile; Mahkemece Dairemizin 07.10.2020 tarihli ikinci bozma ilâmı ile taraflar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınmaksızın karar verilmesinin hatalı olduğu, ayrıca yıllık izin ücreti talebi yönünden de hizmet süresinin 10 yıl 8 ay 6 gün olduğunun kabulü ile hüküm kurulması gerektiği belirtilerek kararın üçüncü kez bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Üçüncü Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarından indirim yapılmasının hatalı olduğunu, usuli kazanılmış hak dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğunu, faiz başlangıç tarihlerinin hatalı olduğunu, yıllık izin ücretinin hatalı hesaplandığını ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekilince temyiz dilekçesinde; davacının aylık ücretinin hatalı belirlendiği, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin hüküm altına alınmasının hatalı olduğu, iş sözleşmesinin davacı tarafça haklı neden olmaksızın feshedildiği, davacı tanıklarının davalı Şirkete dava açtıkları belirtilerek kararın bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, Mahkemece usuli kazanılmış haklara uygun hüküm kurulup kurulmadığı ve hizmet süresine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/16498 Esas, 2022/16753 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak ilkesi şu şekilde açıklanmıştır:

"...

3. Bilindiği üzere 6100 sayılı Kanun'da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.

4. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı karar). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı karar)...."

3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 53 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.