Logo

9. Hukuk Dairesi2024/7132 E. 2024/10501 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yurt dışında yapılan iş sözleşmesinden kaynaklanan işçilik alacakları davasında, uygulanacak hukuk ve zamanaşımı/hak düşürücü süre itirazı nedeniyle davanın reddine ilişkin yargılama.

Gerekçe ve Sonuç: İş sözleşmesinin esasına uygulanacak hukukun zamanaşımı konusunda da yetkili olduğu, davacının Rusya'da çalıştığı dönemden kaynaklı alacaklar için Rusya Federasyonu İş Kanunu'nda öngörülen sürelerin zamanaşımı niteliğinde olduğu ve dava tarihi itibarıyla zamanaşımının dolduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının "hak düşürücü süre" ibaresinin çıkarılması suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/613 E., 2024/663 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/135 E., 2023/572 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan ilk yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yolu ile davalılar ... Holding AŞ ve Rec Uluslararası İnş. Yat. San. ve Tic. AŞ vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketler nezdinde 01.01.2013 tarihinde çalışmaya başladığını ve iş sözleşmesinin davalılarca haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiği 30.09.2015 tarihine kadar aralıksız olarak çalıştığını, aylık ücretinin net 4.600,00 USD olduğunu, ayrıca giyim ve yemek yardımı yapıldığını, bordrolarda 2014 yılı Ekim ayından itibaren fazla çalışma tahakkuk ettirildiğini ancak ücretinin düşürüldüğünü, davacının yazılı muvafakati olmadan ücretinin düşürülmesinin kanuna aykırı olduğundan bakiye ücret alacağı olduğunu, davacının davalılar nezdindeki hizmet süresince fazla çalışma yaptığını, hafta tatilli ile ulusal ... ve genel tatil günlerinde çalıştığını, ancak bu çalışmaları karşılığı ücretlerininin ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ile bakiye ücret alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep edilmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, dava konusu alacak kalemlerinin tamamı için zamanaşımı def’inde ve husumet itirazında bulunduklarını, zira davacının müvekkili Şirketler nezdinde çalışmadığını, müvekkili Şirketlerin yapılanması içerisinde davacıya ilişkin bir kayda rastlanılamadığını, davalıların işçisi olarak çalıştığı iddiasının davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, dava dilekçesinde yer alan hayatın olağan akışına aykırı çalışma iddialarının kabul etmediklerini, iddia olunan ücret tutarının gerçeği yansıtmadığını, uyuşmazlığa çalışılan ülke hukukun uygulanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı incelendiğinde, davalı Şirketler arasında organik bağ bulunduğu ve davacıyı birlikte istihdam ettikleri belirtilerek uyuşmazlığın Türk hukuk mevzuatına göre çözümlenmesinde bir isabetsizlik görülmemiş ise de davacı ile davalı işveren arasında imzalanan yurt dışı iş sözleşmesinde tarafların iş ilişkisindeki hak ve yükümlüklerine ilişkin düzenlemelerin yer aldığı, sözleşmede çalışılan ülke hukukun uygulanacağına ilişkin hükümlerin yer aldığı ve bu suretle tarafların bir hukuk seçimi anlaşması yaptıklarının görüldüğü, davacının, talep konusu yapılan alacakların ilişkin olduğu çalışma döneminde sadece Rusya’da bulunan işyerinde çalıştığı, bu durumda mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı yer olan Rusya olduğu, tüm bu hususlar dikkate alındığında, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında taraflar arasında bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan uyuşmazlık hakkında Rusya hukukunun uygulanması gerektiği, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 381 ve devamı maddelerinde bireysel iş uyuşmazlıklarının nasıl, hangi makamlarca ve hangi sürelerde çözüleceği düzenlendiği, bu bağlamda 392 nci maddede bireysel iş uyuşmazlıklarının çözümünde dava açmak için üç aylık ve bir yıllık zamanaşımı sürelerinin öngörüldüğü, bu hükümlerinin hukuki değerlendirmesi sonucu davacının Rusya iş hukukuna göre üç aylık zamanaşımı süresinde dava açmadığı görüş ve kanaatine varılarak dava tarihi itibarıyla talep edilen alacak kalemlerinin, Rusya iş hukuku gereği zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle tüm talepler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvurusunda; Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun ve Rus Yüksek Mahkeme kararlarının incelenmesi ve uygulanmasına hâkim olunmasının mümkün olmadığını, yazılı şekilde ret kararı verilmesinin Anayasa ile teminat altına alınan hak arama hürriyeti, mahkemeye erişim ... ve adil yargılanma hakkının ihlali mahiyetinde olduğunu, uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, kaldı ki 2022 yılı ve öncesinde tamamen aynı nitelikli davalarda kamu düzeni gerekçesi ile Türk hukuku uygulandığını, içtihat değişikliği nedeni ile bu şekilde sürpriz kararlar verilmesi mümkün olmadığı gibi kamu vicdanını da zedelediğini, ayrıca müvekkiline karar gerekçesine dayanak yapılan madde metninde yer alan işten çıkarma emri, iş kitabı ve iş faaliyetleri hakkındaki belgelerin bir sureti verilmediğini, davalı tarafça da hususta delil ibraz edilmediğini, dolayısıyla söz konusu belgelerin verilmeden bir aylık dava açma süresinin başladığından bahsedilemeyeceğini, Rus İş Kanunu'nun 392 nci maddesinin ikinci fıkrasında huzurdaki dava gibi işçilik alacağı talepli davalarda hak düşürücü sürenin bir yıl olarak öngörüldüğünü, Türk vatandaşları açısından Türk hukukunun uygulanacağı ve bunun kamu düzeninden olduğu belirtilmişken bu defa içtihat değişikliği ile Rus hukukunun uygulanması ve Rus İş Kanunu'nda yer alan hak düşürücü sürelerin geçerli nedenle kaçırıldığını ispat yükünün müvekkili üzerinde olduğunun düşünülemeyeceğini, davanın açıldığı esnada verilen Yargıtay kararları uyarınca uyuşmazlığın Türk hukuku ile çözüleceğine dair içtihatları bilmek ve buna göre dava açmanın dahi başlı başına geçerli neden olarak kabulü gerektiğini, temel hukuk ihlalleri nedeni ile hak düşürücü sürenin hâkim tarafından uzatılabileceği veya göz önüne alınamayacağını, dar yorumla karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, kararda atıf yapılan Türkiye İş Kurumu sözleşmelerinin matbu olup müvekkili işçinin konumu itibarıyla sözleşme hükümlerini müzakere etmek imkânı bulunmadığını, davacının işçilik alacaklarının Rus İş Kanunu'na tâbi olmasına dair açık bir iradesi olmadığını, davada Türk hukuku açısından hak düşürücü sürenin geçmediğini, Rusya iş hukukunda zamanaşımı ve hak düşürücü süreler ile usul hukukuna dair hükümler kamu düzeni ile çelişmekte olduğundan kamu düzeni ile çelişen hususlarda Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, bu durumda Rus hukukundaki hangi hükümlerin kamu düzeni ile çeliştiğinin tespiti yapılmaksızın uygulanmasının mümkün olmadığını, bu bağlamda hak düşürücü sürenin açıkça kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğini, davalılar tarafından cevap dilekçesinde veya ön inceleme duruşmasında Rusya hukukunun uygulanmasına dair itirazda bulunulmadığını, müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Dairenin 24.02.2022 tarihli kaldırma kararında, taraflar arasındaki uyuşmazlığa mutad işyeri hukuku olan Rusya Federasyonu iş mevzuatının uygulanması gerektiğinin belirtildiği, iş sözleşmesinden ... taleplerde, talebin tâbi olduğu hukukun (esasa uygulanan hukuk) zamanaşımı ve hak düşürücü süre bakımından da yetkili olduğu dikkate alındığında Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanmasının, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin gereği olduğu, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesinde sözü edilen mahkemeye başvurma sürelerinin, hak düşürücü süre niteliğinde olup resen dikkate alınması gerektiği, davacının iş sözleşmesinin fesih tarihinin 30.09.2015, dava tarihinin ise 10.11.2018 olduğu dikkate alındığında davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı ancak konuya ilişkin emsal içtihatlarda da belirtildiği üzere uyuşmazlığa yabancı hukukun uygulanması durumunda, dava açılış tarihinde Türk hukukunun uygulanacağına dair inanç sonrasında uygulamada gelişen uyuşmazlığa uygulanacak hukukun belirlenmesinden kaynaklı sonuçlar açısından davacı taraf aleyhine mali yükümlülük doğmaması gerektiği açıkça karara bağlandığından, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilerek davalılar yararına vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığı ve davalılar tarafından yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile esas hakkında hüküm kurulmak üzere İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, davanın hak süre nedeniyle reddine, davacı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine dair hüküm tesis edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yolu ile davalılar ... Holding AŞ ve Rec Uluslararası İnş. Yat. San. ve Tic. AŞ vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz başvurusunda; istinaf başvurusundaki sebepleri tekrar etmiş ve uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nda zamanaşımı süresi 3 ay olarak belirtilmiş ise de bu sürenin yeniden başlatılabilmesi için gerekli geçerli nedenlerin bulunduğunu savunmuş ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken sair nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalılar ... Holding AŞ ve Rec Uluslararası İnş. Yat. San. ve Tic. AŞ vekili katılma yoluyla temyiz başvurusunda; müvekkilleri lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin açıkça hukuksuzluğa neden olduğunu, müvekkili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i, davanın süresinde açılıp açılmadığı, vekâlet ücreti ve yargılama gideri noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi şöyledir :

" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.

(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.

(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.

(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."

3. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.

4. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi şu şekildedir:

“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.

Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”

5. Dairemizin 06.12.2023 tarihli ve 2023/14447 Esas, 2023/19092 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı ve davalılardan ... Holding AŞ ile ... Uluslararası İnş. Yat. San. ve Tic. AŞ vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (... ..., Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; Gülin Güngör, Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.

3. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (4) numaralı paragrafında yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde belirtilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmişse de yeniden yapılan değerlendirmede bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de Bölge Adliye Mahkemesince, söz konusu sürelerin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalıdır.

Diğer yandan, 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin karar verilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince hüküm yerinde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiğinin yazılması da hatalı olmuştur.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı ve davalılardan ... Holding AŞ ile Rec Uluslararası İnş. Yat. San. ve Tic. AŞ vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı ve davalılardan ... Holding AŞ ile Rec ... İnş. Yat. San. ve Tic. AŞ vekillerinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (B) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan "hak düşürücü süre nedeniyle" ibaresinin hükümden çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.