Logo

9. Hukuk Dairesi2024/7262 E. 2024/11955 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında yapılan iş sözleşmesi ile daha sonra uygulanmaya başlayan toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde ücret ve diğer alacaklarının doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece hükmedilen yemek ve fazla mesai ücreti alacaklarına uygulanacak faiz oranı, davacının talebiyle bağlı kalınarak, en yüksek banka mevduat faizi oranı üzerinden hesaplanması gerektiği gözetilerek, karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 50. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2471 E., 2024/327 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 25. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/74 E., 2022/577 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek ödenmeyen ücret farkı alacağı, ikramiye farkı alacağı, ilave tediye farkı, fazla çalışma ve yemek ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve uygulamaya konulan toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak ücretin belirlendiğini, ücrette indirimin veya hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, davacının fark ücret alacağı ile buna bağlı ikramiye ve ilave tediye alacağı farkı alacaklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı Bakanlığa bağlı Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hizmet alım sözleşmeleri kapsamında alt işverenler bünyesinde çalışırken 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde uyarınca 02.04.2018 tarihinde davalı Bakanlık bünyesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilmiş olduğu, davacı ile davalı bakanlık arasında bu hususta imzalanmış 02.04.2018 başlangıç tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde işçiye her ay brüt asgari ücretin % fazlası üzerinden günlük ödeme yapılacağının düzenlendiği ve bu düzenleme doğrultusunda 2018 yılında gerekli artışlar yapıldığı, ancak 01.01.2019 tarihinden itibaren asgari ücrette meydana gelen artışın davacının ücretine yansıtılmadığı, sendika üyesi olarak davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren Sağlık Bakanlığı ile Öz Sağlık İş Sendikası arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden istifade etmekte olduğunun ücret bordrolarından da görüldüğü, buna rağmen toplu iş sözleşmesi hükümlerinin davacının ücreti ve sosyal haklarının belirlenmesinde nazara alınmadığı, bu yöndeki uygulamaların davacının ücretinin rızası olmaksızın düşürülmesi anlamına geldiği, konuya ilişkin emsal içtihatlar da nazara alındığında davacının taleplerinin yerinde olduğu, arabuluculuk tutanak tarihine göre muaccel olan alacakların hesaplandığı bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olduğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf başvurusunda; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, müvekkili Bakanlık uygulamasının yerinde olduğunu, davacının ücretin düşürülmesi söz konusu olmadığından dava dilekçesinde talep ettiği alacaklara hak kazanamayacağını, bireysel iş sözleşmesi ile toplu işe sözleşmesi hükümlerinin bire bir, tek tek ya da bütün olarak değil konuların gruplandırılarak karşılaştırılması gerektiği yönünde yaygın kanı olduğunu, örneğin bireysel iş sözleşmelerindeki ücret ve ekleri ile ilgili hükümlerin toplu iş sözleşmesinde yer alan ücret ve eklerine ilişkin düzenlemelerle benzer şekilde karşılaştırılması ve bunun neticesinde işçinin ücret ve ekleri açısından daha lehe olan hükümler içermesi hâlinde bireysel iş sözleşmesinin ücret konusundaki hükümlerinin geçerliliğini sürdürdüğünün kabulü gerektiğini, bu yönde bir karşılaştırma yapılırken ücrete ilişkin hükümlerin bir kısmının toplu iş sözleşmesinden bir kısmının ise bireysel iş sözleşmesinden alınarak sonuca gidilmesinin doğru olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının sürekli işçi kadrosuna geçişi sırasında düzenlenen iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde, ücretin asgari ücretin yüzde fazlası olarak belirlenmesine ilişkin düzenleme olduğu, davacının 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi uyarınca idarelerce sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücret ve diğer mali sosyal haklarının belirlenmesinde Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacak olan toplu iş sözleşmesinden yararlanacağı, işçinin kadroya geçirildiği sırada yapılan iş sözleşmesinde yazılı asgari ücretin fazla oranıyla belirlenen temel ücrete, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ocak ve temmuz aylarında %4’lük zamların uygulanmasının yerinde olduğu, davacının talep konusu alacaklara hak kazandığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada davacının 2021 yılına ait ücretinin belirlenmesinde 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü öngörülen %4 oranındaki zammın uygulanmamasının doğru olduğu, 01.01.2021 tarihi itibarıyla 01.01.2021-01.01.2022 tarihinde yürürlükte olan ve 08.09.2021 imzalı toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirme yapıldığı ve söz konusu toplu iş sözleşmesi dava şartı arabuluculuğa başvuru tarihi olan 09.11.2021 tarihinden önce imzalanmış olduğundan fark alacakların hesaplanmasında da hata olmadığı gerekçeleriyle davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvurusunda; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar etmiş ve resen dikkate alınacak sair nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile fark alacaklarının bulunup bulunmadığına, varsa hesaplanmasına ve faize ilişkindir.

2.İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun'un "Taleple bağlılık ilkesi" kenar başlıklı 26 ncı maddesi şöyledir:

" (1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.

(2) Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır."

3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK' ya eklenen geçici 23 üncü madde, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 53 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

4. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.

..."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlk Derece Mahkemesince; yemek ücreti ve fazla çalışma ücreti farkı alacaklarının, yasal faizden aşağı olmamak üzere en yüksek banka işletme kredi faiziyle birlikte hüküm altına alınmasına karar verilmiştir. Ancak davacı tarafça, dava dilekçesinde tüm alacak kalemleri için yasal faizden az olmamak kaydıyla en yüksek banka mevduat faizi oranı uygulanması talep edilmiştir.

3. Şu hâlde sözü edilen alacak kalemlerine uygulanacak faiz oranı belirlenirken İlgili Hukuk kısmının (2) numaralı paragrafında yer verilen taleple bağlılık ilkesi gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin (ç) ve (d) alt bentlerinde yer alan "en yüksek banka işletme kredi faizi" ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine "bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.