Logo

9. Hukuk Dairesi2024/7281 E. 2024/8720 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı Bakanlığın davalı Sendikaya verdiği toplu iş sözleşmesi yapma yetki tespitine davacı işveren tarafından yapılan itirazın reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı Sendikanın, başvuru tarihinde işyerinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının üyesi olması nedeniyle 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunun tespitine yönelik yerel mahkeme kararlarında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek istinaf başvurusunun reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/376 E., 2024/535 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/261 E., 2023/434 K.

Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Bakanlığın 18.08.2023 tarihli ve 281249 sayılı yetki tespit yazısı ile diğer davalı Sendikaya müvekkiline ait işyerinde toplu iş sözleşmesi imzalamak için gerekli şartları sağladığı gerekçesiyle yetki verildiğini ancak 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu (6356 sayılı Kanun) uyarınca Sendikanın yeterli çoğunluğu bulunmadığını, tebliğ edilen yetki tespit yazısında işyerinde çalışan sayısının 56, sendika üyesi işçi sayısı ise 35 olarak gösterildiğini, ancak Firmanın 56 çalışanı olmadığı gibi Sendika üyelerinin sayısının da 35'i bulmadığını, Sendikanın yetki için gereken çoğunluğu bulunmadığını beyanla Bakanlığın 18.08.2023 tarihli ve 281249 sayılı olumlu yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Bakanlık kayıtlarının incelenmesinde davacı Şirketin Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapmış olduğu tesciller neticesinde İşkolları Yönetmeliği'nin 12 sıra numaralı metal işkolunda faaliyet gösterdiğini, 6356 sayılı Kanun'un 42 nci maddesi gereğince yetki tespit başvuruları karşılanırken SGK'ya yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, Sendika Yetki Sistemine SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle yansıyan bilgiler doğrultusunda işlem yapıldığını, bu sebeple çalışan sayısında hata olduğu iddiasına katılmadıklarını, işyerinde başvuru tarihi itibarıyla 56 işçinin çalıştığını, 35 işçinin başvuran Sendika üyesi olduğunu, Sendikanın yarıdan fazla çoğunluk şartını sağladığını beyanla ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; davalı Sendikanın anılan işyerinde üye sayısı 35 olduğundan çalışan sayısının 55 olması hâlinde de çoğunluğu sağladığını, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesi gereğince Bakanlık tarafından düzenlenen yetki tespit yazısında yer alan çalışan sayısının başvuru tarihindeki SGK kayıtları üzerinden tespit edildiğini, davacı tarafın söz konusu tespite somut ve sonuca etkili herhangi bir itirazı bulunmadığını, davacı tarafın ileri sürdüğü farklı ünvanlı ayrı tüzel kişiliğe sahip grup şirketlerinin herhangi bir gerekçeyle yetki tespitine konu edilmesinin kanun gereği mümkün olmadığını beyanla ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın süresinde açıldığı, yetki tespitinin davacı tüzel kişilik adına kayıtlı işyerlerinde yapılması gerektiği, başkaca ünvana sahip tüzel kişilerin yetki kapsamına dâhil edilmeyeceği, bu nedenle davacı vekilince müvekkilinin uluslararası bir şirketin alt kuruluşu olduğu ve müvekkili Şirketin tüm işyerleri ile asıl grup şirketleri dikkate alınmaksızın yetki belgesi verilmesinin hatalı olduğuna dair itirazının yerinde olmadığı, Bakanlık kayıtları ile SGK işyeri dönem bordrolarına göre yetki tespit tarihinde davacı Şirkete ait işyerinde 56 işçinin çalıştığı, 35 işçinin davalı Sendika üyesi olduğu, bu hâlde davalı Sendikanıın işyeri toplu iş sözleşmesi yapabilmek için kanunda öngörülen yarıdan fazla üye çoğunluğuna sahip olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; müvekkili Şirketin uluslararası bir şirketin alt kuruluşu ve parçası olduğunu, tüm işyerlerinin ve asıl grup şirketlerin araştırılması yapılmaksızın yetki verilmesinin hatalı olduğunu, Sendikanın işkolu bazında da müvekkili Şirket işçilerini temsil etme hakkı ve yetkisi bulunmadığını, gerekçeli kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) aykırı olduğunu ve İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davada başvuru tarihinde davalı işyerinde çalışan işçi sayısı ve sendika üyesi işçi sayısı itibarıyla davalı Sendikanın gerekli çoğunluğu sağladığı, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dayandıkları belgeler, dosya kapsamı, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçeler dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:

“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:

“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.

(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.

(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.

(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.

(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”

4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:

“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.

(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.

(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.

(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.

(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

5. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.