Logo

9. Hukuk Dairesi2024/7291 E. 2024/11824 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı, davacının asıl işverenin işçisi sayılıp sayılamayacağı ve ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının yaptığı paketleme, depolama ve makine tamir bakım işlerinin, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesi ve Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin ilgili hükümleri uyarınca yardımcı iş kapsamında olduğu ve davalı kurum tarafından bu işin hizmet alımı yoluyla gördürülmesiyle taraflar arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulduğu gözetilerek, mahkemece asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun kabulüyle ilave tediye alacağının hüküm altına alınması hatalı bulunarak bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/4366 E., 2024/398 K.

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. İş Mahkemesi

SAYISI : 2020/257 E., 2022/885 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıdan ihale alan alt işverenler nezdinde çalıştığını, alt işverenler ile davalı asıl işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, müvekkilinin davalı işyerinde yapmış olduğu işin asıl iş niteliğinde olduğunu ve çalıştığı dönemde en başından itibaren davalının asıl işçisi sayılması gerektiğini, benzer mahiyetteki Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 14.03.2018 tarihli ve 2016/1248 Esas, 2018/350 Karar sayılı kararında muvazaa olgusunun tespiti yönünde karar verildiğini ileri sürerek davacı asılın en başından beri davalının işçisi sayılması gerektiğinin tespiti ile 01.01.2011-31.12.2018 tarihleri arasındaki döneme ait ilave tediye, ücret farkı, ulusal ... ve genel tatil ücret farkı ve sendikal haklar ücretinin (prim, sosyal yardım, giyim yardımı, yol yardımı, kira yardımı, ek ödeme) davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında dava dışı Rgr İnş. Tekstil. Tem. Taş. ve Tic. Ltd. Şti- Çevsaş İnş. Tur. Gıda Sos. Hizm. San.ve Tic. Şti. İş Ortaklığı ile torbalama, istifleme, yükleme faaliyetleri kapsamında hizmet alım sözleşmesi imzaladığını, yapılan işin yardımcı iş olduğunu ve asıl işin bir bölümü olmadığını, bu nedenle davacının müvekkili İdarenin çalışanı sayılmasının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 14.03.2018 tarihli ve 2016/1248 Esas, 2018/350 Karar sayılı kararında; paketleme, istifleme ve torbalama işi ile ilgili olarak muvazaa tespitinin yapıldığı, bu işin davalının asıl işi olduğunun belirlendiği, belirtilen kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 12.11.2019 tarihli ve 2018/2441 Esas, 2019/2828 Karar sayılı kararıyla kesinleştiği, davacının kesinleşen dava dosyasında muvazaalı olduğu belirlenen işle aynı işi yaptığı ve aynı Şirketlerde çalıştığı gerekçesiyle davacının baştan itibaren davalının işçisi olduğunun tespiti ile davaya konu alacakların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı vekili; davalı İdare ile RGR İnş. Teks. Tem. Taş. ve Tic. Ltd. Şti. - Çevşas İnş. Tur. Gıda Sos. Hizm. San. ve Tic. Şti. İş Ortaklığı arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, teknik şartname ve sözleşme gereği yapılan işin yüklenici firmalara verilmesinin muvazaa olarak adlandırılamayacağını belirterek davanın reddi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davacı vekili; sendikal hak alacakları taleplerinin üyelik bildiriminin işverene yapılmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, mahkemenin sendika üyelik bildiriminin işverene bildirilmediğine dair gerekçesinin doğru olmadığını, davalı İdareye sendika üyeliğinin bildirildiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ile dava dışı yüklenici şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu yönündeki İlk Derece Mahkemesi kabulünün dosya kapsamına uygun olduğu, davacı işçinin sendika üyeliğinin davalı işverene bildirilmemesi nedeniyle işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı, bu nedenle davacının yalnızca ilave tediye alacağından yararlanabileceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle, davanın reddine karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı ve davacının ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun İkinci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

3. 27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c), (g) ve (ğ) bentleri ile 4 ve 11 inci maddeleri ve 12 nci maddesinin ikinci fıkrası.

4. Dairemizin 10.01.2024 tarihli ve 2023/20528 Esas, 2023/175 Karar; 2023/20826 Esas, 2024/177 Karar; 2023/20837 Esas, 2024/178 Karar; 2023/20984 Esas, 2014/179 Karar sayılı kararları.

3. Değerlendirme

1. Taraflar arasında davalı ile dava dışı ihbar olunan Şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. İlk Derece Mahkemesi tarafından Eskişehir 1. İş Mahkemesinin 14.03.2018 tarihli ve 2016/1248 Esas, 2018/350 Karar sayılı kararı emsal kabul edilerek muvazaanın tespitine ve davaya konu alacakların kısmen kabulüne karar verilmiş ise de ulaşılan sonuç yerinde değildir.

2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrasına göre bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren alt işveren ilişkisi denilmektedir. Maddeye göre asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak 4857 sayılı Kanun'dan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden ... yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. Dolayısıyla asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için iki işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi hâlinde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirme unsurunun gerçekleşmiş olması gerekir. Sözü edilen bu hususların, aksi kanıtlanabilen adi kanuni karineler olduğu kabul edilmelidir.

3. Muvazaa ise 6098 sayılı Kanun'da düzenlenmiş olup tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, kendi gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri, görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Muvazaada, taraflar arasında üçüncü kişileri aldatma kastı bulunmakta ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaa genel ispat kuralları ile ispat edilebilir. Bunun dışında işverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek amacıyla 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin sekizinci fıkrasında bazı muvazaa kriterlerine de yer verilmiştir. Maddenin sekizinci fıkrasına göre, asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi hâlde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş, bölünerek alt işverenlere verilemez.

4. Uyuşmazlık konusu çalışma dönemine ilişkin davacının emsali olan işçilerin açtıkları ve İlgili Hukuk bölümünün (4) numaralı paragrafında yer verilen dava dosyalarındaki keşif gözlemlerinden; davalı Kuruma ait Kırka Bor İşletme Müdürlüğü fabrikalarında üretilen ürünlerin davacıların çalıştığı tesislerde; dökme olarak silobaslara/vagonlara/tank konteynerlere, inner tip konteynerlere dolumu, torbalanması, paketlenmesi, şirinklenmesi gerektiğinden çemberlenmesi, ambalajlı ürünlerin kamyon ve konteynerlere yüklenmesi, konteyner ve kamyonların sevkiyata uygun hâle getirilmesi işlerinin yapıldığı tespit edilmektedir.

5. Yönetmelik'in 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre mal veya hizmet üretiminin esasını oluşturan iş, asıl iştir. Aynı maddenin birinci fıkrasının (ğ) bendine göre ise işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin olmakla beraber doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin zorunlu bir unsuru olmayan ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan iş yardımcı iştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ve sözü edilen Yönetmelik'teki bu tanımlar dikkate alındığında; davalı Kurumda nihai ürün çıkarıldıktan sonra yapılan paketleme, depolama işlemlerinin yardımcı iş olduğu ve üretimin esasını oluşturan bir iş olmadığı sonucuna varılmaktadır.

6. Dosya içeriğine göre, davacının çalıştığı Değirmenözü Tesislerinde; ürünlerin müşteri isteklerine göre paketlenerek sevkiyata hazır hâle getirilme işlemleri yapılmaktadır. Davacı bu bölümünde makine tamir bakım işçisi olarak çalışmaktadır. Şu hâlde davacının ifa ettiği görev, yardımcı iş kapsamında olup davalı Kurum tarafından bu işin hizmet alımı yoluyla gördürülmesi ile taraflar arasında geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmuş sayılmalıdır. Mahkemece davanın tümden reddi yerine asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun kabulü ile ilave tediye alacağının hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.