Logo

9. Hukuk Dairesi2024/7454 E. 2024/13185 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketlerin sorumluluğu, davacının hizmet süresi, ücreti, iş sözleşmesinin fesih şekli ve buna bağlı tazminatlar ile fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri alacaklarının miktarı ve ödenip ödenmediği noktasında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının ücreti, fazla mesai ve ulusal bayram ile genel tatil ücretlerinin hesabında, bordrolarda görünen ve sözleşme ile uyumlu ücretin esas alınması gerektiği, imzalı bordrolarda tahakkuk eden ve ödenen miktarların mahsubu yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

KARAR : İstinaf başvurularının kabulü ile davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketlere ait Cezayir’de bulunan işyerinde 20.06.2016 tarihinde betonarme demircisi (soğuk demirci) olarak çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin haksız feshedildiği tarihe kadar aralıksız çalıştığını, davacının işten çıkarıldığında en son aylık ücretinin 30 çeken aylarda net 1.650,00 Euro, 31 çeken aylarda ise net 1.705,00 Euro olduğunu ve günde 3 öğün yemek, barınma ve servis yardımından yararlandığını, son aylarda kesinti yapılarak ücretinin eksik ödendiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, ücret, asgari geçim indirim alacağı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar ... İnşaat ve Tic AŞ (... Şirketi) ile ... İnşaat Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti (... Şirketi) vekilleri cevap dilekçesinde; müvekkilleri ile diğer davalı ... ...Tic.Ltd. (... Şirketi) arasında imzalanan 30.04.2015 tarihli uzman ekip sözleşmesi ile ... Şirketinin, müvekkilleri tarafından yapımına devam edilen ... Bağlantı Otoyolu Yapım İşinde birtakım imalatların yapımını üstlendiğini, tüm sorumluluğun ... Şirketine ait olduğunu, taleplerin belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının tüm çalışmalarının bordrolarda tek tek gösterildiğini, tüm bordroların davacı tarafından ihtirazı kayıtsız olarak imzalandığını ve tahakkuk eden rakamların davacının hesabına eksiksiz olarak ödendiğini, dolayısıyla davacının herhangi bir işçilik alacağı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacının çalışma süresine ilişkin iddiasının doğru olmadığını, davacının 25.07.2016 tarihinde çalışmaya başladığını, davacının ücret iddiasının sözleşmeye, bordrolara ve banka kaydına uymadığını, tüm ücret alacaklarının bordrolarda tahakkuk ettirilerek bankaya ödemesinin yapıldığını, iş sözleşmesinin haksız ve önelsiz bir şekilde davacı işçi tarafından feshedildiğinden kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılamayacağını, davacının yıllık izinlerini kullandığını, asgari geçim indiriminden faydalanmasının da mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işyerinde 25.07.2016-28.02.2019 tarihleri arasında en son aylık 1.736,84 Euro ücretle çalıştığı, davacıya yapılan ihbar tazminatı ödemesi ve davacı tarafça dosyaya ibraz edilen emsal karar içeriklerine göre istifa dilekçesine itibar edilmediği ve davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının ayda iki hafta tatilinde çalıştığı, bir hafta 14, diğer hafta 12 saat fazla çalışma yaptığı ve dinî bayramların birinci günü hariç diğer ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, ödenmeyen ücret alacağının bulunduğu, davacının yıllık izin ve asgari geçim indirim alacaklarının ise bulunmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hizmet süresi ile ilgili verilen maddi hata düzeltim dilekçesi bulunduğunu ve dikkate alınması gerektiğini, çalışma süresinin kesintisiz olduğunu, ücretsiz izin kullanma yönünde bir talepleri bulunmadığını, bu dönemlerin hizmet süresinden dışlanmasının hatalı olduğunu, 30 çeken ve 31 çeken ayların brüt ücretlerinin gün sayısına göre belirlenmesi gerektiğini, ücretinden her ay 150,00 Euro kesinti yapıldığını, bu durumun tanık beyanı ile de sabit olduğunu, yıllık izin kullandırılmadığı hâlde kullandırılmış gibi gösterilmeye çalışıldığını, asgari geçim indirim alacağı hesabının hukuki olmayan gerekçeyle yapılmamasının hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı ... Şirketi vekili istinaf dilekçesinde; ücret bordrosu ve bankaya yatırılan ücretlerin aynı olduğunu, tespit edilen ücret seviyesinin hatalı olduğunu, tek tanık beyanının ücreti kabule yeterli görülmemesi gerektiğini, Mahkemece el yazısı ile yazılmış ve imzalanmış istifa dilekçesine itibar edilmemesinin, belgenin yok sayılmasının ve yok sayılmasının gerekçesinin de açıklanmamasının hukukla bağdaşır bir yönü bulunmadığını, Mahkemece, davacının ücreti afaki ve farazi bir rakam olarak kabul edildiği için imzalı bordrolarda tahakkuk ettirilerek banka kanalı ile ödenen fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı tutarlarının yok hâline geldiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

3. Davalı ... Şirketi ve ... Şirketi vekilleri istinaf dilekçelerinde; davacının tüm alacaklarından imzaladığı sözleşme nedeni ile ... Şirketinin sorumlu olduğunu, istifa eden davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, ücret bordroları, banka ödemeleri ve sözleşmede yer alan ücretin uyumlu olduğunu, kabul edilen ücret seviyesini kabul etmediklerini, ücret bordrolarına göre davacının hak ettiği fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının kendisine ödendiğini, bu ödemeler dikkate alınmadan yapılan hesaplamaların tamamen hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalılar arasında asıl alt işveren ilişkisi bulunduğu ve davalıların talep konusu alacaklardan sorumlu oldukları, davacının son yurda giriş tarihi ve maddi hata düzeltim dilekçesi dikkate alındığında işten çıkış tarihinin 11.04.2019 olduğu, kabul edilen ücret seviyesi tespitinde hata bulunmadığı, davacıya yapılan ihbar tazminatı ödemesi ve tanık beyanı dikkate alındığında istifa dilekçesine itibar edilmemesinin isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesince dinlenen tanık beyanları doğrultusunda davacının bilirkişi raporunda belirtildiği gibi fazla çalışma yaptığı ancak karşılığının ödendiğinin davalı işverence ispatlanamadığı gerekçesiyle bu alacağa hak kazandığına ilişkin kabulde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, yine ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı ile hafta tatili alacağı yönünden işyerinde bugünlerde çalışma yapıldığının tanık beyanlarıyla ispatlanmış olması karşısında bu taleplerin kabulünde de herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, hüküm altına alınan alacakların "davalıdan" tahsiline karar verilmesinin infazda tereddüt oluşturduğu gerekçeleriyle tarafların istinaf başvurularının kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplere benzer sebeplerle kararı temyiz etmiştir.

2. Davalı ... Şirketi vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

3. Davalı ... Şirketi ve ... Şirketi vekili; davacının dava dilekçesinde Şubat 2019 tarihine kadar çalıştığını iddia ettiğini, bu talepte açık yazı ve hesap hatası olmadığının açık olduğunu bu nedenle maddi hatanın düzeltilmesi talebinde bulunulamayacağını, davacının dava dilekçesindeki iddia ve talebi ile bağlı olduğunu, davacının istifa dilekçesindeki imzanın ve yazının kendisine ait olmadığı veya baskı altında imzalatıldığı şeklinde bir iddiası olmadığını, ücret bordrolarına göre davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günleri ücretlerinin kendisine ödendiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davalıların sorumlulukları, davacının hizmet süresi, ücret seviyesi, iş sözleşmesinin feshi ve buna bağlı olarak davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamadığı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, hak kazanmışsa bu alacakların hesabı ve işverence karşılığının ödenip ödenmediği, ödenmeyen ücret alacağı bulunup bulunmadığı, yıllık izin ve asgari geçim indirimi noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17, 32, 41, 44, 46, 47,53, 59 ve 63 üncü maddeleri ve aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalılar vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı ve davalılar arasında davacının aylık ücretinin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

3. Davacı taraf, davalılara ait Cezayir'de bulunan işyerinde soğuk demirci olarak çalıştığını son aylık ücretinin net 1.650,00 Euro olduğunu iddia etmiştir. Davalı işverenler ise davacının ücretinin sözleşme ile belirlendiğini, ödemelerin bankadan yapıldığını ve bordrolar ile banka ödemelerinin uyumlu olduğunu savunmuştur. Mahkemece davacı iddiası doğrultusunda aylık net 1.650,00 Euro ücret seviyesi doğrultusunda düzenlenen bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Dosya içerisinde yer alan İş-Kur onaylı iş sözleşmeleri incelendiğinde; 25.07.2016-25.07.2017 tarihleri arasında davacının aylık ücretinin (saatlik 4,80 Euro) 1.080,00 Euro, 06.08.2017-06.08.2018 tarihleri arasında ise aylık 905,00 Euro olduğu görülmüştür. Dosya içerisinde bir kısım imzalı ve imzasız ücret bordroları ile banka kaydının yer aldığı, davacının ücret ödemelerinin banka kanalı ile yapıldığı ve her ay farklı miktarlarda ücret ödemesi yapıldığı, bordrolar ile banka kayıtlarının ve sözleşmede belirlenen ücretin uyumlu olduğu görülmüştür. Banka kaydına göre ödenen ücretin, ücret bordrolarında tahakkuk ettirilen fazla çalışma veya prim ödemesi gibi ücret alacaklarını da kapsadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla davacı iddiası ve tüm çalışma dönemi davacı ile birlikte geçmeyen tek tanık beyanına göre davacının ücretinin net 1.650,00 Euro olduğunun kabulü isabetli olmamıştır. Mahkemece, davacının sözleşmelerde kararlaştırılan ücret miktarı ile çalıştığı kabul edilmeli ve hüküm altına alınan tüm alacaklar bu ücret seviyesi üzerinden yeniden hesaplanarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.

4. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen alacakların ödendiği varsayılır.

5. Fazla çalışma yapıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, bu çalışmaların yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.

6. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması hâlinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda dahi işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması hâlinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.

7. Aynı ilkeler ulusal bayram ve genel tatil alacağı için de geçerlidir.

8. Dosya içeriğinde yer alan imzalı ve imzasız ücret bordrolarının incelenmesinde, kimi aylarda değişen tutarlarda fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil tahakkuklarının yer aldığı, söz konusu tutarların ay bazında değişkenlik gösterdiği görülmektedir. Bununla birlikte taraflar arasında davacının gerçek ücret miktarı ihtilaflı olup ilâmın Değerlendirme kısmının (3) numaralı paragrafında açıklandığı üzere davacının sözleşmelerle de uyumlu olan bordrolarda yer alan ücret seviyesi ile çalıştığı tespit edildiğinden davacının bu ücret üzerinden hesaplanacak fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden, imzasız bordrolarda yer alan fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti tahakkuklarının banka ödemeleri ile karşılaştırılarak ödendiğinin anlaşılması hâlinde mahsup edilmesi, imzalı ücret bordrolarında yer alan tahakkuk bulunan dönemlerin ise hesaplamadan dışlanması gerekir.

9. Anılan yönler düşünülmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozma sebebidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.