"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/234 E., 2024/87 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılara ait işyerinde çalıştığını, ücretinin sözleşmede de kararlaştırıldığı üzere 1.650,00 Euro olduğunu, iş sözleşmesine davalılar tarafından son verildiğini, davacının 2 vardiya halinde 15 gün gündüz 15 gün gece olarak çalıştığını, gece vardiyasının 19.00-07.00 arası ve gündüz vardiyasının da 07.00-19.00 arası olduğunu, bundan başka da davacının haftanın 5 günü de günde dörder saat fazla çalışmasının bulunduğunu, puantaj kayıtları ile bu çalışmaların tespit edilebileceğini, davacının bir kısım fazla çalışmalarının tahakkuk ettirilerek ödendiğini ancak kalan fazla çalışmalarının ödenmediğini, davacıya hafta tatilinin kullandırılmadığını, ayda 2 cuma çalışma yaptığını ancak ücretinin zamlı ödenmediğini, dinî bayramların ilk günü hariç diğer ulusal ... ve genel tatil günlerinde çalıştığını, ücretlerinin ödenmemiş olduğunu belirterek fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararı olmadığını, davacının ücretinin 1.650,00 Euro olduğunu, davacının iş sözleşmesinin feshi ile işçilik alacaklarının ve tazminatlarının ödenmiş olduğunu, davacının hak ve alacağının olmadığını kabul ettiğini, davacının haklarından feragat ettiğini bu nedenle dava açılamayacağını, davacının bordroları ve hesap pusulalarını ihtirazı kayıt düşmeden imzaladığını, alacakları bu belgelerde yazılı tutarlara göre aldığını, davacının ücret hesap pusulasında belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerektiğini, iş sözleşmesinde fazla çalışma ücretinin asıl ücrete dâhil olduğunun belirlendiğini, davacının müvekkili Şirketleri ayrı ayrı ibra ettiğini, davacının ibranameyi ihtirazı kayıt olmadan imzaladığını, cuma gününde genel olarak çalışma yapılmadığını, çalışma yapılmışsa da bu sürelerin toplanarak yıllık izin sürelerine eklendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 24.06.2020 tarihli kararı ile; davacının ücretinin net 1.650,00 Euro olduğunu, dosya kapsamında bir kısım imzalı bordrolarda fazla çalışma tahakkukunun bulunduğu tespit edilmişse de bordroların TL para birimi üzerinden düzenlenmiş olması, bahse konu tahakkukların davacıya bordrodaki miktarlar uyarınca ödenmediğinin ve davacıya Euro üzerinden sabit ücret ödemeleri yapıldığının tespit edilmesi itibarıyla bordrolara itibar edilmediği, dosyada bulunan İŞKUR onayı bulunmayan, “Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi” başlıklı sözleşmede “yılda 270 saate kadar olan fazla çalışmaların aylık ücrete dâhil olduğuna” dair bir hüküm bulunduğu, buna göre 270 saate kadar olan fazla çalışmaların aylık ücrete dâhil olduğu kabul edilerek yapılan bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre indirim yapılmak suretiyle karar verildiği, genel tatil ve hafta tatili alacakları bakımından da dinlenen tanık beyanlarına göre yapılan dosya kapsamına uygun hesaplamadan indirim yapılmak suretiyle bu taleplerin de kabulüne karar verildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 22.12.2022 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesince dinlenen tanık beyanları doğrultusunda davacının bilirkişi raporunda belirtildiği gibi fazla çalışma yaptığı ancak karşılığının ödendiğinin davalı işverence ispatlanamadığı gerekçesiyle bu alacağa hak kazandığına ilişkin kabulde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, yine ulusal ... ve genel tatil ücreti alacağı ile hafta tatili alacağı yönünden işyerinde bugünlerde çalışma yapıldığının tanık beyanlarıyla ispatlanmış olması karşısında bu taleplerin kabulünde de herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı vekilince beyanlarına itibar edilen tanıkların davalı işverene karşı davalarının olduğuna dair istinaf sebebi ileri sürülmüşse de bu kapsamda davalı tarafça dosyaya sunulmuş somut delil bulunmadığı, davalı vekilince tanıkların gerçeği söylemediklerine dair ciddi ve inandırıcı delil dosyaya sunulmadığından mahkemece davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, davacının dava dilekçesinde yabancı para üzerinden ödeme talep ettiği dikkate alındığında yabancı para olan Euro üzerinden hüküm kurulmasında hata olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 09.05.2023 tarihli kararı ile; davacı tarafın dava dilekçesi ekinde davacının çalışma saatlerine ilişkin sunduğu bir kısım imzalı puantaj kayıtlarının değerlendirilmesi gerektiği, puantaj kaydı bulunan dönem bakımından tanık beyanlarına göre dava konusu alacak taleplerinin tespit edilmesinin hatalı olduğu, buna göre puantaj kayıtlarının bulunduğu dönem bakımından bu kayıtlara göre hesaplama yapılması, puantaj kaydı bulunmayan dönem bakımından ise davacının yaptığı işin niteliği, işin gerektirdiği çalışma düzeni, puantaj kayıtları ve davacı tanıklarının beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının ayda iki hafta haftanın altı günü, diğer iki hafta ise haftanın yedi günü ara dinlenme süresinin düşülmesi ile günlük 9 saat fiilî çalışmasının bulunduğunun kabulünün dosya kapsamına uygun düşeceği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafın talep ettiği fazla çalışma alacağı bakımından uyulan bozma kararı uyarınca alınan ek bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunda bozma kararı kapsamında hesaplama yapılmadığını, sadece fazla çalışma alacağı bakımından hesaplama yapıldığını, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacakları bakımından hesaplama yapılmadığını, bilirkişi raporunda yıllık 270 saate kadar olan fazla çalışmanın aylık ücrete dâhil olduğu yönündeki sözleşme maddesinin dikkate alınmadığını, ıslak imzalı bordroların kesin delil niteliğinde olduğunu ancak dikkate alınmadığını, davacı ile menfaat birliği içinde olan tanık beyanlarının dikkate alınamayacağını, usulüne uygun olarak tutulmamış puantaj kayıtlarının incelemeye esas alınmasının hatalı olduğunu, yurt dışında çalışan davacının ücretinin netten brüte çevrilmesinin hatalı olduğunu, davanın USD'den Euro'ya ıslah edilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, indirim oranının düşük olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, hak kazanmışsa bu alacakların hesabı ve işverence karşılığının ödenip ödenmediği noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri.
3. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 ve 27 nci maddeleri.
4. Dairemizin 29.06.2022 tarihli ve 2022/7746 Esas, 2022/8494 Karar sayılı kararında usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin yerleşik ilke şu şekilde vurgulanmıştır:
" ...
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan ... ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
..."
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlk Derece Mahkemesince bozma kararı sonrasında hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sadece fazla çalışma alacağı bakımından puantaj kayıtları dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Dairemizin bozma kararında puantaj kayıtlarının bulunduğu dönem bakımından tanık beyanlarına göre dava konusu alacak taleplerinin tespit edilmesinin hatalı olduğu, bu nedenle puantaj kayıtlarının bulunduğu dönem bakımından bu kayıtlara göre hesaplama yapılması gerektiği belirtilmiştir. Dava konusu alacakların fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacakları olduğu dikkate alındığında bozma kararı gereğince hafta tatili ile ulusal ... ve genel tatil ücreti alacakları bakımından da puantaj kayıtlarının bulunduğu dönem bakımından bu kayıtlara göre hesaplama yapılması gerekli iken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. Bozma kararından önce hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti ücrete dâhil kabul edilerek fazla çalışma süresi hesaplanırken yıllık 270 saatin mahsup edildiği, kararın davalılarca temyizi üzerine yukarıda belirtilen gerekçe ile Dairemizce bozma kararı verildiği, buna göre fazla çalışma ücretinin ücrete dâhil olduğu hususunun davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu anlaşılmaktadır. Bozma sonrasında hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma alacağının, fazla çalışma ücreti ücrete dâhil olarak kabul edilmeyerek yıllık 270 saat mahsup edilmeden hesaplanması, davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalılara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.