"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2020/631 E., 2021/339 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı ... Turizm Taş. Oto. Gıda Ürün. Tem. Hizm. İlet. San. Dış Tic. Ltd. Şti. (Beltur Şirketi) vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Belediyede alt işveren Şirketler nezdinde temizlik işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... Belediyesi vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının müvekkili Belediyede işçi, memur, sözleşmeli veya diğer statüde çalışmadığını, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu uyarınca temizlik hizmetlerinin görülmesi için açılan ihale sonucu ihale şartlarını yerine getiren yüklenici firmaların personeli olarak çalıştığını, kendi isteğiyle işten ayrıldığını, talebini çalıştığı yüklenici firmalara yöneltmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Şirketi vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının, diğer davalı ... ile müvekkili Şirket arasında imzalanan ihale sözleşmesine istinaden davalı ... tarafından, müvekkili Şirkette işe alınacak personel listesi verilmek suretiyle belirli süreli iş sözleşmesiyle müvekkili Şirkette 01.01.2014 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, başından beri diğer davalı Belediyenin işçisi olduğunu, müvekkili Şirkette 6 ay kadar çalıştığını ve 30.06.2014 tarihinde emeklilik sebebiyle istifa etmesi üzerine işten çıkışının yapıldığını, müvekkili Şirketin tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, buna ilişkin sorumluluğun diğer davalı Belediyede olduğunu, Yargıtayın yerleşik içtihatlarının da bu şekilde olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili Şirketin kıdem tazminatına ilişkin sorumluluğunun bulunduğu kabul edilse dahi davacının müvekkili Şirketteki çalışmasının 1 yıldan az olması nedeniyle müvekkili Şirketten kıdem tazminatı alacağının bulunmadığını, kaldı ki 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 112 nci maddesinde değişikliğe gidilerek alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatlarının aynı kurum ve kuruluşlarda çalışması hâlinde, ilgili kamu kurumu ve kuruluşu tarafından ödeneceğine ilişkin yasal düzenleme getirildiğini, davacının, müvekkili Şirket nezdinde herhangi bir fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile izin ücreti alacağı bulunmadığını, hak ettiği ücretlerin banka hesabına eksiksiz olarak yatırıldığını, davacının millî bayram günlerindeki çalışmaları karşılığının bordrolarda gösterilmek suretiyle banka hesabına ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.052016 tarihli ve 2014/568 Esas, 2016/281 Karar sayılı kararı ile; toplanan delillere ve aldırılan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 03.11.2020 tarihli ve 2017/18277 Esas, 2020/14406 Karar sayılı ilâmıyla; davacı kısmi alacak davası açmış ve ıslah ile talebini arttırmış olduğundan kıdem tazminatı dışındaki alacak taleplerine dava ve ıslah tarihlerinden faiz işletilmesi gerekirken dava tarihinden faiz işletilmesinin ve ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def'i nedeniyle Mahkemece hesap yapılırken ilk talep miktarlarının dikkate alınmamasının isabetsiz olduğu, ret sebebi ortak olan davalılar lehine reddedilen alacak miktarını geçmemek üzere ve tek avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekâlet ücreti takdir edilmiş olmasının da hatalı olduğu gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar veriliştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak aldırılan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... Şirketi vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; zamanaşımının hatalı uygulandığını, alacaklardan indirim yapılamayacağını, hizmet süresinin eksik hesaplandığını ileri sürmüştür.
2. Davalı ... Şirketi vekili; zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, davacının asıl işvereninin Belediye olduğunu, kıdem tazminatından Belediyenin sorumlu olduğunu, davacı kendi işyerlerinde 6 ay çalıştığından kıdem tazminatı ile yıllık izin hakkı bulunmadığını, resmî puantajların aksinin tanık beyanı ile ispat edilemeyeceğini ve resen dikkate alınacak sebepleri ile sürerek hükmü temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, ıslaha karşı zamanaşımı def'i nedeniyle yapılan hesaplamanın doğru olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,.
2. 4857 sayılı Kanun'un 41, 44 ve 47 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekili ve davalı ... Şirketi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.