"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1130 E., 2024/337 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/63 E., 2021/27 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalının yurt dışı projelerinde beton santral formeni olarak 2004-2009 yılları arasında çalıştığını, son ücretinin net 2.000,00 USD olduğunu, davalı tarafça prim ödemesi yapıldığını, ayrıca barınma, yemek, yurtdışı gidiş-dönüş masrafları dâhil tüm masrafların davalı işveren tarafından karşılandığını, iş sözleşmesinin işverence ihbar öneli verilmeksizin haksız şekilde feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatı ile işlemiş faiz alacaklarının tahsili amacıyla Beykoz İcra Müdürlüğünün 2018/5704 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine takip başlatıldığını; ancak davalının kötüniyetli itirazı nedeniyle takibin durmasına karar verildiğini ileri sürerek davanın kabulü ile Beykoz İcra Müdürlüğünün 2018/5704 Esas sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ihbar tazminatı alacağı bakımından arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanı usulden reddi gerektiğini, kıdem tazminatı alacağının USD cinsinden talep edilmesinin ve hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, davacının işyerinde 24.05.2004-01.02.2006 ve 24.04.2006-01.01.2009 tarihleri arasında çalıştığını, bu sebeple kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının iş bitimi nedeni ile iş sözleşmesi sona erdirildiğinden kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmayacağını, davacının son ücretinin brüt 1.277,00 USD olduğunu, davacının talep ettiği faizin türü ile başlangıç tarihine itiraz ettiklerini savunarak davanın reddi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalıya ait yurt dışındaki işyerlerinde 24.05.2004-01.12.2006 ve 24.04.2006-01.01.2009 tarihlerinde çalıştığı, dava tarihi itibarıyla hizmet süreleri arasındaki fark da dikkate alındığında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, davacının son ücretinin net 1.980,00 USD olduğu, ayrıca 3 öğün yemek ve barınma gideri olarak aylık 200,00 USD giydirilmiş ücret eki bulunduğu, iş sözleşmesinin haklı nedene dayanarak feshedildiği hususunun işverence ispatlanmadığı dikkate alındığında davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle İstanbul Beykoz İcra Müdürlüğünün 2018/5704 Esas sayılı icra dosyasındaki davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile söz konusu icra takibine 6.332,94 USD kıdem tazminatı, 4.206,87 USD ihbar tazminatı olmak üzere toplam 10.539,81 USD asıl alacak ve 1.691,87 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.231,68 USD üzerinden devamına ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesine, davacının icra inkar tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; arabuluculuk anlaşmama tutanağında açıkça belirtilmeyen alacaklar bakımından dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, kıdem tazminatı alacağının USD cinsinden talep edilmesinin ve hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, iş sözleşmesinin iş bitimi nedeniyle sona ermesinden dolayı davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamadığını, davacının ücret miktarının hatalı tespit edildiğini ve ücretin brütleştirilmesinde de hata yapıldığını, davacı tarafça talep edilen faizin oranı ile başlangıç tarihini kabul etmediklerini,
kötüniyet tazminatı talepleri hakkında İlk Derece Mahkemesince olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğini, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının aylık ücretinin bordroda belirtildiği şekilde ve tanık beyanlarına göre belirlenmesinde hata bulunmadığı, giydirilmiş ücret miktarının yerinde olduğu ve ücretin brütleştirmesinin Yargıtay içtihatlarına uygun şekilde yapıldığı, iş bitiminin haklı fesih sebebi olarak değerlendirilemeyeceği, ayrıca davalı tarafça iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğne ilişkin herhangi bir delil sunulmaması sebebiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, asıl alacak olan kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin anlaşmama tutanağında yer aldığı, kıdem tazminatının yabancı para olarak istenmesinde ve hüküm altına alınmasında yasal engel bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesinin davalı vekilinin tüm istinaf sebeplerini karşılar mahiyetteki karar ve gerekçesinin dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının tüm taleplerinin zamanşımına uğradığını, ihbar tazminatı taleplerinin arabuluculuk son tutanağında yer almaması sebebiyle davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddi gerektiğini, hükmün gerekçesinin gerekçeli karar içeriğinde yeterince açıklanmaması sebebiyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, davacının her bir çalışma döneminin tasfiye edilerek ayrılışının yapıldığını, davacı belirli süreli iş sözleşmesi ile istihdam edildiğinden ve iş bitimi nedeni ile iş sözleşmesi sona erdiğinden kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmayacağını, davacının ücretinin hatalı belirlendiğini ve brütleştirmenin de hatalı yapıldığını, giydirilmiş ücret ekinin 150,00 USD olarak kabulü gerektiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, talep konusu alacaklar bakımından arabuluculuk dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği, davacının taleplerinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, çıplak ve giydirilmiş ücretinin miktarı, ücretin brütleştirilmesi, iş sözleşmesinin fesih şekli ile davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 24 üncü ve 27 nci maddeleri.
3. 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 17, 18, 32, 34 üncü maddeleri ile 120 nci maddesindeki atıf uyarınca hâlen yürürlükte bulunan 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü madddesi.
4. 4857 sayılı Kanun'un ek 3 üncü maddesi ile geçici 8 inci maddesi.
5. 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi (01.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren, 28.03.2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun'un 41 nci maddesi ile yapılan değişiklik öncesi ilk hâli).
6. Dairemizin 20.12.2022 tarihli 2022/15907 Esas ve 2022/17204 Karar sayılı ilâmı.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz nedenlerine göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.