"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/366 E., 2024/517 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 20. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/633 E., 2023/715 K.
Taraflar arasındaki ihtiyari arabuluculuk tutağının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; iş sözleşmesinin işveren tarafından müvekkilinin iradesi sakatlanarak sonlandırıldığını, davacı ile davalı Şirket arasındaki imzalanan ihtiyari arabuluculuk anlaşma son tutanağında belirtilen tutarın müvekkilinin hak ettiği miktardan çok daha düşük olduğunu, arabuluculuk sürecinin usulüne uygun yürütülmediğini, arabuluculuk görevini üstlenen kişi tarafından arabuluculuk tutanağının aydınlatma yükümlülüğüne aykırı bir biçimde herkese toplu olarak imzalatıldığını, arabuluculuk sözleşmesi görüşmelerinin davalı Şirketin adresinde yapıldığını, yapılan bu işlemin arabulucunun kamu düzeninden aldığı bu yetkiyi kötüye kullandığının en açık göstergesi olduğunu, işçilerin toplu olarak çağrıldığını, görüşmenin telefonda gerçekleştirildiğini ancak tutanakların işyerinin şantiyesinde ıslak imza ile sanki yüz yüze görüşme yapılmış gibi imzalatıldığını, ödenen arabuluculuk ücretlerinin yasal tarifenin çok altında olduğunu, davacının kendisine arabuluculuk tutanağı verilmediğinden iradesinin sakatlandığını çok sonraları öğrendiğini ileri sürerek, ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; irade sakatlığı hâlinin ileri sürülebilmesinin bir yıllık hak düşürücü süreye bağlandığını, davacı bu süre içerisinde bir talepte bulunmadığından davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davacının irade sakatlığını çok sonraları öğrendiği iddiasının diğer iddialarıyla çelişki içerisinde olduğunu, davacıyla gerçekleştirilen arabuluculuk sürecinin usulüne uygun bir şekilde yürütüldüğünü, davacının korkutulması veya tehdit edilmesinin söz konusu olmadığını, bu konuda davacının soyut iddialarından başkaca delil bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; anlaşma tutanağının usul ve yasaya uygun düzenlendiği, arabulucunun taraflarla elektronik sistemler üzerinden sesli ve görüntülü iletişim kurmasının önünde yasal bir engel bulunmadığı, davacı tanıklarının dava konusu arabuluculuk sürecine dair doğrudan bilgi ve görgüsünün bulunmadığı ve bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; iş sözleşmesinin işveren tarafından müvekkilinin iradesi sakatlanarak sonlandırıldığını, davacı ile davalı Şirket arasındaki imzalanan ihtiyari arabuluculuk anlaşma son tutanağında belirtilen tutarın müvekkilinin hakettiği miktardan çok daha düşük olduğunu, arabuluculuk sürecinin usulüne uygun yürütülmediğini, davacının kendisine arabuluculuk tutanağı verilmediğinden iradesinin sakatlandığını çok sonraları öğrendiğini, tanık beyanlarının dikkate alınmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; irade fesadı iddiasına ilişkin olarak kanunda öngörülen bir yıllık sürenin geçtiği, ileri sürülen diğer iddialar açısından da davacı tarafça ispat yükünün yerine getirilemediği, iptali istenen anlaşma tutanağının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 30 ila 39 uncu maddeleri, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 3, 8, 9, 11, 14, 15, 17 ve 18 inci maddeleri, 02.06.2018 tarihli ve 30439 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nin 5, 10, 11, 13, 17, 20 ve 21 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.