Logo

9. Hukuk Dairesi2024/7697 E. 2024/14699 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından gerçekleştirilen feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının işletme şefi olarak çalıştığı işyerinde meydana gelen hırsızlık olayını zamanında işverene bildirmeyerek sadakat borcuna aykırı davrandığı ve işverenin güvenini kötüye kullandığı gerekçesiyle iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayandığı değerlendirilerek, davacı lehine hükmedilen tazminatlara ilişkin yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf

başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; elektrik elektronik mühendisi olan müvekkilinin davalı işveren bünyesinde 09.10.2017 – 02.02.2021 tarihleri arasında işletme şefi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin “işyerinde meydana gelen hırsızlık vakasını idari amirine zamanında doğru ve net bilgilendirme yapmadığının tespit edildiği” gerekçesine dayalı olarak haklı neden iddiasıyla feshedilmiş olduğunu, ancak isnat edilen hususların gerçeği yansıtmadığını ve davalı işveren tarafından ispat edilemediğini, feshin de altı iş günü olan hak düşürücü süre dolduktan sonra gerçekleştirildiğini, davacının manevi olarak zarara uğradığını, alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve manevi tazminat alacaklarının davalı taraftan tahsili ile işten ayrılış kodunun da düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının işyerinde yaşanan hırsızlık olayını uzun süreden beri bilmesine rağmen üstlerine zamanında bildirmemesi nedeniyle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin ( II) numaralı bendinin (e) alt bendi gereğince haklı nedenle feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının 09.10.2017 ile 03.02.2021 tarihleri arasında davalı Şirket nezdinde çalıştığı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından davacının işyerinde yaşanan hırsızlık olayını uzun bir süre önce bilmesine rağmen üstlerine zamanında bildirmediği gerekçesiyle 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendi gereğince haklı nedenle feshedildiğinin iddia edildiği ancak tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının işvereni zarara uğratacak doğrudan bir eyleminin söz konusu olmadığı, davacının iş sözleşmesinin feshine dayanak eylemlerinin haklı fesih ağırlığında olmadığı kanaatine varılmakla davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığının anlaşıldığı, ayrıca feshin nedeni, dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları ve feshe konu olayın oluş şekli nazara alındığında , davacının kişilik haklarına saldırı olduğunun ve kişilik haklarının ihlalinin gerçekleştiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davacının iş sözleşmesinin fesih bildiriminde 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendine göre "İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması" sebebiyle feshedildiği belirtilmesine karşın bu isnadın ispat olunmadığını, Mahkeme tarafından da aynı kanaate varıldığından davacı lehine kıdem ve ihbar tazminatlarına hükmolunduğunu, davacının davalı işveren tarafından hırsızlık yapmak/buna sessiz kalmak suçlamaları ile itham edildiğini, suçlamalar nedeniyle derin üzüntü ve keder yaşayan davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca işten ayrılış kodunun “Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi” kod no (4) olarak Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında düzeltilmesi yönünde hüküm kurulmamasının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davacının işyerinde meydana gelen hırsızlık olaylarını ilk defa diğer çalışanların tuttuğu 29.12.2020 tarihli tutanaktan öğrenmediğini, bu tarihten çok daha öncesinden haberdar olduğunu ancak durumu amiri olan işveren şirket yetkililerine bildirmediğini, bu durumun işyerinde yaptırılan tahkikat neticesinde anlaşılmış olduğunu, nitekim davacının kendisinin de 28.01.2021 tarihli el yazısı ile yazdığı savunmasında durumu ikrar ettiğini, şüphelendiği işçiyi uyardığını söyleyerek kendi kendine aksiyonlar alıp durumu işverenden gizlediğini açıkça beyan ettiğini, bu şekilde davacının feshe konu davranışlarının 28.01.2021 tarihinde öğrenildiğini ve 02.02.2021 tarihinde de davacının iş sözleşmesinin feshedildiğini dolayısı ile altı günlük hak düşürücü sürenin geçmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı işçinin davalı işveren bünyesinde 09.10.2017 – 02.02.2021 tarihleri arasında mühendis olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin işletmede yaşanan hırsızlık vakasının idari amirlere zamanında, doğru ve net bilgilendirme yapılmaması nedenine bağlı olarak haklı sebep iddiasıyla 02.02.2021 tarihinde sonlandırıldığı, davacının işletmede çalışan işçiler tarafından tutulan 29.12.2020 tarihli tutanağın kendisine 01.01.2021 tarihinde verildiği, kendisinin de ertesi gün 02.01.2021 tarihinde işveren yetkilisine ilettiğini ileri sürdüğü, buna karşın davalı tarafın başlatılan disiplin soruşturması kapsamında alınan beyanlar neticesinde tutanağa konu olaydan daha önceki dönemde de aynı işletmede araçlardan mazot hırsızlığı yapıldığının anlaşılmasına karşın işletme şefi olan davacı tarafından durumun işveren yetkililerine bildirilmediği gerekçesiyle iş sözleşmesinin feshedilmiş olduğu, davacı işçinin işverene verdiği savunma beyanlarında; hırsızlık yapıldığı iddiası ile ilgili tutanak tutulmasından daha öncesinde de benzer bir olayın yaşandığının kendisine bildirildiğini, bu olay üzerine inceleme ve araştırma yaptığı ancak faili tam olarak tespit edemediği, tüm çalışanları toplayarak uyardığı ve ay ay mazot kullanımlarını takip ettiği ancak tekrar aynı olayın yaşanması üzerine diğer işçilerce tutanak tutulması sonucu durumun işverene bildirildiğini savunmasında beyan ettiği, soruşturma kapsamında yer alan diğer işçi beyanlarından da davacı işçinin ilk defasında meydana gelen mazot eksilmesi olayı ile ilgili işverene bildirimde bulunmadığı, işverenin yerine geçerek olayla ve faille ilgili tasarrufta bulunduğu, disiplin soruşturma sonucunun da gösterdiği gibi işverence bu olayın affedilmesinin söz konusu olmadığı, davacı işçinin atılı eylemine bağlı sadakat borcuna aykırı davrandığının açık olduğu ve feshin haklı nedene dayandığının kabulü gerektiği gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; müvekkilinin işletme şefi olduğu davalıya ait Dazkırı'da bulunan işyerindeki araçların depolarından mazot çalındığı iddiası ile ilgili olarak 29.12.2020 tarihinde çalışanlar tarafından tutulan tutanağın 01.01.2021 tarihinde davacıya teslim edildiğini, davacının da 02.01.2021 tarihinde durumu ... İl Müdürü F.K'ya bildirerek kullandığı Şirket hattına Whatsapp uygulaması üzerinden tutanağı gönderdiği ve kendisinin ne yapması gerektiğini sorduğu, amiri olan F.K'nın da davacıya tutanaktan bişey belli olmadığı, tutanağı Şirket merkezine göndermesini bildirdiği ve davacının da bu şekilde yaptığını, hırsızlık olayının kim tarafından gerçekleştirildiğine, böyle bir olayın gerçekten var olup olmadığına ilişkin herhangi bir somut delilin mevcut olmadığını, işyerindeki güvenlik kameralarının incelenmesi neticesinde dahi hukuken geçerli herhangi bir emareye ulaşılamadığını, işveren tarafından konuyla alakalı olarak herhangi bir resmi makama suç duyurusunda da bulunulmadığını, davacının olayda herhangi bir ihmalinin olmadığını ve üzerine düşen bildirim yükümlülüğünü yerine getirdiğini, 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendine göre

"İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması" uyarınca iş sözleşmesinin feshedilmesinin haksız fesih niteliğinde olduğunu, davalı işverenin belirtilen fesih sebebiyle sınırlı olmak üzere haklı fesih olduğunu ispatlayamadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı değerlendirmeye dayalı olduğunu beyanla kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendi

, 26 ncı maddesi ve 120 nci maddesinin atfıyla hâlen uygulanmakta olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.