"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2508 E., 2024/976 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 29. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/678 E., 2023/123 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 18.10.2022 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.09.2024 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde çalıştığını ve daha sonra iş sözleşmesi işverence feshedildiğinden Türkiyeye geri döndüğünü, kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin açtıkları davanın kabulüne karar verildiğini, dosyada davacının çalışma süreleri, aldığı son net ücreti ve iş sözleşmesinin feshi hususunun isabetli bir şekilde tespit edildiğini, davacının bir ay içerisinde 15 günde bir vardiyasını değiştirilerek 07.00-19.00 ve 19.00-07.00 saatleri arasında çalıştığını işin gerektiği durumlarda işverenin talebi halinde günlük 12 saati aşan çalışma saatlerinde çalışmak zorunda kaldığını, hafta tatilini 15 günde bir pazar günleri ayda toplam iki kere kullandığını, dinî bayramların ilk günleri hariç tüm ulusal ... ve genel tatillerde çalıştığını, yine çalışma dönemi boyunca yıllık ücretli izin hakkını kullanamadığı gibi ücretinin ödenmediğini belirterek fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... genel tatil ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının banka hesabına yatan bedele fazla çalışma, izin ücretleri ve diğer alacak kalemlerinin dâhil olduğunu, davacının ücretinin iddia edilen gibi net ücret olmadığını, davacının çalıştığı dava dışı ... Şirketinin müvekkili Şirketin ortağı olduğunu, yönetimlerinin farklı olduğunu, ayrı tüzel kişiliği olan, farklı kanunlara göre kurulmuş bir Şirket olduğunu, bununla birlikte davalı Şirketin davacının Gürcistan'a gitmesine aracılık etmediğini, davacının müvekkili Şirkette belirttiği tarihler arasında çalışmadığını ve sözleşme imzalamadığını, ücret ödemesi yapılmadığını, dolayısıyla müvekkili Şirket ile hiçbir hukuki bağı olmadığını, müvekkili Şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, Mahkemenin bu uyuşmazlığı çözmede yetkili olmadığını, davacının talep etmiş olduğu alacakların zamanaşımına uğradığını, Gürcistan kanunlarının uygulanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 18.10.2022 tarihli kaldırma kararı gereğince Gürcistan Hukukuna göre hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Gürcistan hukukuna göre eksik ve hatalı değerlendirme yapıldığını Gürcistan hukukunun uygulanmasının Türk kamu düzenine aykırı olduğunu, sürpriz karar verme ve hukuki belirlilik ilkelerine aykırı olarak içtihat değişikliğine gidildiğini, emsal kesinleşen dosyalarda işçilerin haklarını aldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kaldırma kararı sonrasında hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının iş sözleşmesinde haftalık çalışma saatinin 40 saat olarak düzenlendiği, aylık 80 saat fazla çalışma ücretinin ücrete dâhil olduğunun belirlendiği, davacının haftalık çalışma saatinin 40 saat olduğu, tanık beyanlarına göre davacının haftalık 63 saat çalışma yaptığı, iş sözleşmesine göre ödenen haftalık 20 saat fazla çalışmanın düşülmesi ile davacının haftalık 3 saat fazla çalışmasının ödenmediğinin kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, işçinin hafta tatili çalışmaları karşılıklarının sözleşmedeki ücrete dahil edildiği, Gürcistan tatil günlerinde çalıştığının ispatlandığı, bu günlerin ücretlerinin hesaplandığı, pazar paskalyaları zaten hafta tatili de olduğundan mükerrer hesaplama yapılmaksızın davacının genel tatil ücreti isteminin kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, davacının yıllık izinlerini kullandığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepler ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal ... ve genel tatil ücreti ile yıllık ücretli izin alacaklarına hak kazanılıp kazanılmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 2, 5, 8, 24, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri, Gürcistan İş Kanunu'nun ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Hafta tatili alacağı bakımından hükme esas alınan bilirkişi raporunda, iş sözleşmesinde hafta tatili çalışmasının 10 saatlik ücretinin zamlı olarak ödeneceğinin belirtildiği ve ayda 2 günlük hafta tatili ücretinin ödendiği belirtilmiştir. Davacının günlük ara dinlenme süresinin düşümü ile 10.5 saat çalışma yaptığı anlaşılmaktadır. İş sözleşmesine göre 10 saatlik hafta tatili çalışması ödendiğinden davacının, 0.5 saatlik ödenmeyen hafta tatili çalışma ücreti bulunmaktadır. Buna göre hafta tatili alacağının hesaplanması ve hüküm altına alınması gerekli iken yazılı gerekçeyle bu talebin reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davacı yararına takdir edilen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
K A R Ş I O Y
Dosya içeriğine göre davacının yurt dışında çalıştırılması Türkiye İş Kurumu aracılığı ile gerçekleşmemiştir. Taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinde davacıya her ay 2.000,00 USD ödeneceği ancak bunun 1.000,00 USD kısmının temel ücret, 1.000,00 USD'lik kısmının ise haftada 20 saat fazla çalışma ve ayda iki hafta tatilinde 10 saatlik çalışma karşılığı olduğu belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının aylık temel ücreti 1.000,00 USD kabul edilmek suretiyle işçilik alacakları hesaplanmıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince reddedilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yabancı unsurlu uyuşmazlıklarda kamu düzeni, 5718 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulmakta olup, söz konusu hüküm “Yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hâllerde, Türk hukuku uygulanır.” şeklindedir.
Yabancılık unsuru taşıyan hukuki uyuşmazlığa uygulanacak hukuk yabancı devletin hukuku ise kural yabancı hukukun uygulanmasıdır. Bununla birlikte yabancı hukukun uygulanmasının sınırı, doğacak hukuki sonuçların Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmamasıdır. Bir yabancı hukuk kuralı Türk hukukunun temel değerlerine, genel adap ve ahlâk anlayışına, Türk kanunlarının dayandığı temel ... anlayışına ve hukuk siyasetine, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda (Anayasa) yer alan temel hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli ortak ve kabul görmüş hukuk prensiplerine, ahlâk ve ... anlayışına, medeniyet seviyesine siyasi ve ekonomik rejimine aykırı olması hâlinde kamu düzenimize aykırılığı söz konusu olabilir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar sayılı karar).
Avrupa ... Divanının bir kararında belirtildiği üzere azami çalışma süresi işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgilidir (14.10.2010, Günter Fuß v Stadt Halle, Case C-243/09, EU:C:2010:609, p. 32-33). Ülkemizde de çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak amacıyla çalışma süreleri sınırlandırılmıştır. Bu kapsamda 4857 sayılı İş Kanunu’nda (4857 sayılı Kanun) günlük çalışma için en çok 11 saat, haftalık çalışma için ise en çok 45 saatlik bir süre öngörülmüştür. İşçinin onayı ile yılda 270 saati geçmemek üzere fazla çalışma yapılabileceği göz önünde bulundurulduğunda 4857 sayılı Kanun'a tâbi işçiler bakımından haftalık azami çalışma süresinin 50 saat olduğu söylenebilir.
Dairemiz uygulamasına göre aylık ücretin asgari ücretten ayda en az 22,5 saatlik fazla çalışmayı karşılayacak miktarda yüksek olması kaydıyla fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dâhil olduğuna yönelik sözleşme hükmü geçerlidir. Böyle bir durumda yılda 270 saat fazla çalışma karşılığının aylık ücret içinde ödendiği kabul edilmektedir. Yine Dairemiz uygulamasına göre aylık ücretin fazla çalışmayı da kapsadığı şeklinde bir düzenleme olması durumunda, temel ücret yılda 270 saatlik fazla çalışmayı de içine alan ücrettir. İşçilik alacakları bu temel ücret üzerinden hesaplanmaktadır. Yani temel ücret belirlenirken fazla çalışma karşılığı olarak ödenen miktar ayrıştırılmamaktadır. Gerçekten işçiye, fazla çalışma yapmasa dahi aynı ücretin ödenmesi, ayrıştırma yapılmamasını gerektirir.
Somut olayda sözleşmede davacı işçiye her ay 2.000,00 USD ödeneceği ve bunun için davacının ayda iki hafta haftalık 57 saat, iki hafta ise haftalık 67 saat çalışacağı düzenlenmiştir. Davacının sürekli biçimde bu şekilde çalıştırılması Türk hukukunda öngörülen azami çalışma süresini ihlal eden bir durumdur. Türk hukuku bakımından da azami çalışma sürelerine ilişkin kurallar iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanabilmesinin bir gereğidir. Azami çalışma süresi, ihlali hâlinde ortaya çıkabilecek kazalar dikkate alındığında, sadece işçinin değil üçüncü kişilerin de sağlık ve güvenliğini ilgilendirdiğinden Anayasa’nın 17 nci maddesinde düzenlenen yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme ... ve vücut bütünlüğünün dokunulmazlığı ile doğrudan bağlantılıdır. Bu nedenle kamu düzenine ilişkin bir düzenleme olarak kabul edilmelidir.
Yukarıda belirtildiği üzere 5718 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi uyarınca belirli bir uyuşmazlığa uygulanacak yabancı hukuk hükmünün Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, gerekli görülen hâllerde, o kural yerine Türk hukuku uygulanmalıdır. Davacı işçinin her ay sürekli olarak iki hafta 57 saat, iki hafta ise 67 saat çalışması gerektiğinin kararlaştırılması, Türk hukukunda yer alan ve kamu düzenine ilişkin azami çalışma süresini açıkça ihlal ettiğinden, uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerekir. Bu durumda aylık temel ücretin 2.000,00 USD olduğu ve bunun yıllık 270 saat fazla çalışma ücretini kapsadığı kabul edilmeli, işçilik alacakları da buna göre hesaplanmalıdır.
Belirtilen nedenlerle kararın bozulması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan, Sayın çoğunluğun başka gerekçelerle bozma yönündeki görüşüne katılamıyoruz.