"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/377 E., 2023/2285 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçaabat 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2020/4 E., 2020/273 K.
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 18.12.2019 tarihli ve 2019/3027 Esas, 2019/3250 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca ortadan kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili ile dâhili davalı ... Mekatronik Elektrik Elektronik İnşaat Taahhüt Turizm San ve Tic Ltd Şti (... Mekatronik Şirketi) vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili ile dâhili davalı ... Mekatronik Şirketi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Müdürlüğüne bağlı 10. Bölge Müdürlüğünde 18.04.2016 tarihinde işe başladığını, alt işveren ... Mekatronik Şirketi nezdinde, asıl işveren ... yetkililerinin emir ve talimatları doğrultusunda davalı Kurumun sorumluluğundaki karayolları üzerinde bulunan tünellerin bakım, onarım ve işletilmesi işinde elektrik teknisyeni olarak çalıştığını, davalı Kurum ile dava dışı alt işveren arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek davacının ilk işe giriş tarihi olan 18.04.2016 tarihinden itibaren davalı Kurumun asıl işçisi olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; yüklenici firmalar arasındaki hukuki ilişkilerin muvazaalı olduğunun ileri sürülmesi hâlinde usul ilkeleri gereğince davacının hangi yüklenici firmada çalıştığını ortaya koyması ve iddialarını ispatlaması gerektiğini, açılan davada müvekkili Kurumun işveren sıfatının bulunmadığını, davacının tüm özlük haklarının ve işlemlerinin işvereni olan yüklenici şirketler tarafından yürütüldüğünü, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, muvazaa iddiasının dayanaksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Dâhili davalı ... Mekatronik Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirketin işçisi olduğunu, davalı Kurum ile yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olmadığını, davacının iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamından; ... ile dâhili davalı ... Mekatronik Şirketi arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında; davacının dâhili davalı Şirketin işçisi olarak davalı İdare nezdinde çalıştığı, celp edilen Mahkemenin 2017/253 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada, davalı ... ile dâhili davalı ... Mekatronik Şirketi arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğuna karar verildiği, ilgili kararın kanun yollarından geçerek kesinleştiği, bu kapsamda davalı ... ile dâhili davalı Şirket arasındaki sözleşme ilişkisinin muvazaalı olduğu yönünden söz konusu dava dosyasının kesin delil niteliği taşıdığı, dâhili davalı Şirketin işyerinde; işin sevk ve dağılımı, çalışacak işçilerin belirlenmesi, personelin işe alım ve işten çıkarılmalarına karar verilmesi, çalışma koşullarının belirlenmesi gibi işveren sıfatının gereği olan işin sevk ve dağılımıyla ilgili yönetim hakkının bulunmadığı, aksine tüm bu yetkilerin davalı ... Müdürlüğünce kullanıldığı, bu şekliyle ihale suretiyle iş verilen Şirketin Karayolları Genel Müdürlüğünün değişik birimlerinde çalıştırılmak üzere asıl işlerde ve yardımcı işlerde işçi temin ettiği, oluşan hukuki ilişkinin muvazaanın tüm kriterlerini içerdiği gerekçesiyle davalı ... ile dâhili davalı ... Mekatronik Şirketi arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olduğunun ve davacının ilk işe giriş tarihinden itibaren davalı ...'nün işçisi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ile dâhili davalı ... Mekatronik Şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı ... vekili; davalı Kurumun ihale makamı olduğunu, işveren sıfatı bulunmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, aksi durumda bile asıl işveren alt işveren ilişkisinin hukuka uygun kurulduğunu, muvazaa iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve asılsız olduğunu, mevzuata uygun olarak yapılmış ihale sonucunda hizmet alım sözleşmesi yapıldığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Dâhili davalı ... Mekatronik Şirketi vekili; usulüne uygun şekilde davalı Kurum ile müvekkili Şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasına rağmen, davalılar arasındaki hukuki ilişkinin muvazaalı olduğuna dair karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili Şirket ile davalı Kurum arasında uzmanlık gerektiren işin icrası amacıyla hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, davacının iddiasındaki gibi bu sözleşmenin salt işçi teminine yönelik olmadığını ve davacının iddia ettiği üzere muvazaalı bir ilişki bulunmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamından; işyerinde yüklenici firmaların iş organizasyonunun bulunmadığı, işin sevk ve dağılımı, çalışacak işçilerin belirlenmesi, işe alım ve işten çıkarılma, çalışma koşulları gibi işveren sıfatının gereği olan işin sevk ve dağılımıyla ilgili yönetim hakkının bulunmadığı, aksine bu yetkilerin tamamen Karayolları Genel Müdürlüğünce kullanıldığı, işçi ücretlerine ilişkin belgelerin dahi davalı İdarece düzenlendiği, firmalar değişse de işçilerin aynı koşullarda değişen firmalarla çalışmaya devam ettiği, bu şekliyle ihale suretiyle iş verilen firmaların Karayolları Genel Müdürlüğünün değişik birimlerinde çalıştırılmak üzere asıl ve yardımcı işlerde işçi temin ettiği, oluşan hukuki ilişkinin muvazaalı asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu, benzer nitelikli dava dosyalarında yapılan yargılama sonucu, davalı ... ile yüklenici firmalar arasındaki sözleşme ilişkisinin muvazaalı olduğunun tespitine yönelik kararların onanarak kesinleştiği, somut olayda da aynı şekilde yüklenici firma elemanı olarak görünen davacının asıl işveren işinde çalıştığı andan itibaren asıl işveren işçisi sayılması gerektiği, davanın kabulüne karar verilmesinde bir hata bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ile dâhili davalı ... Mekatronik Şirketi vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Dâhili davalı ... Mekatronik Şirketi vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Kurum ve dâhili davalı ... Mekatronik Şirketi arasındaki hukuki ilişkinin, geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisi olup olmadığı, muvazaaya dayanıp dayanmadığı hususunun tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) "Tanımlar" başlıklı 2 nci maddesinin yedinci fıkrası şöyledir:
"Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur."
3. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin sekizinci fıkrası ise şöyledir:
"Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez."
4. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) "Sözleşmelerin yorumu, muvazaalı işlemler" başlıklı 19 uncu maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.
"
5. 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un (6001 sayılı Kanun) mülga 4 üncü maddesi ile 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında (4) Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 211 inci maddesi uyarınca davalının görev ve yetkisi kapsamındaki hizmetlerin başkasından satın alınması da mümkündür.
6. Dairemizin 20.09.2022 tarihli ve 2022/7629 Esas, 2022/9971 Karar; 30.03.2022 tarihli ve 2022/3443 Esas, 2022/4200 Karar; 04.03.2021 tarihli ve 2021/707 Esas, 2021/5541 Karar ve 16.03.2021 tarihli ve 2021/2390 Esas, 2021/6276 Karar sayılı kararları.
3. Değerlendirme
1. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrasına göre bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren alt işveren ilişkisi denilmektedir. Maddeye göre asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak 4857 sayılı Kanun'dan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. Dolayısıyla asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için iki işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi hâlinde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirme unsurunun gerçekleşmiş olması gerekir. Sözü edilen bu hususların, aksi kanıtlanabilen adi kanuni karineler olduğu kabul edilmelidir.
2. Muvazaa ise 6098 sayılı Kanun'da düzenlenmiş olup tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, kendi gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri, görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Muvazaada, taraflar arasında üçüncü kişileri aldatma kastı bulunmakta ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaa genel ispat kuralları ile ispat edilebilir. Bunun dışında işverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek amacıyla 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin sekizinci fıkrasında bazı muvazaa kriterlerine de yer verilmiştir. Maddenin sekizinci fıkrasına göre, asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi hâlde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş, bölünerek alt işverenlere verilemez.
3. Dairemiz uygulamasına göre bir ihale dönemi için kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçersiz olması veya muvazaaya dayanması, önceki ve sonraki ihale dönemleri bakımından bir sonuç doğurmaz. Her ihale sözleşmesi kendi dönemi ve şartlarında değerlendirmeye tâbi tutulmalıdır. Başka bir anlatımla, önceki ihale sözleşmelerinin Kanun'a uygun kurulmamış olması veya muvazaalı olması, sonrakilerin de aynı şekilde Kanun'a uygun kurulmadığını ya da muvazaaya dayandığını göstermez. Daha sonra yapılan sözleşmenin ayrıca Kanun'a uygunluk ve muvazaa yönünden değerlendirmeye tâbi tutulması gerekir.
4. Somut olayda, davacı 18.04.2016 tarihinde dâhili davalı ... Mekatronik Şirketi nezdinde davalı ... Müdürlüğüne bağlı işyerinde çalışmaya başlamış olup dava tarihi itibarıyla çalışmasının devam ettiği anlaşılmaktadır.
5. Dosya kapsamına göre dâhili davalı ... Mekatronik Şirketi ile ... arasındaki hizmet alım sözleşmesine konu iş, Karayolları 10. Bölge Müdürlüğü Trabzon ve Artvin Tünel Bakım İşletme Şefliklerine Bağlı Tünellerin Bakımı, Elektrik/Elektronik/Elektromekanik Sistemlerinin ve Scada Otomasyonunun Bakım, Onarım ve İşletilmesi işi olup davacının da detayları teknik şartnamede belirtilen işler kapsamında çalıştığı sabittir. Bu çerçevede öncelikle belirtmek gerekir ki, hizmet alım sözleşmesinin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 6001 sayılı Kanun'un (mülga) 4 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca davalı İdareye, İdarenin yapacağı hizmetleri alt işverenler aracılığıyla yaptırma yetkisi tanınmıştır. Aynı şekilde, 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 211 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde "Hazırlayacağı programlar uyarınca karayollarını yapmak, yaptırmak, emniyetle kullanılmalarını sağlayacak şekilde sürekli bakım altında bulundurmak, bakımını yaptırmak, onarmak, onarımını yaptırmak, işletmek, işlettirmek" ve (c) bendinde "... teknik nitelik ve şartları tespit etmek veya ettirmek ve gerekli şartnameleri hazırlamak", Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Mevzuatta yer alan açık düzenlemeler karşısında, davalının yardımcı işleri alt işveren aracılığıyla gördürebileceği gibi asıl işlerini dahi 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesindeki işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirme şartı aranmaksızın alt işverene verebileceğinin kabulü gerekir. Bu sebeple somut olayda davacının tâbi olduğu asıl işveren alt işveren ilişkisi geçerli ve Kanun'a uygundur.
6. Diğer taraftan geçerli biçimde kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu iddiasının da dosya kapsamındaki delillere göre ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.
7. Davacı, elektrik teknisyeni olarak tünellerdeki tüm elektrik panolarının bakımı, onarımı, tünellerin aydınlatılması, ışıklı yön levhalarının montajı ve buna benzeyen tüm elektrik işlerini yaptığını, davacının teknik şartnamede belirtilen görev tanımına bakıldığında yapılan işin davalı İdarenin asıl işi olduğunu, davalı İdarenin işçi alma çıkarma yetkisi bulunduğunu, alt işveren işçileri ile asıl işveren işçilerinin aynı işi yaptıklarını, alt işverenlerin işin yürütümü için gerekli ekipman ve uzmanlığa sahip olmadığını ileri sürerek muvazaanın tespitini istemiştir. Mahkemece tanıkların, işle ilgili emir ve talimatların davalı ... yetkililerince verildiği, alt işverenler değişmesine rağmen işçilerin aynı yerde çalışmaya devam ettiği yönündeki beyanları doğrultusunda muvazaanın tespitine dair hüküm kurulmuş ise de ulaşılan sonuç isabetli değildir.
8. Asıl işverenin, işçilerin işe alınmasına ilişkin süreçte işe alım kriterlerinin bulunup bulunmadığı veya görev yerlerinin değiştirilmesiyle ilgili bazı yetkileri uhdesinde tutması tek başına muvazaanın varlığını göstermeyeceği gibi işin yürütümü gereği asıl işveren yetkililerinin de işçilere emir ve talimat vermesi gereken durumlar ortaya çıkabilecektir. Bu doğrultuda, hizmet alım sözleşmesi ile üstlenilen iş kapsamında çalışan işçiye, işin yürütümü ile ilgili asıl işveren yetkililerince verilen emir ve talimatların ve asıl işverenin yönetim ve denetim hakkı kapsamında yaptığı işlemlerin, tek başına asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu göstermeyeceği göz önünde bulundurulmalıdır. Emsal olarak kabul edilen bir başka dosya doğrultusunda da muvazaa kararı verilemez.
9. Açıklanan ilke ve esaslar birlikte değerlendirildiğinde; davacının çalıştığı dâhili davalı ... Mekatronik Şirketi ile davalı İdare arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisi geçerli ve Kanun'a uygun olup muvazaalı da değildir. Bu durumda davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde dâhili davalı ... Mekatronik Elekt. Elktronik İnş. Taah. Turz. San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne iadesine,
24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.