Logo

9. Hukuk Dairesi2024/8085 E. 2024/10391 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının iş güvencesi kapsamında olup olmadığına ve buna bağlı olarak kötüniyet tazminatına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, davalı şirketin farklı projelerinde çalışan işçiler de dikkate alındığında iş güvencesi kapsamında olduğunun tespit edilmesi ve bu kapsamdaki işçilerin kötüniyet tazminatı talep edemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin kötüniyet tazminatı talebini reddeden direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2020/7 E., 2021/312 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde güvenlik görevlisi sıfatı ile 25.01.2011-28.02.2013 tarihleri arasında çalıştığını, en son aldığı 850,00 TL net ücretin banka kanalı ile ödendiğini, günlük bir öğün yemeğin işyerinde verildiğini, yol ücreti adı altında 155,00 TL ödeme yapıldığını, 25.01.2011-01.04.2012 tarihleri arasında sürekli gece vardiyasında çalışan müvekkiline fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, davalı işverenliğe sözlü ve yazılı müracaatta bulunmasına rağmen sonuç alamayan müvekkilinin Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) İstanbul İl Müdürlüğüne şikâyette bulunduğunu, Kurumun işverenin fazla çalışma ücretini ödemesi gerektiği yönünde tespitte bulunduğunu, bu olay üzerine davalı Şirket yetkililerinin müvekkiline mobbing uyguladığını, daha zor nöbet tutulan güvenlik noktalarında görevlendirdiklerini, ara dinlenme sürelerinin iş yoğunluğu gerekçesi ile 5-10 dakika süreler verilerek kullandırıldığını, yıllık izin haklarının kanuna aykırı olarak parçalı kullandırıldığını, 25.01.2011-01.04.2012 tarihleri arasında haftada 3 kez 17.00-08.00 saatleri, pazar günleri ise 17.00-24.00 saatleri arasında çalıştığını, ekstra nöbetler tutturulup ücretlerinin %50 oranında zamlı değil normal yevmiye üzerinden elden ödendiğini, 01.04.2012-28.02.2013 tarihleri arasında ise 8 saat çalışma yaptığını, bir haftada ekstra nöbetlerle birlikte 10 nöbet tuttuğunu, fazla çalışmaların ödenmediğini, bütün bu baskılara rağmen işten ayrılmayan müvekkilini iş sözleşmesini gerekçe göstererek başka bir proje olan Kibele Evlerinde görevlendirdiklerini, ancak çalışma şartlarında esaslı değişim olması nedeniyle müvekkilinin görevlendirmeyi kabul etmediğini, bunun üzerine iş sözleşmesinin davalı işverenlik tarafından 28.02.2013 tarihinde feshedildiğini, haksız fesih nedeniyle müvekkiline kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 17 nci maddesi gereğince bildirim sürelerine ait ücretin 3 katı tutarı kötüniyet tazminatı, müvekkilinin dört aya kadar ücreti tutarında ayrımcılık tazminatı ödenmesi gerektiğini, çalıştığı dönemlerde tüm ulusal ... ve genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen çalışmalarına karşılık herhangi bir ücret ödenmediğini, 2012 yılının 8. ve 9. aylarında ve 2013 yılının 1. ve 2. aylarında yol yardımının ödenmediğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, ulusal ... ve genel tatil ücreti alacağı, yol ücreti, kötüniyet ve ayrımcılık tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacı belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığından ihbar tazminatı istenemeyeceğini, hizmet süresi 1 yılı doldurmadığından kıdem tazminatını hak etmediğini, tazminat taleplerinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Kobra Güvenlik Koruma ve Güvenlik Eğitim Hizmt. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davacının sözleşmesinde başka yerde görevlendirmeyi kabul ettiğini, görevlendirme kararının tebliği için ihbarın gönderildiğini ancak davacının sözleşmede belirttiği adreste bulunamadığını, 13.02.2013 tarihinde elden tebliğ edildiğini ve o sırada itiraz etmediğini; ancak 18.02.2013 tarihinde itiraz ettiğini, işverenin de iş sözleşmesindeki hüküm gereği iş sözleşmesini feshettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 14.01.2016 tarihli ve 2014/298Esas, 2016/12 Karar sayılı kararı ile; kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal ... ve genel tatil ücreti, kötüniyet tazminatı alacaklarının kabulüne, ayrımcılık tazminatının reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 09.12.2019 tarihli ve 2016/10301 Esas, 2019/21872 Karar sayılı ilâmıyla; Mahkemece işyerinde fesih tarihi itibarıyla 27 çalışan olduğu, davacının iş güvencesinden yararlanmadığı belirtilerek kötüniyet tazminatına hükmedilmişse de kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için temel koşulun işçinin iş güvenliği kapsamında olup olmadığının belirlenmesi olup işçi iş güvencesi kapsamında ise kötüniyet tazminatı talep edemeyeceğinden somut uyuşmazlıkta davacının çalıştığı Erenköy Ruh ve Sinir hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde davalı Şirkete ait ihalede 27 işçi bulunmakta ise de davalı Şirketin başka projelerinin de olduğu, davacının mevcut işyerinin başka bir proje ile değiştirilmesinin bunu açıkça ortaya koyduğu; bu nedenle davalı Şirkette fesih tarihi itibarıyla tüm projelerinde çalışan işçi sayısına göre davacının iş güvencesi kapsamında olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ile karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak yapılan araştırma sonucu davalı işverenin fesih tarihinde başka projelerinde çalışan işçilerin de olduğu ve davacının iş güvencesi kapsamında olduğunun belirlendiği gerekçesiyle kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek bozma dışı kalan hususlarda aynı şekilde hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz başvuru dilekçesinde; ihale makamı olduklarını, davacının alacaklarından çalıştığı firmanın sorumlu olduğunu, yeterli incelemeye dayanmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, faiz türü ve başlangıç tarihlerinin de hatalı olduğunu ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, kötüniyet tazminatının koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4857 sayılı Kanun'un 17 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.