Logo

9. Hukuk Dairesi2024/8563 E. 2024/10387 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İşletme toplu iş sözleşmesi yetki belgesinin, işkolu tespit kararına aykırı şekilde bazı işyerleri dikkate alınmadan verildiği iddiasıyla açılan yetki tespitine itiraz davasında, işkolu tespit kararına göre işletmenin hangi işyerlerinden oluştuğu ve yetki için gerekli çoğunluğun sağlanıp sağlanmadığı hususunda uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşmiş işkolu tespit kararına göre işletmeyi oluşturan tüm işyerlerindeki işçiler dikkate alınmadan yetki tespiti yapılması hatalı ise de, davalı sendikanın, Bakanlık kayıtlarında farklı işkolunda görünen işyerlerinin işkolu düzeltme işlemlerinden sorumlu tutulamayacağı gözetilerek, Mahkeme kararının sonucu itibarıyla doğru bulunup, gerekçesi değiştirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/289 E., 2024/80 K.

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında görülen yetki tespitine itiraz davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Kocaeli 6. İş Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Kocaeli 6. İş Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiş bu kararın temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının tekrar bozulmasına karar verilmiştir.

Kocaeli 6. İş Mahkemesinin 12.04.2016 tarihli kararı ile bozmaya direnilmesi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Kocaeli 9. İş Mahkemesince Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen 27.04.2023 tarihli kararla; davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine hükmedilmiştir. Kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi sonrası dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmiş; yetkili olarak gösterilen İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda verilen 18.07.2023 tarihli kararla İstanbul iş mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Yetkisizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi sonrası dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmiş; yetkili Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı Şirketin aynı işkolunda kurulu toplam 7 işyerinin bulunduğunu, dava konusu yetki tespit tarihinde işyerlerinde toplam çalışan işçi sayısının 176 olduğunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci maddesi uyarınca işletme toplu iş sözleşmesi için aranması gereken nisabın yüzde kırk olduğunu, bu nedenle işçi Sendikasının işletmeye dair işyerlerinde en az 70 üyesi olması gerektiğini, oysa Bakanlıkça verilen işletme toplu iş sözleşmesi yetki belgesinin, davalı işçi Sendikasının 2 işyerinde 51 üyesi olduğu ve bu şekilde gerekli çoğunluğu sağladığı gerekçesiyle verildiğini, davalı ... tarafından diğer davalı Sendikaya verilen yetki tespit belgesinin 6356 Sayılı Kanun'un amir hükümlerine (işyeri ve yeterli üye sayısı açısından) aykırı olduğunu iddia ederek, Bakanlık tarafından verilen işletme yetki belgesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... cevap dilekçesinde; davalılardan ... Gıda İş Sendikasının adı geçen işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmak için 28.01.2013 tarihinde başvuruda bulunduğunu, başvuru tarihi itibarıyla söz konusu işyerlerinde 112 işçinin çalıştığını, bunlardan 51 işçinin davalı ... Gıda İş Sendikasına üye olduğunun tespit edildiğini, buna ilişkin yetki tespit yazısının taraflara gönderildiğini savunmuş ve davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... Gıda İş Sendikası vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu sigorta bildirgelerindeki işyeri sicil numaralarından anlaşıldığı üzere davacı Şirkete ait işyerlerinden sadece 2 tanesinin gıda sanayi işkolunda bulunduğunu, diğer işletmelerin farklı işkollarında olduğunu, bu hususun işveren ve Bakanlık kayıtlarından anlaşılacağını, ayrıca davacının kendi işyerlerini farklı işkollarında kaydettirdiğini ve şimdi bu işyerlerinin gıda sanayi işkoluna dâhil edilmesini talep etmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Kocaeli 6. İş Mahkemesinin 24.06.2014 tarihli ve 2013/247 Esas, 2014/302 Karar sayılı kararı ile; toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak,17.04.2008 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan işkolu tespit kararında davacı Şirketin Körfez/Kocaeli, Kartal/İstanbul, İkitelli/İstanbul, Macunköy/Ankara ve Bornova/İzmir adreslerinde faaliyet gösteren işyerlerinin sayıldığı, işkolu tespit kararının sadece bu işyerlerine münhasır verildiği ve sadece bu işyerlerinin gıda sanayi işkolunda ve işletme düzeyinde olduğu kabul edildiği takdirde dahi söz konusu birimlerde çalışan 136 işçiden 51'inin sendika üyesi olduğu gözetilerek davalı ... Gıda İş Sendikasının 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesinde düzenlenen “başvuru tarihinde çalışan işçilerin işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması” koşulunu taşımadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Kocaeli 6. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 23.10.2014 tarihli ve 2014/29756 Esas, 2014/30769 Karar sayılı kararı ile; somut olayda temel problemin davacının tespit dışı bırakıldığını ileri sürdüğü işyerlerinin de tespit yapılan ve işletme oluşturduğunun kabulüyle yetki tespitine konu edilen işyerleriyle birlikte işletme oluşturup oluşturamayacağı olduğu, Mahkemece davacı Şirketin Kartal/İstanbul, İkitelli/İstanbul, Macunköy/Ankara ve Bornova/İzmir adreslerinde faaliyet gösteren şube işyerlerinin işkolu bildiriminin 17.04.2008 tarihli işkolu tespitinden önce mi yoksa sonra mı yapıldığının anlaşılamadığı, Mahkemece öncelikle 2008 yılına ait işkolu tespit kararından sonra yapılmış bir bildirim olup olmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiği, davacının Kocaeli, Ankara, Balıkesir, İstanbul, İzmir'deki işyerlerine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtları, ticaret sicil kayıtları, ana sözleşme ile işyerlerindeki organizasyonu ve varsa işyerlerinin birbirleriyle ilgilerini gösterir yönetsel belgeler dosya kapsamına dâhil edilerek burada yapılan işlerin bağımsız nitelikte olup olmadığı sonucuna göre ortada tek bir işyeri ve ona bağlı yer mi, yoksa aynı işkolunda yer alan işyerlerinden oluşan bir işletme mi olduğu, işletme söz konusu ise bunun merkezinin neresi olduğu ortaya konulduktan sonra yetkili mahkeme olunup olunmadığı hususunun belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Kocaeli 6. İş Mahkemesinin 11.11.2015 tarihli ve 2014/635 Esas, 2015/489 Karar sayılı kararı ile; 17.04.2008 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan işkolu tespit kararında davacı Şirketin Körfez/Kocaeli, Kartal/İstanbul, İkitelli İstanbul, Macunköy/Ankara ve Bornova/ İzmir adreslerinde faaliyet gösteren işyerlerinin sayıldığı, işkolu tespit kararının sadece bu işyerlerine münhasır verildiği ve sadece bu işyerlerinin gıda sanayi işkolunda ve işletme düzeyinde olduğu kabul edildiği takdirde dahi söz konusu birimlerde çalışan 136 işçiden 51'inin sendika üyesi olduğu gözetilerek davalı ... Gıda İş Sendikasının 6356 sayılı Kanun'un 41 inci maddesinde düzenlenen “başvuru tarihinde çalışan işçilerin işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması” koşulunu taşımadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Kocaeli 6. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 02.02.2016 tarih ve 2016/1338 Esas, 2016/2358 Karar sayılı kararı ile; bozmaya uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçe gösterilerek kararın tekrar bozulmasına karar verilmiştir.

D.Mahkemece İkinci Bozmaya Karşı Verilen Direnme Kararı

Kocaeli 6. İş Mahkemesinin 12.04.2016 tarihli ve 2016/286 Esas, 2016/531 Karar sayılı kararı ile; bozma kararında belirtilen belgelerin dava dosyası içerisine önceden getirtildiği ve dosyada mevcut olduğu, ayrıca önceki bozma kararında da belirtildiği üzere davacıya ait işletmenin 7 farklı işyerinin aynı işkolunda olsa dahi sendikalı üye oranının yüzde kırkın altında kaldığı, yüzde kırkın üzerinde olsa idi 7 farklı şehirdeki işletmenin aynı işkolunda olup olmadığının araştırılması gerekeceği, 7 farklı işyerinin sendikalı işçi üye oranının yüzde kırkın altında olması nedeni ile yargılamanın bir an önce bitirilmesi ve adil yargılama ilkesi nedeni ile sair hususların araştırılmasına gerek olmadığı belirtilerek ve önceki gerekçeler de eklenmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.

E. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Direnme kararının davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.12.2017 tarihli ve 2016/9-2040 Esas, 2017/1543 Karar sayılı kararı ile; kesin nitelikteki bozma kararına direnilmesine yasal olarak olanak bulunmadığı ve uyulması gerektiği hâlde Mahkemece önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı Üzerine Verilen Karar

1. Kocaeli 9. İş Mahkemesinin 27.04.2023 tarihli ve 2021/78 Esas, 2023/414 Karar sayılı kararı ile; davacı Şirkete ait tüm işyerlerinin yetki başvuru tarihinde gıda sanayi işkolunda yer aldığı ve işletme niteliği taşıdığı, bozma ilâmına göre de Mahkemenin yetkili mahkeme olup olmadığının bu tespitler neticesinde belirlenebileceği, alınan 08.03.2023 tarihli bilirkişi heyet raporu ve tüm açıklamalar ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacı Şirketin işletme merkezinin Ataşehir/İstanbul olduğu, işletme söz konusu olduğundan eldeki davanın işletme merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği ancak davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, İstanbul Anadolu İş Mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

2. Kocaeli 9. İş Mahkemesinin 27.04.2023 tarihli ve 2021/78 Esas, 2023/414 Karar sayılı kararının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği ve davacı vekilince dosyanın yetkili Mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi sonrası yapılan yargılamada İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesinin 18.07.2023 tarihli ve 2023/412 Esas, 2023/705 Karar sayılı kararı ile davacı Şirketin işletme merkezinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün Beyoğlu ilçesinde olduğu ve yargı alanı olarak İstanbul Adliyesi yargı çevresi içinde bulunduğu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, İstanbul İş Mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

3. İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesinin 18.07.2023 tarihli ve 2023/412 Esas, 2023/705 Karar sayılı kararının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği ve davacı vekilince dosyanın yetkili Mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi üzerine yapılan yargılamada Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 17.04.2008 tarihli ve 26850 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2008/35 sayılı işkolu tespit kararı uyarınca davacıya ait 1064168.034, 1021052.034, 1061006.006, 1153241.035 SGK sicil numaralı işyerlerinde yapılan işlerin niteliği itibarıyla gıda sanayi işkolunda yer aldığının tespit edildiği, davacıya ait 1007638.041 SGK sicil numaralı işyerinde yetki tespit başvuru tarihi itibarıyla 99 işçinin çalıştığı, 1095592.010 SGK sicil numaralı işyerinde yetki tespit başvuru tarihi itibarıyla 9 işçinin çalıştığı, 1064168.034 SGK sicil numaralı işyerinde yetki tespit başvuru tarihi itibarıyla 30 işçinin çalıştığı, 1199742.034 SGK sicil numaralı işyerinde 9 işçinin çalıştığı, 1153241.035 SGK sicil numaralı işyerinde yetki tespit başvuru tarihi itibarıyla 5 işçinin çalıştığının tespit edildiği, davaya konu yetki tespit başvuru tarihinden önce verilmiş ve kesinleşmiş bir işkolu tespit kararı bulunduğu, kesinleşmiş bir işkolu tespit kararı bulunmasına karşın Bakanlık kayıtlarında gıda sanayi işkolu dışında farklı işkolunda görünen işyerlerinin işkolu düzeltme işlemlerinin sorumluluğunun davalı Sendikaya yüklenemeyeceği kanaatine varılarak öncelikle yetki tespitine konu işyerleri kapsamında davacı yanın işyeri/işletme itirazının neticelendirilmesi gerektiği, bu kapsamda tüm işyerlerinin Genel Müdürlük altında konumlu olduğu ve tek organizasyonel yapı içerisinde oldukları, bağımsız bir yapılarının bulunmadığı, bu kapsamda dosyada sunulan kayıtlar, işkolu tespit kararı, organizasyon yapısı ve faaliyet konuları, teknik anlamda birlikte ele alındığında, davacının aynı işkoluna ait bağımsızlığı olmayan birden fazla birimden oluşan tek bir işyeri olduğu ve yetki tespitinin işyeri düzeyinde yapılması gerektiği, yetki tespit tarihinde davacıya ait 1007638.041 ve 1095592.010 SGK sicil numaralı işyerlerinde toplam 108 işçinin çalıştığı, 51 işçinin davalı Sendika üyesi olduğu, bu hâlde davalı Sendikanın işyeri toplu iş sözleşmesi yapabilmek için öngörülen yarıdan fazla çoğunluğu sağlayamadığı gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı Sendika vekili; davacıya ait işyerlerinin birbirinden ayrı bir organizasyona sahip olup olmadığı, hukuki, yönetimsel ve amaçsal olarak birbiri ile bağlı olup olmadıklarına bakılması gerektiğini, Mahkemece genel merkez ile işyerlerinin bağlantısının değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, birimler arasındaki coğrafi yakınlık durumunun da dikkate alınması gerektiğini, davacıya ait işyerlerinin farklı il ve ilçelerde ayrı organizasyon içerisinde örgütlendiği ve birbirinden bağımsız üretim ve pazarlama süreçleri olduğunun açıkça ortaya konulduğunu ileri sürerek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddine yönelik olarak Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı Bakanlık vekili; yetki başvurusu değerlendirilirken işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, kararın yerinde olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun'un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme ...” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

2. 6356 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

“Yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz.”

3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şu şekildedir:

“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:

“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.

(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.

(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.

(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.

(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”

5. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:

“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.

(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.

(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.

(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.

(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

6. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta, davaya konu yetki tespit başvuru tarihinden önce verilmiş ve kesinleşmiş bir işkolu tespit kararı bulunduğu, söz konusu işkolu tespit kararına göre davacı işverenin davalı Sendikanın kurulu bulunduğu gıda sanayi işkolunda yer alan işyerlerinin tamamının dava konusu yetki tespitinde dikkate alınmadığı, anılan işkolu tespit kararına göre davacı işverenin gıda sanayi işkolunda yer aldığı tespit işyerlerinde çalışan işçiler gözetilerek bu esaslar doğrultusunda davalı Sendikanın başvuru tarihi itibarıyla gerekli çoğunluğu sağlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken Bakanlık kayıtlarında gıda sanayi işkolu dışında farklı işkolunda görünen işyerlerinin işkolu düzeltme işlemlerinin sorumluluğunun davalı Sendikaya yüklenemeyeceğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetli olmamıştır.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru bulunan Mahkeme kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalılar vekillerinin Mahkemece yapılan değerlendirmeye yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile sonucu itibarıyla doğru olan Mahkeme kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı Sendikaya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

01.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.