"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalıların istinaf
başvurularının kabulü ile davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 42. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve dosyanın davanın yeniden görülmesi için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince ortadan kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ve davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenin yurt dışı şantiyelerinde iş makinası ustası olarak net 2.200,00 USD ücretle çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız sona erdirildiğini ileri sürerek ihbar tazminatı, ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazları olduğunu, davacının kendi çalışanları olmadığını, Türk hukukunun uygulanamayacağını, alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Uluslararası İnşaat Şirketi vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazları olduğunu, davacının kendi çalışanları olmadığını, Türk hukukunun uygulanamayacağını, davacının iddia ettiği ücretin fahiş olduğunu, ücrette brütleştirme yapılmaması gerektiğini ve zamanaşımı def'inde bulunduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, iş sözleşmesinin kendiliğinden sona erdiğini, Türk hukukunun uygulanamayacağını, davacının iddia ettiği ücretin fahiş olduğunu, eksik ödenen ücret alacağı olmadığını, zamanaşımı def'inde bulunduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Rusya Federasyonu iş mevzuatı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, davalı işveren tarafından haklı sebeple fesih olgusu ispatlanamadığından davacının ihbar tazminatına hak kazandığının kabulü gerektiği, davacının fazla çalışma yaptığı, ulusal bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatili günlerinde çalıştığına ilişkin iddiasının ise ispatlandığı ancak bu çalışmaların karşılığının ödenmediğinin anlaşıldığı, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesindeki üç aylık dava açma süresinin somut olaya uygulanmadığı gerekçesiyle 04.04.2023 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini ve davacının ücret alacağının eksik hesaplandığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... ve ... Uluslararası İnşaat vekili; Rus iş hukukunda zamanaşımı süresi üç ay olduğundan davanın bu sebeple reddi gerektiğini, husumet itirazları olduğunu, net ücretin brüt ücrete çevrilmesinin hatalı olduğunu, ücretin miktarına itiraz ettiklerini, tanıkların davası olduğunu ve beyanlarının esas alınamayacağını, hizmet süresinin hatalı belirlendiğini, davacının ödenmemiş alacağı bulunmadığını ve indirim oranının az olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
3. Davalı ... vekili; davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını ve alacaklarının çalıştığı ülke mevzuatına göre ödendiğini, Rus iş hukukunda zamanaşımı süresi üç ay olduğundan davanın bu sebeple reddi gerektiğini, hizmet süresinin hatalı belirlendiğini, davacının ödenmemiş alacağı bulunmadığını, tanıkların davası olduğunu ve beyanlarının esas alınamayacağını ve indirim oranının az olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut uyuşmazlıkta iş sözleşmesinin 30.01.2015 tarihinde sona erdiği, davanın ise 10.08.2018 tarihinde açıldığı, dolayısıyla Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesine göre dava tarihi itibarıyla bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma süresi olan 3 aylık sürenin dolduğu, İlk Derece Mahkemesince Rusya hukukuna tâbi çalışma dönemine ilişkin alacak talepleri yönünden hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle taleplerin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, bu nedenle hak düşürücü sürenin geçmesi sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği, diğer yandan Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemelerinin önceki uygulamasına güvenilerek açılan davalarda Mahkemece görüş değişikliğine bağlı olarak yabancı hukukun uygulanması sonucunda davanın reddine karar verilmesi hâlinde, davacı aleyhine vekâlet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiği gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ve davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; uyuşmazlığa Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesindeki sürelerin uygulanmasının mümkün olmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; iş sözleşmesine uygulanacak hukuk, zamanaşımı def'i ve davanın süresinde açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi şöyledir :
" (1) İş sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.
(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.
(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde iş sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."
3. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.
4. Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun 392 nci maddesi şu şekildedir:
“Çalışan, hakkının ihlal edildiğini öğrendiği veya öğrenmesi gerektiği günden itibaren üç ay içinde bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.
Çalışan, ücretlerin ve diğer ödemelerin ödenmemesi veya eksik ödenmesine ilişkin bireysel işçi ihtilaflarının çözümü için, işten çıkarılma nedeniyle ödenmesi gereken ücretlerin ve diğer ödemelerin yapılmaması veya eksik ödenmesi de dahil olmak üzere, bu tutarların ödenmesi için belirlenen tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurma hakkına sahiptir. (03.07.2016 tarihli Kanun ile değişiklik yürürlüğe girmiştir)
İşveren, çalışanın işletmeye verdiği zararın tazminine ilişkin uyuşmazlıklarda, zararın tespit edildiği tarihten itibaren bir yıl içinde mahkemeye gitme hakkına sahiptir.
Bu maddede belirtilen sürelerin geçerli bir nedenle kaçırılması durumunda, bu süreler mahkeme tarafından tekrar başlatılabilir.”
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Maddi hukukun bir müessesesi olan zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir (..., Milletlerarası Özel Hukuk, Ankara, 2022, s.315; ..., Türk Milletlerarası Özel Hukuku, Ankara, 2021, s.127). Buna göre Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bu konudaki hükümlerinin uyuşmazlıkta uygulanması, 5718 sayılı Kanun'un 2 ve 8 inci maddelerinin bir gereğidir.
3. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (4) numaralı paragrafında yer verilen Rusya Federasyonu İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için mahkemeye başvurma sürelerinin düzenlendiği 392 nci maddesinde sözü edilen sürelerin, Dairemizce daha önce bazı kararlarda hak düşürücü süre olduğu belirtilmiş ise de yeniden yapılan değerlendirmede; bu sürelerin zamanaşımı süresi niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Somut olayda; dava tarihi itibarıyla zamanaşımı süresinin dolduğu ve davalı tarafça da usulüne uygun şekilde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince, söz konusu sürelerin hak düşürücü süre olarak nitelendirilmesi hatalı ise de bu hata sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.